Neden sekiz yıl?..

14 Mayıs 1997

Melih Aşık

Yaratılan toz duman arasında eğitimin neden kesintisiz 8 yıl olması gerektiği gözden kaçırılıyor. Eğit-Sen Genel Başkanı Mustafa Gazalcı, Açık Pencere'ye gönderdiği açıklamada, 8 yıl kesintisiz eğitim projesinin yararlarını bir kez daha anımsatıyor:
1) İlkokuldan sonra çeşitli nedenlerle okula gidemeyen 1 milyon 700 bin çocuk, bir üst basamakta öğrenim imkanına sahip olacak. Böylece küçük yaşta iş sömürüsü de bir ölçüde önlenecek.
2) "Zorunlu eğitim" yasalarımıza göre parasız olduğu için bu çocuklar bu eğitimden parasız olarak yararlanacak.
3) Bugünkü koşullarda çocuklar, ortaokuldan itibaren Öğretim Birliği Yasası'na aykırı olarak iki ayrı anlayışla (Bilimsel - Dinsel) yetiştiriliyor. 8 yıl kesintisiz eğitimle program birliği sağlanacak.
4) Çok küçük yaşta meslek seçimi, çocuğun da bilinçli tercihiyle 9'uncu sınıfta gündeme gelecek.
5) İlkokulda okutulan (O yaştaki çocuğa göre ağır olan) konular 8 yıla dağıtılacak; böylelikle aynı konuların ilk ve ortaokulda yinelenmesi önlenecek, çağa göre eğitim verilecek.
6) İlkokuldan sonra sınav stresiyle benliği örselenen, yarış atı haline getirilen çocuklar bu bunalımdan kurtulacak.

Yazının Devamı

Rüzgarlar CHP'ye doğru...

13 Mayıs 1997

Melih Aşık

DYP Lideri Tansu Çiller laiklerin oylarını topladı götürdü RP'nin desteğine verdi. ANAP lideri Mesut Yılmaz seçimi kazanırsa Necmettin Erbakan'la koalisyon görüşmesine oturmayacağını söylemişti. Oturdu. Laikliği tehlikede gören kesimler yeni bir seçimde oylarını DYP vermeyecek, ANAP'a ise verirken çok düşünecekler. Çoğunluk yeni bir arayışa yönelecek.
Öte yandan...
RP, yolsuzluklarla mücadele edilmesini isteyen halk topluluklarının oyunu toplamıştı. Tam tersini yaptı. Tansu Çiller'in yolsuzluklarının üstünü örttü. Susurluk'u da örtmeye çalışıyor. Temiz toplum idealindeki yurttaşlar da yeni bir arayışın içindeler...
Bu arayışlar CHP için çok uygun rüzgarlar yaratıyor...
Ama CHP bu rüzgarlara yelken açamıyor...
Eski ve yorgun kadrolar... Politikayı ticarete dökmüş alt kadrolar. Yeni çözüm ve formül üretemeyen kafalar...
CHP tabanı ve tavanı yeni kadrolara açılırsa... Demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve üniversitenin soluğu ile kendini güçlendirirse...Yeni politikalar üretirse... Yeni rüzgarı yakalayacak.

Yazının Devamı

Hassas denetim...

11 Mayıs 1997

Melih Aşık

Mevlüt Yıldız, Ahmet Acer ve Metin Birol'un ünvanları; İçişleri Bakanlığı'nda kontrolör. Görevleri; Bakan adına belediyeleri denetlemek... Bir usulsüzlük, bir yolsuzluk saptarlarsa gereğini yapmak, icabında belediye başkanlarını görevden almak.
Adı geçen üç kontrolör, bu yılın başında, İstanbul Eyüp Belediyesi'ni denetlemek üzere görevlendirildiler. İstanbul'a gelir gelmez, yapmaları gereken ilk işlerden biri, gece kalacakları bir mekan bulmaktı. Bu mekan da büyük olasılıkla bir kamu kuruluşunun misafirhanesi olacaktı. Zira günlük 900 küsür bin liralık harcırahla otelde kalmaları pek mümkün değildi.
Ancak kahramanlarımız hiç de böyle yapmadılar. Çünkü denetleyecekleri belediyenin bu konuda kendilerine bir jest! yapacağını önceden biliyorlardı. Nitekim öyle de oldu. Eyüp Belediyesi yetkilileri kahramanlarımızı İstanbul'da karşıladılar. Resmi makam arabalarına bindirdiler, Eyüp Belediyesi'nin yan kuruluşu EVTAŞ'ın Ataköy'de, aylığı 700 dolardan kiraladığı üç daireye ayrı ayrı yerleştirdiler.
Kahramanlarımız dört aydan fazla bir süredir Ataköy'de yaşıyor, Eyüp Belediyesi'nin hesaplarını denetliyorlar! Hiç kuşku yok ki, Başkan'ın bir açığını bulurlarsa gözlerini kırpmadan

