<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Rektörler önce edep adap öğrensin" çıkışı ile ilgili olarak bir dostumuz:
- Başbakan önünde yazı olmadan konuşurken hele de kalabalık önündeyse coşuyor, ölçüyü kaçırıyor, dedi, bence mutlaka yazılı metin kullanmalı...
Türkiye'de 53'ü devlet 23'ü özel üniversitede olmak üzere toplam 76 rektör görev yapıyor. Devlet üniversitesi rektörleri bilindiği gibi seçimle işbaşına geliyor, bütün üniversiteyi temsil ediyor. Hadi diyelim ki birkaçına kızdınız. Hepsini aynı kefeye koyup "edepsiz" diye nitelemek üniversitece hazmedilir şey mi? Ayrıca rektörleri "çıkarcılık"la suçlamak da neyin nesi?
Merak ettiğimiz bir soruyu dün Üniversitelerarası Kurul üyesi Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Süheyl Batum'a yönelttik:
- Acaba YÖK yasasını destekleyen tek bir rektör var mı?
- Uyum yasaları ne oldu? Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun yazıyor:- AB ile ilgili "2003 yılı Türkiye İlerleme Raporu" 5 Kasım 2003 günü açıklanacak... Bazı çevreler belli ki raporun olumlu çıkmaması için AB üyelerinin "hassas nasırlarına basma" operasyonu yürütüyor... Bir yandan kasıtlı olarak "Leyla Zana Davası" içinden çıkılmaz bir hale getirilirken öte yandan "vay sen terörizme destek oluyorsun" bahanesi ile Haluk Levent gözaltına alınıyor... ABye Türkiyede değişen bir şey yok mesajı veriliyor.Ayrıca isim yasağı, TV yayınları, işkence konularında da yeterli ilerleme yok...***Yoksa uyum yasaları sadece "irticanın önündeki MGK engelini kaldırmak" için miydi? O engel kalkınca uyum yasaları da rafa kaldırılıverdi mi? Saf saf soruverelim... Haluk Levent Kürt Festivalinde şarkı söyledi diye iki gün gözaltında tutuluyor. İki parti başkanı da onunla birlikte gözaltında. Medya soruyor: "Bir ülkede akıl ve sanattan çok servete değer verilirse, bilinmelidir ki orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır." Pakistan Devlet Başkanı Müşerref, "Halkın bizden nefret etmesine neden olur" diyerek BM kararı çıksa da Iraka asker göndermeyi düşünmediklerini açıklamış.Bizimkiler de "Amerikanın
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Haluk Levent Kürt Festivali'nde şarkı söyledi diye iki gün gözaltında tutuluyor. İki parti başkanı da onunla birlikte gözaltında. Medya soruyor:
- Uyum yasaları ne oldu?
Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun yazıyor:
- AB ile ilgili "2003 yılı Türkiye İlerleme Raporu" 5 Kasım 2003 günü açıklanacak... Bazı çevreler belli ki raporun olumlu çıkmaması için AB üyelerinin "hassas nasırlarına basma" operasyonu yürütüyor... Bir yandan kasıtlı olarak "Leyla Zana Davası" içinden çıkılmaz bir hale getirilirken öte yandan "vay sen terörizme destek oluyorsun" bahanesi ile Haluk Levent gözaltına alınıyor... AB'ye Türkiye'de değişen bir şey yok mesajı veriliyor.
Ayrıca isim yasağı, TV yayınları, işkence konularında da yeterli ilerleme yok...
Milli Eğitim Müdür Yard. Ahmet Palavan, Ardahana,Milli Eğitim Müdür Yard. H. İbrahim Pekin, Bartına,Milli Eğitim Müdür Yard. Latife Sayan, Iğdıra,Milli Eğitim Şube Md. Yılmaz Bahçeci, Diyarbakıra,Milli Eğitim Şube Md. Bedrettin Ekmekçi, Şırnaka,Milli Eğitim Şube Md. Tuncey Bilgir, Rizeye,Sincan İlçe Milli Eğitim Md. Zihni Özdemir, Şarkışlaya,Mamak İlçe Milli Eğitim Md. Mehmet Pehlivanoğlu, Kelkite,Sincan İlçe Milli Eğitim Şube Md. Metin Ersan, Malatya Darendeye,Mamak İlçe Şube Md. Mustafa Aslan, Erzurum Tekmana... Danıştay bu atamalarla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanı Çelik kendisine sebep açıklamadan atama yetkisi veren 76ıncı maddeyi çalıştırarak atamaları gerçekleştirdi...Bu eğitimcilerin suçu nedir?Gericiliğe prim vermeyen, Cumhuriyet ilkelerine bağlı birer eğitimci olmalarından başka ne? Sayın Hüseyin Çelik, bu eğitimcilerin yaşamlarıyla ve gelecekleriyle top gibi oynamasının gerekçesini açıklamalıdır. Aşağıdaki isimler, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin yarattığı tayin ve kadrolaşma fırtınasında Ankaradan Doğuya savrulan eğitimcilerin birkaçı: Gerçek keşif yeni topraklar bulmakla değil, yeni bir gözle bakmakla
