Yakında açılması şart olan Televole Üniversitesine mutlaka bir Asmalı Konak Fakültesi eklenecek, buradan Asmalı Konak dalında doktorlar, doçentler, profesörler yetişecek, Özcan Deniz ve Nurgül Yeşilçayın ayak tırnakları konusunda ayrı, kulak memeleri konusunda ayrı uzmanlarımız olacak, bunlar açık oturumlarda birbiriyle tartışacak, kültür yarışmalarında sorular Asmalıdan gelecek, ÖSSde sayısal ve sözel yanında bir de Asmalı bölüm bulunacak... Dizinin sonunu çok merak edenler veya diziyi kaçıranlarda çeşitli hastalıklar peydah olacak, bunlara topluca "Asmalı mania" adı verilecek, işsizlere işsiz denmeyip "Asmalı Konak seyircisi" adı verilecek, ülke çapında ilim, bilim, fen gibi uğraşlar Asmalıdan arta kalan boş vakitlerde ifa edilecek... AK bize yetecek ABye girmemize bile gerek kalmayacak... Gelecek çok Asmalı olacak... Çok... Asmalı Konaklı geleceğimiz nasıl olacak? Sizler için düşündük... Şimdiden Asmalı Konak turları yapıldığına, vatandaşlar Asmalı Konaka yüz sürmeye gittiğine, günümüzün yarısı Asmalı Konakla geçtiğine göre... Önümüzdeki yıllarda hiç kuşkunuz olmasın Ürgüpteki Asmalı Konak bir türbeye
Kretschmere katılıyoruz.Demokrasilerde askerin iç siyasetle ilgili görüş bildirmesi olağan sayılamaz.Fakat naçizane birkaç soru da biz soralım... ABde yargıç, savcı, vali, bakan olacak kişilerin önce papaz okullarında okuması düşünülebilir mi? ABde bir başbakanın meşruluk ölçüsü "Ben meşru diyorsam meşrudur" olabilir mi? ABde milletvekillerinin adi ve mali suçlarda dokunulmazlığı var mı? Bir başbakan malvarlığını, oğlumdan borç aldım, sözleriyle açıklayabilir mi? Çocuklarının eğitim masraflarını bir işadamına havale edebilir mi? ABde, seçime katılanların yüzde 35inin oyunu almış bir parti Meclisteki sandalyelerin yüzde 65ini ele geçirebilir mi? ABde bir günlük parti kongresi, konuşturulmayan delege, milletvekili adaylarını tek tek tayin eden lider hayal edilebilir mi? Demokrasiyi çiğneyen bir iktidar hiçbir engele rastlamadan ilerleyebilir mi?Kısacası Hans Bey burada demokrasi tam da, her şeyi askerin konuşması mı bozuyor? AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jorg Kretschmer, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğun imam hatip liselerine yönelik açıklamalarını eleştirmiş. "ABde böyle bir şey hayal bile edilemez" demiş. İstiklal otobüs değil ki birini kaçırdın mı
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jorg Kretschmer, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ'un imam hatip liselerine yönelik açıklamalarını eleştirmiş. "AB'de böyle bir şey hayal bile edilemez" demiş.
Kretschmer'e katılıyoruz.
Demokrasilerde askerin iç siyasetle ilgili görüş bildirmesi olağan sayılamaz.
Fakat naçizane birkaç soru da biz soralım...
- Tasarı gelecek hafta Meclisten geçecek, hayırlı olsun.Bu sözler geçen pazartesi günü Hürriyette yayımlandı.Ne rektörlerin tepkisi, ne TÜSİAD bildirisi, ne kimi köşe yazarlarının eleştirisi... Hiçbir şey iktidarı yolundan çevirememişti.Aynı gün Genelkurmay İkinci Başkanı İlker Başbuğ bir soru üzerine imam hatiplerin çoğaltılmasına karşı rahatsızlıklarını ortaya koydu.Yelkenler suya indi.Dünkü gazetelerde de Tayyip Erdoğanın meselenin çözümünü rektörlere bıraktığı belirtiliyor ve şu sözleri yer alıyordu:- Acelemiz yok...Oysa üç gün önce Hüseyin Çelik "Acelemiz var, ÖSYM kılavuzu basılacak, YÖKü bekleyemeyiz" diyordu.Bu ülkede demokrasi neden dikiş tutmuyor? İşte bu yüzden...İktidarlar kendilerini biraz güçlü hissettiğinde demokratik kurumları, kuralları, yasaları dinlemiyor... Ancak asker konuşunca etkileniyor.Bu durum doğal olarak askeri siyasetin içine itiyor.Başbakan şu anda TÜBİTAKı yasadışı yoldan siyasete bağlamaya çalışıyor.Bilim adamları ne yapsın? Bilimin siyasetin oyuncağı yapılmasına göz mu yumsun?Yoksa Genelkurmayın yolunu mu tutsun? Aradaki çözüm, yani demokrasinin yolu tıkanınca insanlar çaresiz kalıyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, geçen pazar günü
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, geçen pazar günü üniversiteye girişte imam hatip ve diğer meslek okullarının önünü açan tasarı için kesin konuştu:
- Tasarı gelecek hafta Meclis'ten geçecek, hayırlı olsun.
