Fark normal!

27 Şubat 2001


<#comment>Ankaralı meslektaşımız Alaattin Aktaş, yaklaşık bir aydır TRT 2'de ekonomi haberlerini sunuyor, Cuma geceleri de "Ekonominin Seyir Defteri" adlı tartışma programını yönetiyor. İzlemenizi öneririz. Son ekonomik krizin ele alındığı geçen geceki programda, konuklardan Doç. Dr. Güven Sak gözlerden kaçan ilginç bir olayı şöyle aktardı:
- Bakanlar Kurulu'nun krizle ilgili alınacak önlemler konusundaki yazılı açıklamasına baktım, son derece beylik ifadelerin yer aldığı, insanları asgari düzeyde dahi olsa bilgilendirmekten uzak, 5 - 6 cümlelik bir açıklamaydı. Aynı gün IMF'nin Web sayfasına girdim, aynı konuda sayfalar dolusu bilgiye yer verilmişti.
Eee, onlar programın asıl sahibi, biz taşeronu olunca aradaki bu farka şaşmamak gerek.

Anayasa madde 6 diyor ki: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir... Egemenliğin kullanılması hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz."
Bırakırsanız ne olur? İşte böyle... İMF'nin elinde oyuncak olursunuz...

Yazının Devamı

O yine sıyırır!

24 Şubat 2001


<#comment>Üç yakın arkadaşı, Başbakan Ecevit'e Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan'la ilgili müthiş iddialar içeren üç bilgi notu iletti... Notlardaki iddialara göre, olaylı MGK toplantısında Cumhurbaşkanı Sezer'in hedefi Yılmaz ve Özkan'dı... Lafın sonunun nereye varacağını anlayan Özkan, zekice bir tavırla ortamı gerginleştirdi ve toplantıyı sabote etti.
Bir grup gazeteci ve milletvekili Meclis kulisinde dünkü Radikal'in manşetinde yer alan Murat Yetkin imzalı bu haberi tartışıyorlardı. Milletvekillerinden biri;
- Hüsamettin şimdi köşeye iyice sıkıştı, hakkındaki iddiaları sonunda Ecevit de öğrenecek, deyince gruptaki bir meslektaşımız itiraz etti:
- Boşuna umutlanmayın, kalıbımı basarım, Hüsamettin Beye yine bir şey olmayacaktır.
- Niye ki?- Niyesi var mı efendim... O bilgi notlarını Bülent Bey'in kendisi mi okuyacak? Yine Hüsamettin Bey'e verecek, o da kendisi hakkındaki iddiaları nasıl münasip görürse o şekilde tercüme edecek...

Yazının Devamı

İşte sansür...

23 Şubat 2001


<#comment>Korsan yayıncılığın önüne geçmek amacıyla Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda değişiklik yapan tasarı, Meclis Genel Kurulu'nda onaylandı. Buna göre... Broşürden ansiklopediye kadar her türlü kitap yayınında "bandrol" uygulamasına geçilecek. Yasaya uymayan yayıncılar 6 yıla kadar hapis ve 150 milyar lira para cezasıyla cezalandırılacak.
Korsan sektörü önleme amacına bakıp yayıncı çevrelerden olumlu tepkiler beklerken... Tam tersi bir manzarayla karşılaşıyoruz: Ülkenin saygın yayınevleri, "örtülü sansür" eleştirisiyle yasaya karşı çıkıyor. Sözgelimi.. Türkiye Yayıncılar Birliği yöneticisi Akın Dirik diyor ki:
- Bu yasayla Anayasanın "süreli ve süresiz yayınlar önceden izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz" hükmü açıkça ihlal ediliyor; "bandrol" şartı getiriliyor. Okul kitabından üç sayfalık bir broşüre kadar tüm kitaplara "bandrol" yapıştırmak artık zorunlu. Önce Kültür Bakanlığı'na bandrol başvurusu yapacağız. Alamadık diyelim. Kitabımızı piyasaya sunma şansımız olmayacak. Düşünün: Yarın sağ veya sol bir iktidar geldi. Ben de karşıt görüşlüyüm. Bandrol başvurusu yaptım... "Vermiyoruz" dendi. Yapabileceğim hiçbir şey yok! Korsan yayıncılık da