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Aşağıdaki isimler, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in yarattığı tayin ve kadrolaşma fırtınasında Ankara'dan Doğu'ya savrulan eğitimcilerin birkaçı:
Ortaya bu soruları atmıştık. Manisa Akhisardan şu mektubu aldık:"Ben uluslararası satranç hakemi Kıyasettin Aydın... Manisanın Akhisar ilçesinde oturmaktayım. Özel Akhisar İlköğretim Okulunda da satranç öğretmenliği yapmaktayım. Okulum kurulduğu 1996dan bu tarafa satrancı olmazsa olmazlar arasında kabul etmiş ve ders olarak okutmakta. Ayrıca ilçemizde Özel Akhisar Kreşi ve Necdi ŞENTÜRK anaokullarında da satranç ders olarak verilmekte.Annelerimizle ilgili de satranç kursları düzenledik. Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Sayın Ali Nihat Yazıcı Bey de ilçemize gelerek hem bu çalışmalarımızı yerinde gördü hem de üçüncüsünü düzenlediğimiz ve resmi kayıtlarda görülen ilk anneler yarışmasını (kastımız çocuğuyla aynı anda ve aynı salonda yarışıyor olması) yerinde izledi. Akhisar Belediye Başkanı Sayın Erdoğan Kanburoğlunun desteği ile ilçemizde küçük bir satranç okulu açtık. Ayrıca 1 Ekim 2003 tarihinde Ceza ve Tutukevinde satranç kurslarımız başlayacak..."Akhisardaki bu övgüye değer çabaları kutluyor, nice başarılar diliyoruz... Okullarda neden satranç yok? Neden ders ve yemek aralarında çocuklar geyik muhabbeti yerine satrançla vakit değerlendirmiyor? Her okul kantinine satranç
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Okullarda neden satranç yok? Neden ders ve yemek aralarında çocuklar geyik muhabbeti yerine satrançla vakit değerlendirmiyor? Her okul kantinine satranç takımı bulundurma zorunluluğu getirilse iyi olmaz mı?
Ortaya bu soruları atmıştık. Manisa Akhisar'dan şu mektubu aldık:
"Ben uluslararası satranç hakemi Kıyasettin Aydın... Manisa'nın Akhisar ilçesinde oturmaktayım. Özel Akhisar İlköğretim Okulu'nda da satranç öğretmenliği yapmaktayım. Okulum kurulduğu 1996'dan bu tarafa satrancı olmazsa olmazlar arasında kabul etmiş ve ders olarak okutmakta. Ayrıca ilçemizde Özel Akhisar Kreşi ve Necdi ŞENTÜRK anaokullarında da satranç ders olarak verilmekte.
Annelerimizle ilgili de satranç kursları düzenledik. Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Sayın Ali Nihat Yazıcı Bey de ilçemize gelerek hem bu çalışmalarımızı yerinde gördü hem de üçüncüsünü düzenlediğimiz ve resmi kayıtlarda görülen ilk anneler yarışmasını (kastımız çocuğuyla aynı anda ve aynı salonda yarışıyor olması) yerinde izledi.
Akhisar Belediye Başkanı Sayın Erdoğan Kanburoğlu'nun desteği ile ilçemizde küçük bir satranç okulu açtık. Ayrıca 1 Ekim 2003 tarihinde Ceza ve Tutukevinde satranç
1912 yılında Rusyada doğan, 27 yaşında Viyanada ölen, ailesiyle göç ederken Türkiyeye de uğrayan bu genç sosyalistin şiirinden bir bölüm aktaralım:***Belki de insandık bir zamanlarya da insan olacağız günün birindebütünüyle iyileştiğimizde her şeydenAma bugün insan değilsek neye yarar.***Kurtulacaksa içimizdeki insan günün birindeAncak bir yol gider bu özgürlüğeSaat başı sormak, bizler insan mıyız?Ve saat başı vermek yanıtını: Hayır...***Bizler daha resmi çizilmemiş insanınkötü birer taslağıyız yalnızcaZavallı bir mırıldanışı sonraki büyük şarkının.İnsan mı diyorsunuz bizlere? Bekleyin daha. Genç Şair Orhan Tüleylioğlu düz yazıyla şiiri ekleyip - kenetleyip "Barbar Uygarlık" (Ürün Yayınları) adlı çok hoş bir kitap oluşturmuş. Savaştan barışa, rakıdan sigaraya pek çok konu, yerli yabancı şair ve düşünürlerin satırlarıyla ayrı bir şiir oluşturuyor. İçinde Jura Soyfere ayrılmış bir bölüm de var. Cankurtaranımızı ambulans olmaktan kurtaracak bir cankurtaran yok mu? Hikâye gerçek midir, uydurma mı? Günahı anlatanın boynuna... Motosikletle Trabzondan Rizeye giden bir turist aşırı rüzgârdan rahatsız olunca ceketini çıkarıp, düğmeli tarafı arkaya gelecek şekilde yeniden giymiş. Tekrar