<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Dr. Orhan Aybers gönderdiği e mail notunun altına unvanını yazmış:
"Musahhih Dr. Dr"
Kimdir Orhan Aybers... 1971 yılında 12 Mart askeri darbesinin hemen sonrasında Ankara'da çalışmaya başladığımız YEDİGÜN dergisindeki güler yüzlü düzeltmen arkadaş. Orada adı kısaca "Musahhih Orhan"dı... Meğer askeri darbe sırasında tıp fakültesinden uzaklaştırılmış da harçlığı doğrultmak için düzeltmenlik yaparmış. Sonradan affa uğradı. Okulunu bitirdi. Kulak Burun Boğaz doktoru oldu. Bize ara sıra mektup gönderdiğinde altına kendini tanıtmak için "Musahhih Doktor" diye imza atardı. Şimdi bu "Doktor Doktor" unvanı nereden çıktı? Sorunca anlattı:
- Bir gün gazetede bir ilan okudum...
"ODTÜ Tarih Bölümü'ne Cumhuriyet Tarihi doktorası yapmak üzere öğrenci alınacaktır" diyordu...
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Gazetelerde hep okuruz... Hortumlanan bankalara el konulurken hortumcu işadamının yatına, katına , villasına, arazisine "tedbir" konur... Hortumcu bunları okutamaz, kaçıramaz. Ne var ki bir süre sonra tedbirin sessiz sedasız kaldırıldığı, hortumcunun malları deve ettiği çok olmuştur.
Yatın, katın, villanın üzerindeki tedbirin kalktığını kimsenin ruhu duymaz...
Okurumuz Müjdat Güler soruyor:
- Gerek geçmişte gerekse bugün davalara bakan hâkimlerimizin, avukatların, bu konuda yazı yazan medya mensuplarının, denetim elemanlarının, bilirkişilerin ne mal beyanlarının açıklandığını, ne denetlendiğini duydum...
El konulan bankalarla birlikte ne tedbirler alındı, bunların akıbeti nedir?
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Bundan birkaç ay önceydi... 50 kadar AKP milletvekili, CHP'li Sefa Sirmen hakkında, "İzmit Belediye Başkanı'yken Yuvacık Barajı'nın yapımında yolsuzluk yaptığı" iddiasıyla Meclis Araştırması açılmasını istemiş... Konu Genel Kurul'da görüşülürken kürsüye gelen Sefa Sirmen, "Biz parti olarak dokunulmazlıkların kaldırılmasını savunuyoruz. Buyrun, dokunulmazlığımı kaldırın, ben de sizlerle birlikte olumlu oy vereceğim" demişti.
Aradan bunca zaman geçti. Peki sonuç ne oldu? Sözü Sirmen'e bırakıyoruz.
"Dokunulmazlık dosyalarının Genel Kurul'a indirilmesine Anayasa - Adalet Karma Komisyonu karar verir. Bu Komisyon'un AKP'li Başkanı Burhan Kuzu, benim ve partimizin ısrarlı taleplerine karşın bir yıldır Komisyonu toplamıyor. Toplayıp sadece benim dokunulmazlığımı kaldırsalar ona da razıyım. Ama bunu da yapmıyor. Çünkü çok sayıda AKP milletvekilinin dosyası var, onları gündeme getireceğimizden korkuyorlar...
CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç diyor ki:
"Dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin 102 dosya var... Komisyonu toplamamakta direnen Burhan Kuzu'ya, 15 Ekim'de resmi yazı yazdık. Topla artık şu Komisyonu dedik, yazımıza yanıt bile vermedi. "Yolsuzluklara
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Meclis Plan - Bütçe Komisyonu'nda "Türk Patent Enstitüsü Kuruluş Yasa Tasarısı" görüşülüyordu. Enstitü'ye alınacak uzman ve uzman yardımcılarında aranacak koşulları belirleyen 23. maddeye gelinmişti. Tasarıdaki metin adayların İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinden birini bilmelerini öngörüyordu. Madde görüşülürken AKP'li üyeler bir değişiklik önergesi verdiler. Önerge aynen şöyleydi:
"Uzman ve uzman yardımcısı olacaklar Birleşmiş Milletler'de kullanılan dillerden birini bilmek zorundadırlar."
