<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Sultanahmet, Laleli, Kumkapı, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı, İstanbul Üniversitesi, Valilik, oteller ve müzeleri sınırları içinde barındıran Eminönü ilçesinde her şey var, nüfus yok...
Gündüz nüfusu 2.5 milyon olan Eminönü'nün gece nüfusu topu topu 50 bin kişi. Seçimlerde 18 bin seçmen oy kullanıyor. Son seçimde olduğu gibi 6500 oyla belediye başkanı seçilebiliyor...
İlçede yaklaşık 100 bin işyeri var ama bu işyeri sahiplerinin yerel seçimlerde oy kullanma ve bölgenin geleceğinde söz söyleme hakkı yok...
Oteller başta olmak üzere Eminönü'ndeki işyeri sahipleri geleceğe sahip çıkmak amacıyla Eminönü Platformu'nu oluşturdular 5 ay önce...
Hedeflerden biri belediye sınırları içinde kalan Balat, Zeyrek, Süleymaniye, Kumkapı, Sultanahmet gibi bölgelerde yerleşimi teşvik ederek İstanbul'un özellikle aydın kesimlerini bu bölgelere çekmek...
İşte size yönelik kimi sorular:İnandığınız siyasal düşünce ile ilgili kaç tane radyonuz var? İnandığınız siyasi düşünce ile ilgili kaç tane televizyonunuz var? Kaç tane derginiz var? Kaç tane gazeteniz var? Kaç tane okulunuz var? Kaç tane derneğiniz, kaç tane vakfınız, kaç tane öğrenci yurdunuz var?Kaç öğrenciye burs veriyorsunuz... Kaç öğrenciyi okumak için yurtdışına gönderiyorsunuz?Cumhuriyeti yaşatacak kurumlara şimdiye dek ne kadar bağış yaptınız?Aynı siyasal düşünceden birkaç arkadaş bir araya gelip bir şirket kurdunuz mu?İkinci evi, ikinci arabayı, ikinci yazlığı alırken Cumhuriyet için, demokrasi için, çağdaşlık, laiklik, bilim için neler yapıyorsunuz?Elinizdeki paranın ne kadarını çağdaş değerlerin yaşaması için harcıyorsunuz?Kişiselliği mi, toplumsallığı mı ön plana alıyorsunuz...İnternette bu soruları soran arkadaşlar meraklarının sebebini ekliyor..."İslamcı siyaset yapanların elinde 19 gazete, 11 dergi, 51 radyo, 20 televizyon, 2500 dernek, 500 vakıf, 1000 şirket, 800 okul var da..." Kendinizi Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi olarak mı tanımlıyorsunuz... KKTCyi ABye evlatlık veriyoruz... Özleyip de görmek istersek artık vize alacağız. ***Uygar insanın; kimyasal,
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Kendinizi Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi olarak mı tanımlıyorsunuz...
İşte size yönelik kimi sorular:
İnandığınız siyasal düşünce ile ilgili kaç tane radyonuz var? İnandığınız siyasi düşünce ile ilgili kaç tane televizyonunuz var? Kaç tane derginiz var? Kaç tane gazeteniz var?
Kaç tane okulunuz var? Kaç tane derneğiniz, kaç tane vakfınız, kaç tane öğrenci yurdunuz var?
Kaç öğrenciye burs veriyorsunuz... Kaç öğrenciyi okumak için yurtdışına gönderiyorsunuz?
Ancak iktidar tuttu gazete ve televizyonun yayın yönetimine el koydu. Genel yayın müdürü tayin etti. Kimi yazarlara yazı yasağı getirdi... Böylece halkın parasıyla iktidar yanlısı yayın organları yarattı. Akıl alır gibi değil. Üstelik bu şekilde gazete ve televizyonun satış değeri de düşürülecek, yarın bunlara alıcı bulunması da mesele olacak... Bu iktidar sadece kamu çıkarı yönünde hareket ettiği konusunda inandırıcı olamıyor... Devlet Star Gazetesi ve Televizyonunun sadece işletmesine ve muhasebesine el koymalıydı. Cem Uzan gidince gazete ve televizyon tetikçi ve şantajcı kimliğinden sıyrılır, olağan yayına döner, uygun bir zamanda da satılır, Uzanların zararlarının bir bölümü kapatılırdı. Dinimiz başkalarından nefret etmemizi sağlamakta ama bizi birbirimizi sevdirmeye yetmemektedir. Jonathan Swift Bizim insanımız etiği sever, hele mangalda olursa bayılır. Akif Kökçe Moskovada Türk şirketi Koçakın yaptığı yüzme havuzunun çatısı çöktü, 28 kişi öldü, 100den fazla insan yaralandı... Bu olayı bir yana koyup, Türk - Rus İşadamları Derneğinin yayın organı Pusulada yayımlanan bir ankete değinelim. Ankette soruluyor:- Aldığınız Türk mallarını nasıl değerlendiriyorsunuz?- Genelde
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Devlet Star Gazetesi ve Televizyonu'nun sadece işletmesine ve muhasebesine el koymalıydı. Cem Uzan gidince gazete ve televizyon tetikçi ve şantajcı kimliğinden sıyrılır, olağan yayına döner, uygun bir zamanda da satılır, Uzanlar'ın zararlarının bir bölümü kapatılırdı.