Yazının Devamı

Refah'ın ısrarı...

10 Mayıs 1997

Melih Aşık

Refah Partisi geçen yıl bir "Anayasa Değişikliği Uzlaşma Teklifi" hazırlamış, değişiklikleri içeren kitapçığı biz gazetecilere de postalamıştı. Birkaç gün önce postadan aynı kitapçık çıktı... Bir kez daha okuduk. Acaba RP'nin görüşlerinde değişiklik var mıydı?.. Hayır... Kitapçık aynı kitapçıktı. Teklifler de aynı teklifler. Peki şu sırada neden tekrar yollanmıştı? Onu bilmiyoruz... Ancak RP'nin Cumhuriyet'in temel niteliklerini değiştirme niyet ve hevesinin sürdüğünü bu kitapçıktan anlıyoruz.
Bir küçük örnek...
RP'nin teklifinde mevcut Anayasa'nın 4'üncü maddesi kaldırılıyor...
Ne der 4'üncü madde:
"Anayasa'nın 1'inci maddesinde Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2'inci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü madde hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.."Demek RP'nin aklından laikliği ve Cumhuriyet'in niteliklerini değiştirmek geçiyor. Veya daha doğrusu bunlar RP'nin aklından hiç çıkmıyor. Partinin başı askerlerle dertteyken dahi bu konuyu parti içinde birileri ısıtıp gündeme sokuyor. Hem de "uzlaşma teklifi" adı altında...
Bu niyetler üzerinde kiminle nasıl uzlaşacaklarsa?..

Yazının Devamı

Hatip'in esrarı

9 Mayıs 1997

Melih Aşık

Okurumuz Yakup Uludüz kısa bir soru soruyor:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili Türkçedir.Türkiye Cumhuriyeti'nin en saygın ve en yüce makamı TBMM'nin bir saygın üyesi, aynı zamanda Başkanvekili Sayın Yasin Hatipoğlu, TBMM antetli kağıtlara notlarını Arapça yazarak acaba ne anlatmak istiyor?Soruya üç şıklı yanıt verelim. Seçimi siz yapınız:
a) Harf devrimine karşı olduğunu anlatmak istiyor...
b) Kendini Arap kültürüne daha yakın hissettiğini söylemek istiyor.
c) Notlarının başkalarınca okunmasını önlemek için böyle yapıyor.
d) Not alır gibi yaparken aslında şiir yazıyor da bunun çakılmasını istemiyor.

Yazının Devamı

900'lü soygun...

8 Mayıs 1997

Melih Aşık

Dolandırıcılık devletin en üst katmanlarında bile temsil edilen saygın bir iş oldu. Hayatın her alanında sahneleniyor. İnsanların en zayıf anları kollanıyor. Özellikle o anlarında uygulanıyor. Bazan devlet kurumlarıyla ortak yapılıyor. Profesör Atilla Sesören anlatıyor:
- Radyo kanallarına ve gazetelere verilen ilanlarda "ÖSS sınav sonuçlarının 0900 909 1000 ya da 1001 - 1002 ve 1003 no'lu telefonlardan süratle öğrenilebileceği" belirtiliyordu. Sınava giren kızımın kazanıp kazanamadığını öğrenmek için ben de telefonun başına geçtim ve tuşlamaya başladım. İnanır mısınız, sabahtan beri 900'lü telefon hattını tuşluyorum. Ama kızımın sınavda başarılı olup olamadığını hala öğrenebilmiş değilim. Hattı her arayışımda, karşıma çıkan bant şu cümleleri tekrarlıyor:
"Sınav giriş numaranızı tuşlamak için gereken süreyi geçtiniz. Lütfen bir daha deneyin!..Ben bugün en az 30 defa bu numarayı çevirdim. Verilen cevap hep aynı: "Numarayı tekrar tuşlayınız!.." Her seferinde biraz daha "hızlı" tuşladım. Ama başaramadım. Kızımın arkadaşları da aynı şekilde arayıp sonuç alamamışlar.
Profesör Sesören bu tuzağa yakalanan tek veli değil. Aynı şikayet başka velilerden de geliyor... Bu tuzak 1