Komisyon'daki AKP'li üyelerin oylarıyla kabul edilen bu değişikliğin ne anlama geldiğini Patent Enstitüsü'nden bir dostumuzdan dinliyoruz.
- Birleşmiş Milletler'de konuşulan diller bilindiği gibi İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Rusça, Çince ve Arapçadır. Yine bilindiği gibi Arapça AKP kadroları içinde yaygın bir dil. Yapılan değişikliğin amacı çok açık...
Dostumuz sözlerine noktayı şöyle koyuyor.
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Atatürk heykeli açılışı için Meksika'ya giden Devlet Bakanı Güldal Akşit, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu'nun Lapis Holding tarafından ağırlandığını Hürriyet'te Süleyman Demirkan'ın haberine dayanarak yazmıştık. Lapis Holding'in hileli iflastan 3.5 yıl hapse çarptırılan Apel Çelik'e ait olduğunu ve davanın sürdüğünü eklemiştik. Çelik, TYT Bank'tan 300 milyon dolar boşaltmakla suçlanıyor.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül konuya ilişkin açıklamasında diyor ki:
"... Yurtdışında hayatını kazanmak için bin bir fedakârlığa katlanarak ülkesine küsmeyen, milliyetini iftiharla ifade eden insanlara şefkatle yaklaşmak, kabilse onlara yardımcı olmak benim insanlık ve hizmet anlayışım olmuştur." (Hürriyet 4 Kasım)
Söz konusu kişiler banka boşaltmaktan yargılanmasa bu şevkatli yaklaşımı kutlardık elbet.
Hemen kaydedelim... Eğer 3 CHP milletvekili, banka boşaltmaktan yargılanan birinin şirketi tarafından yurtdışında ağırlansa bugün Türkiye'de yer yerinden oynuyor olurdu...
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
CHP İstanbul Milletvekili, sanayici Memduh Hacıoğlu dün Radikal'de Neşe Düzel'in sorularını yanıtlarken diyor ki:
- Üniversitelerde öğrenciler kamu hizmeti veren değil alan durumundadır. Bu yüzden türban kısıtlaması kaldırılmalı, öğrenciler türban takabilmelidir...
***
Türbanlı öğrencilerin İstanbul Üniversitesine alınmaması üzerine konu yargıya taşınmış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 1999 yılında "yüksek öğretim kurumlarında türbana izin verilmemesi" ni onaylamıştı...
Anayasa Mahkemesinin de aynı yönde kararları bulunuyor.
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Belkıs Tarman Torunoğlu Hanım mektubunda anılarını aktarıyor:
... Babam, 1931 yılında, o günkü deyimiyle "Ziraat Umum Müdürü" görevinde bulunuyordu. Bir gün Atatürk'e yakın bir zat gelip, Paşa'nın zirai bir alet istediğini belirtmiş ve Orman Çiftliği'ne gönderilmesini istemiş. Babam:
- Bu şekilde olmaz, yazılı ve imzalı bir istek olmalı, yanıtını vermiş.
Birkaç gün sonra Atatürk, Ziraat Bakanlığı'nı teftişe gelmiş. Babam tanıştırıldığında sormuş:
- Benim imzam olmadığı için isteği geri çeviren müdür bu bey mi?
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Brezilya dönüşü Deniz Baykal Esenboğa Havaalanı'nda partililer ve milletvekilleri tarafından çiçeklerle karşılandı.
Bu özel karşılamanın sebebi, Genel Başkan'ın Brezilya'da yapılan Sosyalist Enternasyonal'de Başkan Yardımcılığı'na seçilmesiydi... Olay, CHP'nin internet sitesinde "son seçimlerdeki başarının sonucu" olarak takdim edildi...
Kimi gazeteler haberi "Baykal'a büyük onur" başlığıyla verdi.
Baykal, havaalanında:
- Bunun altında CHP'nin doğru politikalarının yarattığı etki ve saygınlık var, diye konuştu...