Bu sözler geçen pazartesi günü Hürriyet'te yayımlandı.
Ne rektörlerin tepkisi, ne TÜSİAD bildirisi, ne kimi köşe yazarlarının eleştirisi... Hiçbir şey iktidarı yolundan çevirememişti.
Aynı gün Genelkurmay İkinci Başkanı İlker Başbuğ bir soru üzerine imam hatiplerin çoğaltılmasına karşı rahatsızlıklarını ortaya koydu.
Peki nedir? Murat Birselle yaptığı konuşmada ipucu veriyor:- CHP Atatürkçülük ile çağdaş sosyal demokrasiyi sentezlemelidir.Muhalefet milletvekili Kemal Beyin derdi iktidarla değil kendi partisiyledir. CHPnin ilkelerinden biri "halkçılık"tır. Atatürkçülük ile sosyal demokrasi çatışmaz. Ama Atatürkçülük IMF programı ile bağdaşmaz. Kemal Beyi rahatsız eden de tam budur; CHP içinde teslim olmamakta direnen unsurları temizlemek.Eğer Parti Meclisinde kendi görüşündekiler çoğunlukta olmazsa partiyi bırakıp gitmekle tehdit ediyor. Baykala şantaj yapıyor. Truva atının kendilerini ham yapmasından korkan Atatürkçü CHPliler genelde sessiz. Ama korkunun ecele faydası var mı? CHP kurultayına doğru Kemal Dervişin demeç yoğunluğunu artırdığı görülüyor. Nedir Kemal Beyin rahatsızlığı? AKP mi? Hayır. AKPnin icraatını beğeniyor. Bugün kendi yerinde oturan Ali Babacanı da övüyor. "Sonunda acı getirecek zevklerden kaçınılabileceğini, sonunda zevk getirecek acılara da dayanılabileceğini düşünüyorum." Michel De Montaigne Şöyle bir hafifletici sebep olabilir mi? - Ben banka hortumladım. Milyarlarca doları cebime attım. Ama hafifletici sebebim var. - Nedir?- Filanca şirket borçlarını erteledi. Madem o
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
CHP kurultayına doğru Kemal Derviş'in demeç yoğunluğunu artırdığı görülüyor. Nedir Kemal Bey'in rahatsızlığı? AKP mi? Hayır. AKP'nin icraatını beğeniyor. Bugün kendi yerinde oturan Ali Babacan'ı da övüyor.
Peki nedir? Murat Birsel'le yaptığı konuşmada ipucu veriyor:
- CHP Atatürkçülük ile çağdaş sosyal demokrasiyi sentezlemelidir.
Muhalefet milletvekili Kemal Bey'in derdi iktidarla değil kendi partisiyledir. CHP'nin ilkelerinden biri "halkçılık"tır. Atatürkçülük ile sosyal demokrasi çatışmaz. Ama Atatürkçülük IMF programı ile bağdaşmaz. Kemal Bey'i rahatsız eden de tam budur; CHP içinde teslim olmamakta direnen unsurları temizlemek.
Eğer Parti Meclisi'nde kendi görüşündekiler çoğunlukta olmazsa partiyi bırakıp gitmekle tehdit ediyor. Baykal'a şantaj yapıyor. Truva atının kendilerini ham yapmasından korkan Atatürkçü CHP'liler genelde sessiz.
Amerikan askerleri işgalin ilk gününden bu yana ev ev arama yaparken aile reislerini yere yatırıp, kimi zaman başlarına çuval geçirerek ailesi önünde aşağılıyor. Bir haftada yaklaşık "1000 Iraklı" Amerikan kurşunuyla can veriyor.Irak halkı Amerikalılardan iliklerine kadar nefret ediyor.Amerikan ordusunun mezalimi, Irakta halk ile gerilla savaşçıları arasındaki dayanışmayı artırıyor. Bundan böyle Irak halkı ile Amerika barışmayacak. Öyle görünüyor ki, Beyrut ve Somalide olduğu gibi, büyük çaplı bir iki saldırıdan sonra Amerikan askeri Irakı terk edecek. Ya da aklını kullanıp yönetimi bunlara meydan kalmadan BMye bırakacak.Diyeceğimiz... Bundan böyle Amerikayı biz bile kurtaramayız.Şu sırada Iraka gönderilecek 10 bin, 20 bin Türk askeri hiçbir şeyi değiştiremez. Olan bu hengâmede oraya gidecek ve ateşin üzerine oturacak vatan evlatlarına olur... Independent gazetesi, Irakın Dhulnaya bölgesinde Amerikan askerlerinin "teröristleri saklıyorsunuz" bahanesiyle çiftlikleri nasıl berhava ettiğini yazıyordu geçen pazar günü... Buldozerler 70 yıllık palmiyeleri, limon ve portakal ağaçlarını kökünden söküp araziyi dümdüz ederken savaş araçlarından yüksek sesle caz müziği çalıyormuş... Tayyip