Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ortaya bu soruları atmıştık. Manisa Akhisardan şu mektubu aldık:"Ben uluslararası satranç hakemi Kıyasettin Aydın... Manisanın Akhisar ilçesinde oturmaktayım. Özel Akhisar İlköğretim Okulunda da satranç öğretmenliği yapmaktayım. Okulum kurulduğu 1996dan bu tarafa satrancı olmazsa olmazlar arasında kabul etmiş ve ders olarak okutmakta. Ayrıca ilçemizde Özel Akhisar Kreşi ve Necdi ŞENTÜRK anaokullarında da satranç ders olarak verilmekte.Annelerimizle ilgili de satranç kursları düzenledik. Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Sayın Ali Nihat Yazıcı Bey de ilçemize gelerek hem bu çalışmalarımızı yerinde gördü hem de üçüncüsünü düzenlediğimiz ve resmi kayıtlarda görülen ilk anneler yarışmasını (kastımız çocuğuyla aynı anda ve aynı salonda yarışıyor olması) yerinde izledi. Akhisar Belediye Başkanı Sayın Erdoğan Kanburoğlunun desteği ile ilçemizde küçük bir satranç okulu açtık. Ayrıca 1 Ekim 2003 tarihinde Ceza ve Tutukevinde satranç kurslarımız başlayacak..."Akhisardaki bu övgüye değer çabaları kutluyor, nice başarılar diliyoruz... Okullarda neden satranç yok? Neden ders ve yemek aralarında çocuklar geyik muhabbeti yerine satrançla vakit değerlendirmiyor? Her okul kantinine satranç takımı bulundurma zorunluluğu getirilse iyi olmaz mı? Hükümet Irak halkını düşündüğü kadar Türk halkını düşünseydi istikrara çoktan kavuşmuştuk... Murat Erdaldı Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal buluştular... Nerede mi? Irak konusunda aynı doğru çizgi üzerinde...Hafta sonunda Chirac Elysee Sarayında, Deniz Baykal ise ondan bir gün önce Parti Meclisinde yaptığı konuşmada, ABDnin düzeni sağlama şansı kalmadığını kaydederek, çözüm için aynı şartı koştular:- Amerika Irakta egemenliği bir takvime bağlı olarak Iraklılara devretmelidir. Erdoğan - Gül ikilisi ise hâlâ gönderecekleri 10 bin askerle Irakın istikrara kavuşacağı (yani Irak halkının işgali seveceği) kanısında. Ne öngörü? Chirac ve Baykal Sesi en az çıkanlar en çok soyuluyor... Örnek mi? İsteğe bağlı sigortalıların ödedikleri primler...Okurumuz M. T.nin ödediği aylık prim 2003 yılı mart ayında 66 milyondu, nisanda 78 milyon, haziranda 118 milyon, temmuzda 138 milyon lira oldu...Beş ayda yüzde 109 zam...Okurumuz asgari ücretle çalışan bir hanım... Bu primleri nasıl ödeyecek.Enflasyon her ay eksi çıkarken bu zamlar neyin nesi?Üstelik isteğe bağlı sigortalılar sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyor.Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarındaki "adalet" bu mu? Nerede adalet? Adil Serdar Saçan, eski İstanbul Organize Suçlar Müdürüydü... Cumartesi günkü Milliyetten öğreniyoruz ki, "işkenceye göz yummak" suçundan İçişleri Bakanlığınca meslekten kesin olarak ihraç edilmiş. Onca işkence suçlusu ortada dururken bu ne perhiz?Bir gazeteci arkadaşımız anlatıyor:- Serdar Saçan hakkında şimdiye kadar yapılmadık suç duyurusu kalmadı desem yeridir... Hakkında basına yansıyan en son suçlama Erol Maks Kohen adlı naylon fatura hükümlüsüne uçak, çiçek ve telefon faturalarını ödetmekti. Ne var ki her defasında paçayı sıyırdı ve bu defa hiç hesapta olmayan bir şeyden dolayı meslekten ihraç edildi.Dostumuz "hesapta olmayan şey"i anlatıyor:"İçişleri Bakanlığı, bu şahsı, işkenceye göz yummak suçundan, idari kararla ihraç etmiş. Demek ki ortada bir işkence olayı var. Peki, işkenceye göz yuman ihraç ediliyor da işkenceyi bizzat yapanlar? Onlara da en azından aynı cezanın verilmesi gerekmez mi? Verilmişse bu bilgi niye gizleniyor? Aslında meselenin aslı şu; Adilin, Organize Suçlar Müdürüyken yönettiği soruşturmalarından biri Tayyip Erdoğanın finansörü olduğu söylenen Albayrak kardeşler operasyonuydu. Bu operasyon Tayyip Erdoğanı çok rahatsız etmişti. Fatura şimdi bu şekilde kesildi. Mesele budur."Devlet gücünün kullanılış biçimine özellikle dikkat buyurunuz. Saçanın suçu! Pinokyo, Monica meselesinde de yalan söylemişti... ABD eski Başkanı Clinton, Başbakan Erdoğana "Bush yönetimi üzerinde en fazla etkisi olan dünya lideri sizsiniz" demiş. Haldun Ertem Başbakan bir SSK hastanesine gece baskını yapıyor. Bir hasta kendisinden 50 milyon lira haraç alındığını iddia ederek doktorları Başbakana şikâyet ediyor. Başbakan cebinden 50 milyon lira çıkarıp hastaya veriyor. Sonra doktorlara dönüp bu parayı onlardan tahsil ediyor...Yolsuzluklara damardan girmek böyle oluyor galiba... Ya da damardan tuzlama... m.asik@milliyet.com.tr Yap bir damardan