Yazının Devamı

Destek yağmuru

22 Şubat 2001


<#comment>Cumhurbaşkanı Sezer için, ömrümüzde benzerini görmediğimiz bir destek mesajı yağmuru altındayız. Aşağıda dün öğlene kadar mesaj gönderen okurlardan bir bölümünün adı var... Adı sığmayan okurlardan özürle...
Mutlu Güneş, Ali Şahin, Sadullah Özkara, Özer Sencar, Ahmet Yurtseven, Rahşan Tekin, Ebru Şen Ender Gezgin İsmail Yıldız Nusret Üskül Ayhan Durukan, Muzaffer Fedai Orhan Kankavi Yalçın Yarar Selda Paşa Murad Yavuz Abbas Karakaya Can Kozanoğlu, Ali Said Yavuz, Haluk Kurtoğlu, Hakan Coşkun, Halil Şen, İlhan Eksen, Yücel Keyik, Y. Hasan, O. Akalın, Celal Kartal, Süleyman Ayhan, Müslüm Yılmazer, Onur Seyyah, Suat Namlı, Mustafa Öncül, Yusuf Karancı, Raşit Baykan, Fatih Öztürk, Cumhur Başaran, Mehmet Adanalı, Serhat Sönmez, Dinçer Terzioğlu, Turgut Kutlu, Candan Turhan, Kamil Recep Kırlı, Muzaffer Çorlu, Emek Ankaralı, Hasan Keser
Necdet Karasu, Burcu Nebioğlu, Burhan Dağ, Hakan Eser, Yüce Ekinci, Milas'dan N.K, Mustafa Köksal, Şükran Başlamış, Erdal Ölmez, Nigar Peker, Kamil Coşar, Sevim Önel, Hülya Kafadar, Behice Arar, Simru Atak, Ertuğrul Günay, D.K.Doğan, Süleyman Acar, Rana Beşe, Müşerref Renklikurt, Özgür Özkan, Güler Usel, Nimet Ertem, Gülşen Alparslan,

Yazının Devamı

Doğru söyleyeni

21 Şubat 2001


<#comment>"...Türkiye'nin temel sorunu yolsuzluktur ve siz bunun üzerine kararlılıkla gitmiyorsunuz.
Zekeriya Temizel iyi işler yapıyor ama yapmadıkları var. Sadettin Tantan da iyi işler yapıyor ama siyasi boyutuna gelince duruyorsunuz.
Daha önce irticai bir soruşturmada DGM'ye yönelik konuştunuz, arkasından Beyaz Enerjiyle ilgili savcıya müdahale ettiniz.
Yargıya baskı yapıyorsunuz...
Yolsuzlukları koruyor görüntüsü veriyorsunuz.
Bu yoksul halkın bankalarda 12 milyar doları gitti. Bugün hala kamu bankalarında yolsuzluklar oluyor. DDK devreye girdi diye niye rahatsız oluyorsunuz?

Yazının Devamı

Huysuz ihtiyar...

20 Şubat 2001


<#comment>Huysuz İhtiyar, Kenter tiyatrosundaki gösterimine başarıyla devam ediyor.Oğuz Aral'ın yazıp Müşfik Kenter'in oynadığı oyundaki "Huysuz İhtiyar" çok dürüst biri... Ve genellikle hayatın kendi istediği ve bellediği doğrular üzerinde yürümemesine huysuzlanıyor.
Bir de Ankara'da huysuz ihtiyar var ki... O tam tersine... Kendi yanlışları doğru kabul edilmediği için maraza çıkarmakta...
Cumhurbaşkanı önüne gelen kararnamelere gözü kapalı imza atacak... Kesinlikle "hukuk"tan söz etmeyecek... Yolsuzluklara (Hükümetin ayakta durması adına) göz yumacak... Tam bir kapıkulu gibi davranacak.
Hele yolsuzlukların üstüne gidilmesi... Ve ucunun hükümete dayanacak olması.. Ankaralı Huysuz'u iyice zıvanadan çıkarıyor.
Bakınız bir siyasetçi dostumuz dünkü olaylar üzerine ne diyor:
- Cumhurbaşkanımız, Devlet Denetleme Kurulu'na banka sektöründeki yolsuzlukları araştırma görevi verdi. Bu araştırmada kimlere, hangi siyasilerin baskısıyla usulsüz kredi verildiği ortaya çıkacak. Bu arada el konan bankalar da araştırılacak. Bankalar Yeminli Murakıpları'nın, bu bankalarla ilgili raporlarını hangi tarihte tamamlayıp ilgili bakanlara teslim ettikleri belli olacak. O