Yazının Devamı

Şişli'den yanıt

7 Mayıs 1997

Melih Aşık

Şişli Belediyesi, CHP Şişli İlçe Başkanı Dursun Çatlı'nın sütunumuzda yayınlanan iddialarına yanıt verdi. Değeri yüz milyarlarla ölçülen 3 dönümlük bir arazinin önce 11 milyar liraya Şişli Belediyesine bağlı ŞİPA'ya, oradan da 13 milyar liraya Mustafa Duran isimli şahsa satılmasındaki usülsüzlük iddiasına Şişli Belediyesinin yanıtı şöyle:
1 - Mezkur alan bir anaarterde bulunduğundan, tapu işleminin Büyükşehir Belediyesi'ne yapılması gerekirken, Başkanlığımızın büyük dirayeti sayesinde Şişli Belediyemize tescil edilmiştir.
2 - Yapılan imar planı değişikliği, Şişli Belediye Meclisi'nin oy birliği ile gerçekleştirilmiştir. (ANAP, DSP, DYP, CHP, RP, Bağımsızlar)
3 - Toplam alan 12.000 m2 dir. Plan gereği 3 parsel ihdas edilmiş, bunlardan bir tanesi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun tüm emirleri yerine getirilerek satılmıştır.
4 - Bahsi geçen ŞİPA A.Ş., yüzde 99'u Şişli Belediyesi'ne ait olan bir kamu şirketidir. Yönetim Kurulu başkan ve başkan yardımcıları, meclis üyelerinden oluşmaktadır, yani belediyenin bizzatihi kendisidir.
5 - Parsel hakkında verilen bilgiler yanlış ve gerçek dışıdır. Bir parselin değerini, imar durumu ve piyasa şartları belirler.
Dursun Çaltı sizi

Yazının Devamı

Tony ve kadınlar...

6 Mayıs 1997

Melih Aşık

Siyaset dünyasının büyük ustası, uluslararası işçi sınıfının ve İngiliz işçilerinin manevi önderi Erbakan Hoca, İşçi Partisi'nin İngiltere'de elde ettiği zaferin arkasında yatan gerçeği veciz bir ifadeyle dile getirdi:
- Solculuk, molculuk... Geçin bunları... İşçi Partisi, zafere Refah Partisi'nin taktikleriyle ulaştı... Refah Partisi'nin programını "akıllarının yettiğince" taklit ettiler ve bu sonuca ulaştılar!.. ***Allah Hocamızdan razı olsun... Tony Blair "aklı yettiğince" onu taklit etti ve İngiliz halkını kurtardı... Okurlarımızdan Sedat Mertkan, bu son derece önemli gelişmelerin etkisiyle "bir hususa" hassaten dikkat çekiyor:
- Efendim, malumunuz İngiliz İşçi Partisi parlamentoya 120 tane kadın milletvekili soktu. Şimdi olacak şey mi bu?.. Tüm gücünü Erbakan Hoca'nın fikirlerinden alan, başarısını "Adil düzen" projesinin Türkiye'deki somut uygulamasına borçlu olan Tony Blair'in yaptığına bakın!.. Sayın Erbakan'ın, gözünden (nasıl olduysa...) kaçmış olduğunu üzülerek müşahade ettiğim bu duruma bir an önce müdahale etmesi gerekiyor.. Sayın Erbakan, İngiliz meslektaşına acilen bir telefon açmalı ve bu kadar kadın adayı Meclis'e sokmanın

Yazının Devamı