Sepetçioğlu ailesi

3 Aralık 2000

Sepetçioğlu ailesi
Melih AŞIK
Geçenlerde hayli serüvenli bir THY yolculuğundan söz etmiş, Frankfurt'a gidecek THY uçağı sebepsiz yere üstüste rötar yapınca yanımızda oturan Alman yolcunun isyanları oynadığını anlatmıştık. Uçak hareket edince aramızda sohbet koyulaştı... Söz Türkiye'de birçok kurumun ciddi çalışmadığına geldi:
- Ama ülkenizde çok ciddi kurumlar da var, dedi Alman...
- Mesela?
- Mesela İzmir'de Sepetçioğlu firması var. Ben işim dolayısıyla beş kıtayı dolaşıyorum... Bu kadar ciddi bir firmaya çok az rastladım diyebilirim...Konuyla ilgilendiğimizi görünce daha uzun anlattı. Kendi ülkesinde bir ayakkabı fabrikasının deri eksperiymiş. Dünyanın dört bir yanını dolaşıp ucuz ve kaliteli ayakkabı derisi seçiyormuş. Alışveriş ettiği firmaların yalnızca üretim kalitesine değil, çevreyle ilişkisine, sigortasız ve çocuk işçi çalıştırıp çalıştırmadığına da bakıyormuş. Sepetçioğlu firması o yönden de tam not almış kendisinden. Üç kardeş tarafından yönetilen bu köklü firmayı öve öve bitiremedi Alman yol arkadaşımız.
Sepetçioğlu adını hiç duymamıştık. Türkiye dönüşü soruşturup daha fazla bilgi almaya da imkanımız olmadı. Belki gerek de yoktu.

Yazının Devamı

Kritik saatlerde

2 Aralık 2000

Kritik saatlerde
Melih AŞIK
F tipi cezaevlerini protesto amacıyla siyasi tutukluların sürdürdüğü ölüm oruçlarında 44'üncü güne girildi...
45'inci günde hayati tehlike sınırı aşılıyor ve kritik saatler başlıyor. 50 günden sonra ise yaşama dönüş zorlaşıyor, eylem sona erse bile vücutta kalıcı izler bırakıyor...
Hükümet önceki gün eylemcilerle pazarlığa girişmeyeceğini, eylemlere son verilmezse "müdahale" edeceğini duyurdu.
Cumhuriyet yazarı Aydın Engin, önceki akşam İstanbul Barosu'nca düzenlenen konuyla ilgili toplantıda, 1996'daki ölüm orucunda da aynı yolun izlendiğini ve 12 genç insanın yaşamını yitirdiğini hatırlatarak dedi ki:
- Yeni ölümlere sebep olmamak için acilen bir şey yapılması gerekiyor. Çok somut bir önerim var: Mümkün olursa tüm illerin baro başkanları, veya en azından 10 - 12 büyük ilin baro başkanı, hiç gecikmeden cezaevlerini ziyaret etsin... Eylemcilerle konuşup "Biz baro başkanları olarak Adalet Bakanlığı'yla derhal temasa geçip F tipi konusundaki itirazlarımızı ve sizin taleplerinizi tüm ayrıntılarıyla iletmeyi taahhüt ediyoruz. Ama önce şu ölüm oruçlarını durdurun" desinler... Eğer bu yapılırsa eylemcilerin "Peki, görüşmelerden

Yazının Devamı

Ne gerekçe ama..!

1 Aralık 2000

Ne gerekçe ama..!
Melih AŞIK
Dünkü gazetelerde kısa ama ilginç bir haber:
"Emlakbank'ın 1997 yılı hesaplarını inceleyecek olan TBMM KİT Komisyonu'nun toplantısı ramazan gerekçesiyle bir ay ertelendi. Başkanlık Divanı'nın aldığı karara muhalefet milletvekilleri sert tepki gösterdi."
Bir arkadaşımız dün FP milletvekili Lütfü Yalman'a sordu:
- Toplantı gerçekten ramazan gerekçesiyle mi ertelendi? - Son dakikada bize verilen bilgi böyle... Oruçlu kafayla sağlıklı çalışma yapılamazmış!
- Bu gerekçeye "oruçlu" bir üye olarak siz ne diyorsunuz peki? - Araştırdım, KİT Komisyonu geçmiş yıllarda ramazan ayında hep çalışmış. Meclis'in diğer komisyonları çalışmış ve bugün de çalışmalarını sürdürüyor. Hepsinden önemlisi Genel Kurul çalışıyor. Yani oruçlu kafayla sağlıklı çalışma yapamayacak olanlar sadece KİT Komisyonu üyeleri mi?

Yazının Devamı

Asıl özürlüler..!

