Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih Aşık

Memur emeklisi Ayşe Sonay hanımefendi önceki gün evine neden gözyaşları içinde döndüğünü anlattı telefonda... Laikliğin yıldönümü dolaysıyla Ata'nın anıtına koymak üzere karanfil almaya niyetlenmiş. İstanbul Feneryolu'nda çingene yurttaşların çiçek sattığı yere gitmiş. Üç karanfil istemiş:
- Ne kadar fiyatı üçünün...
- 100 bin lira...
- Çok değil mi?
- Tek tek alırsan pahalı, bak bu koca demet 500 bin lira. Sen en iyisi bunu al...
Ayşe Hanım ne yapsam diye düşünürken satıcı hanım sormuş:
- Ne yapacaksın sen bu çiçekleri?
- Bugün laikliğin yıldönümü Atatürk'ün anıtına koyacağım...
Bu defa çingene satıcı hanım bir an durmuş:
- Al bu demeti para verme, demiş, bu da bizden olsun...
Bu yüzden eve hüngür hüngür ağlayarak dönmüş Ayşe Sonay Hanım... Gerçekten de duygulanmamak elde değil...


"Dünya Bankası Türkiye'yi geleceğin 10 dev ekonomisi arasında sayıyor"...
Sunay Akın'ın deyimiyle "Peçete" Hükümeti ( Peçe - Çete koalisyonu) yukardaki piyango habere çok sıkı sarıldı. Hacı ile Bacı her gittikleri yerde tekrarlıyorlar. Cebindeki paranın ufaldıkça ufaldığını gören vatandaş ise bu ani devleşmenin nereden çıktığını merak ediyor. Neyse ki aramızdan bir kişi Dünya Bankası raporunu okuma zahmetine girmiş. İktisatçı Güngör Uras raporu okumuş. Anadolu Ajansı'nın haberi yanlış çevirdiğini farketmiş. Diyor ki:
- Söyleneni doğru anlayalım. Türkiye'den dünyanın 10 devinden biri olarak söz eden yok. Türkiye: "düşük ve orta gelir grubundaki ülkeler arasından öne fırlayan 10 dev ekonomiden biri" olarak gösteriliyor. Aynı gurupta geri kalanlarda o kadar iş yok ki... Pakistan bile devleşmiş...
Dev hikayesi bundan ibaret...

Turgut Özal tarafından 1980'lerde başlatılan "devleti küçültme" kampanyası sürecinde devlete yıllardır en nitelikli bürokratları yetiştiren Siyasal Bilgiler Fakültesi de küçültülmek, gözden düşürülmek istendi. Ancak son rakamlar gösteriyor ki, SBF hala dimdik ayakta. Dekan Prof. Celal Göle'nin verdiği bilgilere göre, 1996 yılında:
Dışişleri Bakanlığı Meslek Memurluğu sınavında başarılı olan 30 kişiden 15'i; Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu sınavında başarılı olan 48 kişiden 36'sı; Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörlüğü sınavında başarılı olan 14 kişiden 11'i;
Maliye Bakanlığı Hesap Uzman Yardımcılığı sınavında başarılı olan 10 kişiden 9'u;
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı sınavında başarılı olan 40 kişiden 16'sı; Kaymakamlık sınavında başarılı olan 160 kişiden 105'i;
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunudur... Bravo çocuklar.


Yeni Emniyet Genel Müdürü Kemal Çelik, "telefon dinleme" konusuna açıklık getirdi:
"Evet, telefonlar dinleniyor. Mahkeme kararıyla telefon dinlenmesi sonucunda 500'ü aşkın terör olayı çözüldü..."
O arada bir Telekom yetkilisi de şu bilgiyi veriyor:
"Telekom, MİT ve Emniyet'e hat çekti. Bu hattan, mahkeme kararıyla dinlenmesi istenen numaralar dışındaki telefonlar da dinlenebilir..."
***
Bu kadar sınırsız ve pervasız bir dinleme olayına dünyanın bir başka ülkesinde rastlamak mümkün değil. Acaba
... Suçluların yakalanmasını sağlamış olması, hukuk dışı yoldan telefon dinlenmesini "meşru" kılar mı?..
Avukat İfakat Aydemir'i dinliyoruz:
- Batılı sistemlerde "delilden sanığa" ulaşılır. Bizim sistemimizde ise "sanıktan delile". Telefon dinleme olayı da böyle: "Ben bütün konuşanları potansiyel suçlu sayarak telefonlarını dinleyeyim; belki içlerinde suç işleyen birileri vardır" zihniyeti... Bu çok yanlış. Şimdi diyorum ki... Her türlü "kapalı" alanda "suç" işlenebilmesi mümkünse... ve mesela evlerimiz de "kapalı" alanlar olduğuna göre... Polis yataklarımızın altına dinleme cihazları koysun, bütün pencereleri dikizlesin... Bu yöntemle bütün "suçlu"lar, "suç" işlemeden yakalanmış olur!...
***
Hakkında şikayet olmayan insanların izinsiz olarak dinlenmesi bir Anayasa suçu. Ve bu suç, ülkenin güvenliğinden sorumlu kuruluşlar tarafından işleniyor... Gücü elinde bulunduranlar ne kanun ne hukuk dinliyor...

Evimizin direği
Altın gibi yüreği
Eşek gibi çalışır
Sanki sağmal ineği

Ona biz BABA deriz
O getirir, biz yeriz
Bulamayız dünyada
Onun gibi bir keriz

Varlık yokluk bilmeyiz
Sıramızı vermeyiz
Siparişler gelmezse
Babamızı sevmeyiz

Hasta oldum diyemez
Biz doymadan yiyemez
Ne mankafa varlıktır
Yeni bir şey giyemez

Etrafını sararız
Köpek gibi dalarız
Dediklerimiz olmazsa
Anamızı salarız

Av. Mustafa Dinçer