<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Ankara Temsilcimiz Fikret Bila'nın "Sivil Darbe Girişimi ve Ankara'da Irak Savaşları" adlı kitabının ilk bölümü gazetemizde yayımlanıyor. Bu bölümde Bülent Ecevit'e düzenlenen sivil darbe var... Ecevitler'e göre sivil darbenin baş aktörü Hüsamettin Özkan'dır... Ecevit darbeyi savuşturdu ve Özkan'ı yedi ama bu olayla birlikte DSP'nin parçalanma süreci de başladı. Parti hem dağıldı hem oyları yüzde 1'e indi. Sayın Ecevit'i son olarak Ankara'da Cumhurbaşkanı'nın verdiği davette gördük. Üzüldük... Güçlükle adım atabiliyordu. Zor ayakta duruyor gibiydi.
Dün DSP'li bir arkadaşımıza sorduk:
- 15 Kasım'da DSP Kurultayı yapılacaktı ne oldu?
- Bülent Bey o verdiği sözü unutmuş görünüyor.
- Peki Kurultay ne zaman?
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
İstanbul'daki kanlı terörü kim düzenledi... Elde fazla veri olmasa da kuşkular El Kaide üzerinde yoğunlaşıyor; üstlenen de zaten El Kaide'nin bir kolu... Ne var ki olaydan siyasi olarak yararlananlar başkaları; İsrail ve Amerika... Terörden kimin yararlandığına bakılarak tahmin yapılınca El Kaide ihtimali zayıflıyor.
Bir başka not: El Kaide bugüne dek Musevilere yönelik terör eylemi yapmadı...
İntihar saldırısı deniyor.. Olmayabilir... İntihar saldırısı malum etrafı korumaya alınmış, yanına vasıta yaklaşmasına izin verilmeyen hedeflere karşı yapılıyor. İstanbul'da her iki sinagogun önüne araç çekmek ise yasak değildi. Park yeri olmasa bile araçları sinagogun hemen önünde durdurup, şoförün kaçması ve bombaların 15 - 20 saniye sonra patlatılması olası idi.
Kamyonetlerin hareket halinde olduğu söyleniyor. Ama kesin değil.
Peki Türkiye'nin (ve Türkiye'deki sinagogların) hedef seçilmesinin sebebi?
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Birsen Bayram 40'lı yaşlarda bir İngilizce öğretmeni... İki buçuk yıl önce Merter'deki evine bir ödeme belgesi geliyor. Birsen Hanım'ın borçla harçla işi yoktur. Eşi zarfı muhtara götürüp bırakıyor. Olayı unutuyorlar...
Bu ayın 6'sında postacı bir tebligat getiriyor.
Birsen Bayram emniyete davet ediliyor.
Uykusuz bir gecenin ardından gidilen polis karakolunda Birsen Bayram'a "mal beyanında bulunmadığı" gerekçesiyle 10 gün "hapis yatacağı" bildiriliyor.
Şoka uğrayan Birsen Hanım ve eşi durumu araştırıyor
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Avukat Halil Doğu dün telefonda para yardımı istedi...
- İhtiyacınız ne kadar beyefendi?
- 1 lira...
Efendim Avukat Doğu'nun müvekkili Sabit Gölbeyoğlu Vakıfbank'tan kredi almış, 1999 yılında geri ödemiş. Ne var ki hesabı kapatırken tesadüfen 1 lira borcu kalmış... Bu 1 lira borç 4 yılda ne olmuş biliyor musunuz?
Tam 34 milyon lira...
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Eski Başbakanlık Müsteşarı ve milletvekili Hasan Celal Güzel, Özal döneminde çıkarılan ve halk arasında "Nereden Buldun Kanunu" diye adlandırılan yasanın akıbetini geçende Tercüman'daki sütununda anlatıyordu...
... Kanun'a göre mal bildiriminde bulunacaklar arasında Cumhurbaşkanı da vardı; bu konuda hiçbir istisna yoktu. Ancak, Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu'nda görüşülürken, mal bildiriminde bulunacakları düzenleyen 2. maddeden Cumhurbaşkanı çıkarıldı; diğer bazı maddeler de, görüşmeler sırasında ve daha sonra Kanun Hükmünde Kararnameler ile ilga edildi. Sizin anlayacağınız Kanun kuşa çevrilmişti...
***
Demek ki neymiş... Kendileri temiz olmayanların eli toplumu temizleyici kanun çıkarmaya varmazmış... Örneklerini günümüzde de görebilirsiniz...
AKP'lilerin suç dosyaları kabarık olduğu için dokunulmazlık kalkmıyor.
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Bir kısım medyaya bakarsak ekonomimiz fena halde! iyi yolda... Enflasyon ve faizler düşüyor, ihracat artıyor, piyasa her geçen gün canlandıkça canlanıyor vs. vs. Peki, İzmitli eczacı dostumuza sorarsak...
"Bunca yıllık eczane sahibiyim, devletten ilaç parası alacağımızı bu kadar uzun süredir tahsil edemediğimiz bir başka dönem daha hatırlamıyorum. Örneğin Maliye Bakanlığı 6 aydır borcunu ödemiyor. Geçenlerde paramı istemek için İzmit Vergi Dairesi'ne gittim. Konuştuğum yetkili, ne parası, 70 milyar lira elektrik borcumuz var, Ankara sadece beş milyar gönderdi, yakında bizi mum ışığında çalışırken görürsen şaşırma deyince tersyüz geri döndüm. Ekonomi iyiye gidiyorsa devlet bizim alacaklarımızı niye ödemiyor?"
Dostumuza birtakım şom ağızlılara kulak asmamasını, moralini bozmamasını, bunun için de bol bol gazete okumasını tavsiye ettik."
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
İlerleme Raporu'nda Kıbrıs ve "w,q,x" harflerine takıldık kaldık. Oysa kimi hassas noktaları zorlayan başka talepler de var...
Örneğin AB bizden Rum Patrikhanesi'nin "ekümenik statüsü"nü tanımamızı da bekliyor...
Türkiye malum... Rum Patrikhanesini sadece İstanbul'daki Rum Ortodoks azınlığın dini ve ruhani lideri olarak tanıyor.
Ekümenik (Evrensel) niteliğini kabul etmiyor.
Devletin resmi görüşü "Lozan Antlaşması müzakereleri sırasında bu konuda taraflarca bir nevi mutabakat" sağlandığı yolundadır.
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Büyük Atatürk'ü ölümünün 65'inci yıldönümünde andık.
Gazeteler klasik başlıkları atmışlardı...
"Seni özlemle anıyoruz...Unutmadık... İzindeyiz... Gösterdiğin yoldan ilerliyoruz..."
Bu ilerlediğimiz yol gerçekten "Atatürk'ün gösterdiği yol" mu?
Atatürk kafanıza çuval da geçirseler ABD'ye hizmette kusur etmeyin mi demişti?