Ancak iktidar tuttu gazete ve televizyonun yayın yönetimine el koydu. Genel yayın müdürü tayin etti. Kimi yazarlara yazı yasağı getirdi... Böylece halkın parasıyla iktidar yanlısı yayın organları yarattı. Akıl alır gibi değil. Üstelik bu şekilde gazete ve televizyonun satış değeri de düşürülecek, yarın bunlara alıcı bulunması da mesele olacak... Bu iktidar sadece kamu çıkarı yönünde hareket ettiği konusunda inandırıcı olamıyor...
Dinimiz başkalarından nefret etmemizi sağlamakta ama bizi birbirimizi sevdirmeye yetmemektedir.
• Genel seçimlerden bir gün sonra yani 4 Kasım 2002 tarihinde ABD Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Paul Wolfowitze bir mektup yazdığınız doğru mudur?• Mektubun metni 17 Ocak 2004 tarihinde bir gazetede yayımlandığı, daha sonra kimi basın organları ve televizyonlarda tekrarlandığı halde bu konuda hiçbir açıklama yapmamanızın nedeni nedir ?• Eğer sözü geçen mektubun içeriği doğruysa Türkiyede yapılan genel seçimlerin sonuçlarından Türk Genelkurmayının rahatsız olduğunu, bu amaçla Genelkurmay Başkanı Sayın Org. Hilmi Özkökle özel bir toplantı yapmak istediğinizi, bunu Wolfowitzin sağlamasını istiyorsunuz.• Özel bir mektup da olsa, seçimde en çok oy almış bir partinin genel başkanı olarak, ABD Savunma Bakan Yardımcısından böyle bir yardım istemek, siz ve ülkemiz için incitici ve küçültücü değil midir?• Eğer mektup doğruysa; bu konuda size yardım edildi mi? Örneğin 14 Kasım 2002 tarihinde, mektuptan 10 gün sonra Genelkurmay Başkanı Sayın Org. Hilmi Özkök tarafından kabul edilmenizde bunun etkisi oldu mu? Son aylarda sık sorulan ama bir türlü yanıtlanmayan bir soruyu CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı bir soru önergesiyle Başbakan Tayyip Erdoğana yöneltti... Sorular konuyu anlatıyor: Hayata
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Son aylarda sık sorulan ama bir türlü yanıtlanmayan bir soruyu CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı bir soru önergesiyle Başbakan Tayyip Erdoğan'a yöneltti... Sorular konuyu anlatıyor:
• Genel seçimlerden bir gün sonra yani 4 Kasım 2002 tarihinde ABD Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Paul Wolfowitz'e bir mektup yazdığınız doğru mudur?
• Mektubun metni 17 Ocak 2004 tarihinde bir gazetede yayımlandığı, daha sonra kimi basın organları ve televizyonlarda tekrarlandığı halde bu konuda hiçbir açıklama yapmamanızın nedeni nedir ?
• Eğer sözü geçen mektubun içeriği doğruysa Türkiye'de yapılan genel seçimlerin sonuçlarından Türk Genelkurmayı'nın rahatsız olduğunu, bu amaçla Genelkurmay Başkanı Sayın Org. Hilmi Özkök'le özel bir toplantı yapmak istediğinizi, bunu Wolfowitz'in sağlamasını istiyorsunuz.
• Özel bir mektup da olsa, seçimde en çok oy almış bir partinin genel başkanı olarak, ABD Savunma Bakan Yardımcısından böyle bir yardım istemek, siz ve ülkemiz için incitici ve küçültücü değil midir?
Cumhurbaşkanlığı bir ilki gerçekleştirdi, "www.cankaya.gov.tr" adresinde Çankayanın gelir ve giderlerini kuruşuna kadar yayımlamaya başladı. İlk olarak 2004 yılı ocak ayı rakamları yayımlandı. Toplam gider 1 trilyon 841 milyar lira... Aylık telefon, posta, internet gideri 5 milyar TL... 500den fazla kişinin çalıştığı Köşkte adam başı aylık telefon harcaması 10 milyon lira gibi görünüyor... Milletvekillerine ayda adam başı 1.5 milyar lira cep telefonu ödemesi yapıldığını kaydedelim. Tasarrufu alkışlayalım. Meclis Başkanı Bülent Arınçı TBMM hesaplarını aynı şekilde açıklamaya davet edelim. Hayatımı öyle planladım ki, ölürken bilincimde üç yüz bin şey bulunsun ama tek bir üzüntüm olmasın... Fabrizio De André Bu hafta her birimiz bir yerlerde bir şeyler bekledik. Örneğin;Kar ve fırtına gelecekse bir an önce gelsin diye bekledik...Kar beklenen saatte geldi, sonra gitsin diye bekledik.Kimimiz duraklarda otobüsün gelmesini bekledik.Kimimiz hava meydanlarında uçağımızın kalkış anonsunu bekledik.Kimimiz New Yorkta anlaşma oldu mu olmadı mı diye ekran karşısında bekledik.Kimimiz şehirlerarası yolda mahsur kaldık, yardım gelmesini bekledik.Kimimiz Türkiyenin starı olabilmek için popstar