Türkiye'de yargı bağımsızlığı yok... Yargı siyasallaştı... Yargıya güven yok... İktidarın en yetkili isimleri dokunulmazlıkları kaldırmamak için yukarıdaki "bahane" leri öne sürüyorlar... Lafın önünü sonunu düşünmüyorlar. Prof. Ülkü Azrak bu bahanelerin tehlikelerine dikkati çekiyor:
- Türk yargısının bağımsız ve tarafsız olmadığının ileri sürülmesi, aynı gerekçeyle suçluları iade etmeyen yabancı ülkelerin ekmeğine yağ sürmek anlamına gelir.
- AİHM'de aleyhimize açılan davalarda karşı tarafa muazzam koz verilmektedir.
- Türkiye'nin AB'ye üye olmasını istemeyenler iktidarın "yargımız bağımsız değildir" ifadesini bize karşı kullanabilirler...
- Yurttaşın Türk adaletine güveninin bu suretle yok edilmesi, insanların bizzat ihkakı hak, yani hakkını kendi gücüyle alma eğilimlerine kapı açmak olacaktır. Böyle bir durumda toplumda nasıl bir kargaşanın ortaya çıkacağını tahmin etmek güç değildir.
- AKP Genel Başkanı'nı birtakım hukuk zorlamalarıyla Siirt'te seçime sokup Başbakan olmasına yardım eden aynı yargı değil midir?
- Yargının bağımsız olmadığından şikâyet edenlerin öncelikle yapması gereken bir hukuk reformu ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu Adalet Bakanı'nın etkisinden kurtarmak değil midir?
Adalet Bakanı Cemil Çiçek diyor ki: "Dokunulmazlığın kalkması yolsuzluğu önlemez" Hımm... Hırsızların gözü o kadar kara demek...
Mesut Yılmaz'a tavsiye: " Yargıya güvenmiyorum" deyip, Yüce Divan'a gitmeyi reddetsin...
İstanbul Üniversitesi'nin önceki gün düzenlediği "Avrasya Açısından Kıbrıs ve Irak" konulu konferansın iki konuşmacısından iki görüş aktaralım...
Uluslararası Avrasya Hareketi Başkanı Aleksandr G. Dugin, dedi ki:
- ABD'nin yaptıklarına önceden ABD emperyalizmi, derdik. şimdi yeni bir durum var; bu, 'Atlantizm'dir. Atlantizmin görevi, Avrasya'nın istikrarlı bölgelerinde; Irak'ta, Kıbrıs'ta, Kafkaslar'da kaos yaratmak ve halkları, kültürleri, dinleri, devletleri biribirine düşürmektir. Atlantizm görüşünü benimseyenler, Rusya ve Türkiye'yi de aynı Irak gibi dağılmaya mahkûm ülkeler olarak gösteriyorlar. Asla ve asla müsaade edilmemesi gereken; Amerika'nın başka kültür sahasından gelip, burada kendi fikirlerini, kültürünü empoze etmeye çalışmasıdır. "
Dugin, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Avrasya Stratejik Birliği için çok az zamanımız var; çünkü dünyadaki olaylar çok çabuk gelişiyor.Türkiye'nin toprak bütünlüğü, egemenliği, büyük oranda Rus dış politikasının ne ölçüde Avrasya kökenli olduğuna bağlıdır. Rusya'nın Kafkaslar'daki durumu da Türkiye'nin Avrasya Stratejik Birliği'ni ne ölçüde düşündüğüne bağlıdır.
Rusya Büyükelçisi Albert Çernişev de Avrasya Stratejik Birliği'ni yüreklendirdi:
- Dünyanın en zengin kaynakları Avrasya'da... Petrol ve gaz yönünden Araplar'dan da zenginiz. ABD, AB ve Çin, Avrasya ile ilişkiye girmeden işlerini yürütemezler. Dolayısıyla biz, el kaldırıp da, bizi AB'ye alın, dememeliyiz. Kendimize yetecek güçteyiz. Türkiye ve Rusya, Avrasya'nın lokomotifi olmalıdır. İki ülke arasında basit bir komşuluk ilişkisi olmamalıdır. Artık somut olarak işe başlamalıyız ve birlikte çalışmalıyız."
Hata sonunda düzeltildi, ayıptan dönüldü. Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ÖSYM'ye gönderdiği yazıda memur alımında kadınlara konulan yasağın kaldırılmasını istedi. DSİ, TMO ve DHMİ için "osym.gov.tr" sitesine verilen ilanlardaki "cinsiyeti erkek olma" koşulu iptal edildi...
ÖSYM sınavını geçen kadın adayların bu defa da mülakatlarda elenmesi olası mı? Bu sorumuza Bakan Mehmet Ali Şahin "Kesinlikle mümkün değil." yanıtını verdi.
***
Milli Eğitim Bakanı Çelik, "Din milletin ayrılmaz bir parçasıdır" demiş. Bizdeki siyasetin de...