Basının hakimiHürriyet gazetesi Genel Yayın Müdürü
Ertuğrul Özkök, ölüm oruçlarında arabuluculuk yapan gazetecilerden
Oral Çalışlar'ın hapisteki tutuklulardan;
- İçerdeki arkadaşlar, diye söz etmesini eleştiriyor...
Bu ifadenin içerdekilere dolaylı da olsa cesaret verdiği görüşünde
Özkök...
Devamla;
"Gerek basında gerek bir kısım aydınlarda ölüm orucu tutanlara anlayış havasının hakim olduğunu görüyorum" diyor...
Ve şu can alıcı tespitte bulunuyor:
- Acaba medyaya eski solcuların hakim olduğu yolundaki iddialarda belli bir gerçeklik payı var mı?
"Medyaya eski solcular hakim" iddiası bizlere yabancı değildir. Haklılığını savunamayan ya da yolsuzluklarını savunacak söz bulamayan siyasetçi, bürokrat, işadamı ya da uğursuz takımının ilk sıçrattığı çamur budur. Yıllardır medyanın içinde bulunan bir gazete yöneticisinin bu gerçeği unutup "Acaba onlar haklı mıydı?" gibi bir tereddüde düşmesi çok garip. Ve bu fikre
Oral Çalışlar'ın:
- İçerdeki arkadaşlar, deyiminden yola çıkarak varması daha da garip...
Devletin de izniyle arabuluculuk yapan, hem gencecik insanların ölmemesi hem devletin güç duruma düşmemesi için çalışan bir gazeteci ne diyecekti:
- İçerdeki hainler!
gibi bir şey mi? Sonra da içeri girip onları yoldan döndürmeye çalışacaktı öyle mi? Hem "arkadaş" her zaman "dost, yandaş" anlamına kullanılan bir sözcük de değil... Çoğu zaman genel anlamlı bir deyim...
Kimse kuşkuya düşmesin... Ve endişelenmesin! Sadece kalem gücüyle (hele de eski solcu kimliğiyle) basına hakim olunamaz. Başka yetenekler gerekir hakim olmak için!
LAFORİZMABu uzun tatilde trafik canavarı yalnız olmayacak, af canavarı da onun yanında olacak!..
Cihan DemirciMesih'i kim gönderdi? Fıkra Günel Altıntaş'tan...
Hasan Mezarcı mesihliğini ilan edince
Erbakan'a ne düşündüğünü sormuşlar.
Erbakan kızmış:
- Ben dünyaya öyle birini göndermedim, demiş...
Tarihten yaprak Hicri takvime göre 1421 yılının Ramazan ayında Şehr - i Stambul'da yeniçeriler cümleten kazan kaldırmış idi. İki yeniçerinin kalleşce şehid edilmesi üzre yaka bağır açık yollara revan olan nicesi Babı Ali'ye vardıkta Vali Paşa ile Yeniçeri Ağa'sını kapıda bekler bulmuşlar idi.
Yeniçeri Ağa'sı:
- Devlet i Aliye'nin askeri, kanuna nizama isyan eder mü? Tez dağılasuz,
dedikte, gaziler hep birlikte silah teşhir ederek pek garip bir mukabelede bulunmuş idi... Dahiliyi nazırı
Saadettin Ağa o devirde pek dirayetli bir vezür idi. Lakin isyancı taifesi isyanı müteakkip yapılan cenaze merasiminde Vezir
Saadettin Ağa'ya da aynen silah teşhir ettikde, yeniçerilikten gelme
Saadettin Ağa bu manzara karşısında fevkalade üzüldü idi.
Kazan kaldırmanın sebebine ilişkin rivayet muhtelif idi. Bazısına göre maişet derdi, bazısına göre işkence erbabının affa mazhar olmaması bu mühim olaya sebep teşkil etmiş idü.
Sadrazam
Serbülent Paşa'ya göre birileri düğmeye basmış olabilir idü.
Lakin bunların kimler olduğu meçhul olup,
Rahşan Sultan'ın bir gece önce bulaşık makinasının düğmesine basmasının bu kadar dehşetli vakalara yol açıp açmayacağı fevkalade meşkuk idü.
Şehr - i Stambul'da vuku bulan ayaklanma hadisesi diğer kimi vilayetlere de sirayet etmiş, yeniçeri ağalarının isyanı bastırma gayretleri her defasında neticesiz kalmış idi.
Ol meyanda Star ceridesinde
Saygı Öztürk nam muharrir her tahminin fevkinde bir iddia ortaya atmış idi... Bu muharrire göre hangi vilayette polis operasyon yapmış ise o vilayette yeniçeri ayaklanıp yürümüş idi.
İstanbul, Bursa, Gaziantep, İzmir, Mersin illeri
Balina, Paraşüt, Matador, Kasırga, Kartal, Bufalo nam operasyonların yapıldığı vilayetler idi... İsyanlar hep polisin muvaffakiyetli icraat gösterdiği vilayetlerde vuku bulmuş, düğmeye basanların devleti aliye'ye hortumu dayamış hırsız, uğursuz, talancı, kaçakçı taifesi olduğu yolunda kuşkular belirmiş idi...
Ceridemiz matbaaya verilirken bu mevzudaki söylentiler devam ediyor idi...
Ekonomik kriz özel televizyon kanallarımızı da vurdu.
"Sayın seyircilerimiz şu anda aldığımız bir habere göre batıyoruz..."
Derya Derin