Yazının Devamı

Küçük ilanlar

18 Şubat 2001


<#comment>ULUS'ta 4 oda, 1 salon, çift banyo, çift tuvalet, ıslak - kuru zeminler mermer, aylık kirası 200 milyon, ilanını gördük, araştırmadan, soruşturmadan keriz gibi atladık, üstelik 1 yıllık kirasını da peşin verdik. Meğerse ev İstanbul değil Ankara Ulus'ta değil miymiş? Hay ben kafamı... Aşkın Şaşkın. ODTÜ'lüden ders; Polise enselenmeden afişleme, kuşlama, pullama, bildiri dağıtma, korsan gösteri ve her türlü eylem koyma dersleri verilir. Tel:
SÜRÜCÜ kursumuzun sürücü hocasına ihtiyacı var, şeklinde ilan verdik, ben sürücü hocasıyım diyerek karşımıza geldi. Buyur hocam, al şu arabayı bi sür de görelim dedik, heyecanlandı, fren yerine gaza bastı, arabayı üstüme sürdü. İki bacakta tam 12 kırık, altı aydır hastanelerde sürünüyoruz. Ben böyle sürücü hocasının sülalesini... Sürücü kursu sahibi Sürhat Sür. AYDA 5 milyar lira cep harçlığı + her gece lüks bir restoranda yemek + Akmerkez'de en lüks mağazalardan istediğin kadar alışveriş + yine Akmerkez'deki garsoniyerimde geceleri bedava konaklama + ayda en az iki kere ulusal bir kanalda solo program. Benden daha ne istiyorsun kaltak? Yapımcı Orhan. ÇOCUKLARINIZA, hastalarınıza, yaşlılarınıza evlerinizde

Yazının Devamı

Lekeli koltuk...

17 Şubat 2001


<#comment>Meclis'te çıkan kavga sonucu bir milletvekilinin ölmesi üzerine Genel Kurul Salonu'nun yenilenmesi gündeme geldi. İnternetteki "e-Meclis" grubunda bir yurttaş "Sayın Milletvekilleri lütfen yeni bir soygun yolu açmayın" çağrısında bulunurken DSP Milletvekili Uluç Gürkan kendisine ilginç bir yanıt yolladı. Gürkan'ın sözleri aynen şöyle:
"Mevcut Genel Kurul Salonu'nun yapımıyla ilgili yolsuzluk iddiaları halen yargıdadır. Bu nedenle TBMM'nin "kat'i kabulü" yapmaması gerekir. TBMM yönetimi zaten yargıda sorumluların yakasına yapışmış izlenimi vermemektedir. Adeta, af kapsamına girsin de bu iş kapansın havasındadır.
Yargı süreci bir - iki milletvekilinin ısrarlı takibiyle yürümektedir. Bu ortamda, salonda tadilat "kat'i kabul" işlemini de beraberinde getireceği için yolsuzluk iddialarının üzerine sünger çekilmesi anlamına da gelecektir. Anlamsız bir müsrifliğin yanısıra tadilata bu yönüyle de karşı çıkmak gerektiğini düşünüyorum."
xxx
Uluç Gürkan'ın sözleri uzaktan gözlenen tabloyu doğruluyor.
Millet Meclisi trilyonlarca liralık koltuk yolsuzluğunun kapanması yanlısıdır.

Yazının Devamı