30 Kasım 2000

Asıl özürlüler..!
Melih AŞIK
Türkiye Sakatlar Federasyonu, "3 Aralık Dünya Özürlüler Günü"nde, milletvekillerine, bir günlüğüne kendilerini özürlülerin yerine koymalarını ve gün boyunca özürlü gibi davranmalarını önerdi. Bu milletvekillerinin kura ile belirlenmesini önerdi. Ne var ki milletvekilleri bu işe hiç mi hiç rağbet göstermediler. Çankayalı okurumuz Mithat Güven gönderdiği notta diyor ki:
- Bizim milletvekillerimizin çoğu zaten özürlü... Kimi konuşma özürlü, kimi vatandaşın feryadını duyma özürlü, kimi lider karşısında haysiyetini savunma özürlü, kimi soygunlar karşısında duyarlılık gösterme özürlü, kimi para babalarını değil milleti temsil ettiğini hatırlama özürlü... Yani çoğu zaten özürlü ayrıca ilaveten bir gün özürlü gibi davranmaları anlamsız. Tepki göstermekte haklılar.

Kürtçe TV yararlı
Sonunda MİT'te açıkladı: Kürtçe TV'nin bir zararı olmaz... TRT haberlerinden sonra spiker nasıl "Şimdi İngilizce Haberler" diyorsa "Şimdi Kürtçe Haberler" diyecek. Günün haberleri Kürtçe verilecek. Türkçesi zayıf vatandaşlar haberlerden haberdar olacak.

Yazının Devamı

Özal'la ilgili

29 Kasım 2000


Özal'la ilgili
Melih AŞIK

Kimi okurlarımız soruyor:
- Siz Turgut Özal'a neden düşmansınız? Neden ruhuna saygısızlık ediyorsunuz?
İzaha çalışalım.. Turgut Özal bir siyasetçiydi. Siyasetçinin icraatı ölümünden sonra da tartışılır. Tartışılmalıdır. Bu ona saygısızlık değildir...

Yazının Devamı

G.Saray hüznü...

28 Kasım 2000


G.Saray hüznü...
Melih AŞIK

Milan maçını izlerken Galatasaray ile iftihar etmiş, duygularımızı bu sütuna taşımıştık... Fenerbahçe maçını izlerken aynı takımla hüzünlendik... Artık bir Avrupa devi sayılan bu takımın böylesine küçülmesine üzüldük...
Takımın büyüklüğüne ilk darbeyi bir kısım seyirci vuruyor. Maçtan önce koro halinde ana afrat küfür ediyor... Maç başlayınca sahaya sis bombaları atarak maçı durduruyor. Kendi takımının motivasyonunu bozuyor...
Futbolcular aynı havada... Fener fobisi... Aşırı motivasyon.. Gereksiz gerilim... Hepsini sarmış... O yüzden santra vuruşuyla birlikte topla değil hakemle oynamaya başlıyorlar. Dünya çapındaki futbolcumuz Hagi, sürekli futbol dışı hareketlerle maçı çağrından çıkarıyor. Bu şekilde rakibin asabını bozduğunu, hakemi etkilediğini düşünüyor. Tam tersine önce kendisinin ve takımının motivasyonunu bozduğunun farkında değil. Ayrıca maç boyu futbolcu arkadaşlarına karşı çirkin eleştiri ve tepkiler yönelterek onların oyun heyecanını ve temposunu altüst ediyor. Onu örnek alan diğer futbolcular da birer itiraz hastası olmuş durumda. Hakem rakibe sarı kart gösteriyor, bizimkiler neden kırmızı değil yine saldırıda.

Yazının Devamı

Kuyruktan sesler

26 Kasım 2000


       Kişinin kurduğu iletişimlerde, kişiliğinin etkisi kadar, hangi rolü ve değerleri benimsediği de önemlidir. Diyelim ki herkes kuyrukta beklerken uyanığın biri önden dalmak istiyor. Ne tür tepkiler gelir? Bunlar nasıl sınıflandırılabilir? Görelim:
       KLASİK tepki: "Sıraya geç kardeşim"
       NEOKLASiK tepki: "Şeker kardeşim sıraya geçiver"
       REALİST tepki: "Sıra var"
       SÜRREALİST tepki: "Sallandıracaksın bunlardan ikisini Kızılay'da, bak bir daha yapabiliyorlar mi?"
       ROMANTİK tepki: "Beyefendi galiba sırayı görmediniz"

Yazının Devamı

İşin zor memur

25 Kasım 2000


       - Hükümet şaşır maaa..! Sabrımızı taşır maaa..!
       - Affedersiniz beyefendi, sizi tanıyabilir miyiz?
       - Biz memuruz, hükümeti protesto için yürüyoruz.
       - Hükümete karşısınız demek?
       - Elbette. Milyonlarca memuru açlığa mahkum eden bu Hükümet'e hangi memur karşı olmaz ki? Hükümet şaşır maaa... Sabrımızı taşır...
       - Pardon bir sorum daha var; son seçimde oyunuzu bunlara vermemiştiniz herhalde?

Yazının Devamı