Kemal Derviş'in "mevduattan vergi alınması" önerisini Ecevit "varlık vergisi gibi algılanır" diyerek geri çevirmiş.
Çünkü...
Halkçı Başbakan lakabının demokratik sol kültürde "halkı üten başbakan" anlamına geldiğini artık biliyoruz.
Sabah gazetesinde vergi uzmanı Şükrü Kızılot 'u okuyoruz:
"2000 yılındaki tahvil, bono, borsa, tefeci kazançları vergi dışı kalmıştır.
Bu kaynaklardan 1 trilyon lira kar sağlayan 1 kuruş vergi vermemektedir.
Hazine bonosu ve devlet tahvilinden "1 katrilyon" kazanan "1 lira" dahi vergi ödemiyor."
Enflasyondan arındırma oranı yüksek tutularak paradan para kazananlar vergi dışı bırakılmış.
Buna karşılık asgari ücretli ayda yüzde 30, normal ücretli yüzde 40, esnaf yüzde 49'a varan vergi ödüyor.
Benzin,mazot, tüpgaz, elektrik gibi kalemlere günübirlik zam geliyor
Zamlarla birlikte vergiler de artıyor.
Örneğin akaryakıta ödediğimiz paranın yüzde 78'i vergidir.
"İç kaynaklar" diyerek önümüzdeki günlerde fakir halka yeni vergiler bindirilecek.
Banka hortumcuları villalarında yan gelip yatarken
Soyulan bankalardan götürülen paralar halka ödetilecek.
Kayıt dışı ve kara para yine vergi dışı kalacak.
Paraoğlan kötü aldattı halkı...
"Biri Bizi Gözetliyor" yarışması ahlaka aykırıymış.Ankara’da oynanan "Biri Bizi Söğüşlüyor" oyunu ise çok ahlaki!
Bülent Ecevit, milletvekili Rıdvan Budak'ı "Demokratik Sol Kültür" ü bilmemekle suçladı. Peki nedir Demokratik Sol Kültür?
Okurumuz F. Kemal Yıldırım açıklıyor:
"Demokratikliğin özüne değil, sözüne uymak,
Ağzını açmadan önce liderine ve eşine danışmak,
Maaşı alıp güzellik uykusuna yatmak, yeri geldiğinde el kaldırmak..."
Türkiye’yi etkisi altına alan fırtınayı ABD meteorolojisi bilmiş.Başımıza gelecek bütün felaketleri önceden bilirler.Derya Derin
Devlet Bakanı Kemal Derviş Amerika dönüşü Paris'te Fransız bankacılarla bir araya geldi; ardından Fransa Maliye Bakanı Laurent Fabius' la parasal konuları görüştü... Kadere bakın... Çok değil, iki ay kadar önce milletçe ayaklanmış, Ermeni yasa tasarısını kabul eden Fransa'yı 7'den 70'e protesto etmiştik:
-Fransaaa şaşırmaaa, sabrımızııı taşırmaaa!
İki ayda nereden nereye?
Eğer ekonomik gücünüz yoksa... Adama atıp tuttuktan birkaç hafta sonra kapısına düşüyorsanız... Protestonuz da boşuna... Öfkeniz de boşuna...
TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun Başkanı ve 5 üyesi Avustralya'da inceleme gezisindeymiş. Hatırlarsınız Komisyon başkanlığının DSP'li Sema Pişkinsüt'ten MHP'li Hüseyin Akgül'e geçmesi yasama yılı başında hayli tartışmalara yol açmıştı. Bu komisyonun üyelerinden FP'li Mehmet Bekaroğlu'nu Ankara'da buluyor ve soruyoruz:
- Beyefendi sizin komisyonun Türkiye'de pek sesi çıkmıyor.
- 1.5 aydır tek bir toplantı yapmadık, sesimiz nasıl çıksın ki?
-Komisyon toplantı yapmıyorsa ne yapıyor peki?
- Bol bol yurtdışı geziler yapıyor. Bu yılın ilk üç ayında 2 kez Yunanistan'a, birer kez de Danimarka, Almanya ve Fransa'ya gidildi. 6 üye şu sıralar Avustralya'da...
- İyi de bu gezilerde somut olarak ne yapılıyor, bir üye olarak sizin haberiniz var mı?
- Hayır, yok. Çünkü rapor dahi sunmuyorlar bize.
- Yurtışındaki sorunlara bu kadar duyarlı olan Komisyon, aynı duyarlılığı yurt içinde de gösteriyor mu?
- Maalesef hayır. Geçenlerde, Aydın'da ve Trabzon'da iki yurttaşımız polis tarafından öldürüldü ama biz toplanamadığımız için bu olayları araştıramadık. - Gelen şikayetleri ne yapıyorsunuz?
- Bir alt komisyon kurduk. Ancak çalışması tam bir komedi. Çünkü gelen şikayetlerin büyük bölümü İçişleri Bakanlığı ile ilgili. Alt komisyon vatandaşın şikayetini, şikayetçi olduğu İçişleri Bakanlığı'na gönderiyor, oradan gelen yanıtı da vatandaşa postalıyor. Olacak şey midir bu?
-Bu durumda siz birşeyler yapmayı düşünüyor musunuz?
- Bu iş böyle devam ederse Fazilet Partili 5 üye Komisyon'dan çekileceğiz.
Dış dünyada insan hakları notumuz sıfır. Hiç değilse ilgilenir görünsek. O da yok...
Bu ülkede 15 günde 15 yasa çıkmaz ama 15 banka boşaltılabilir...Cihan Demirci