Yerel seçime şunun şurasında 6 ay kaldı... Yerel seçim hayatımızda neleri değiştirecek, neleri değiştirmeli? Hangi alanlarda daha iyi uygulamalara, daha iyi çözümlere, daha iyi projelere ihtiyacımız var?
Beklenirdi ki, seçime 6 ay kala bunlar tartışılsın...
Ne var ki, siyasi partiler bunları tartışmak yerine vakitlerini birbirlerini suçlamakla, ittifak manevraları yapmakla, alengirli konuşmalarla geçiriyorlar...
Mevcut belediyeler 5 yıllık dönemi nasıl geçirdiler?
Neleri başardılar, neleri başaramadılar?
Hayatı ucuzlatmak için ellerinde hangi imkânlar vardı, bunları ne kadar kullanabildiler?
Ulaşımda neler yaptılar, neleri yapamadılar?
Neden depreme karşı gereken önlemler yeterince alınamadı?
Memleketin sorunları dağlar gibi... Ama siyaset sahnesinde sabahtan akşama dek ne çözüm konuşuluyor ne farklı fikir ortaya atılıyor ne geleceğin Türkiye’sine ilişkin dişe dokunur bir söz işitiliyor. Bilge siyasetçi Prof. Turan Güneş, 1961 yılında Hürgün gazetesine yazdığı yazıda bakın ne demiş:
“Ülkemizde birçok siyasi parti var. Her gün de durmadan yenileri kuruluyor. Bizde vatandaşları bir tarafa bırakalım, bu siyasi partilerin kurucuları bile partilerinin iktidara geldiklerinde ne yapacaklarını bilmezler. Bir şeyi açıkça ifade edeyim: Ben kaç yıldır siyasi hayatın içinde ve ileri gelen siyasetçilerimizin yanındayım. Toplumumuzun herhangi bir meselesini derinlemesine konuştuğumuzu hatırlamıyorum.
Biz partiler arası siyasi mücadeleyi düşünür, taşınır, iyi de yürütürüz. Ama bu mücadeleyi niye yaptığımızı pek bilmeyiz.
Partiler içindeki hizipler de böyledir. Herkes başa geçmek için çekişir ama başa geçince ne yapacağını hiç düşünmez. Bütün
Avrupa’ da bilim, sanat, spor, ekonomi dahil her alanda özlediğimiz başarıyı bize voleybol kadın milli takımımız yaşattı... New York Times gazetesinin dediği gibi: Türkiye aradığı kahramanları voleybol milli takımında buldu... Filenin sultanları, zorlu maçlarda rakiplerini yerlere sererek birincilik kürsüsüne çıktı.
En büyük ve inanılmaz olan mı? Gençlerimizin son iki maçta İtalya ve Sırbistan karşısında 2 - 1 yenik duruma düşmelerine rağmen son ana kadar mücadele ederek sonucu lehimize çevirmeleriydi. Umudun direnişi adına eşsiz örnekler verdiler. Çoğu 23 - 26 yaş bandında olan sporcularımız daha uzun yıllar bize bu gururu yaşatacaklar. Göğsümüzü kabartacaklar.
Unutmayalım... 19 yaş altı kız milli takımımız da geçen ay dünya ikincisi oldu. Geriden de çok başarılı bir voleybol nesli geliyor.
Bu başarılarda payı olan Federasyon Başkanı Akif Üstündağ’ı özellikle kutluyoruz. Tabii Koç Daniele Santarelli ve emeği geçen diğer herkesi de...
Gençlere güvenirsek onlar ülkeyi her alanda
Danimarka’dan günübirlik Kur’an yakma haberleri geliyor.
Danimarka yetkilileri düşünce özgürlüğüne saygı gereği Kur’an yakmak isteyenlere izin verdiklerini söylüyorlar.
Dahası bu izinli eylemlere engel olmak isteyen olursa polis yakalıyor, kundakçının rahat çalışması polis gözetimi ve savunması dahilinde gerçekleşiyor...
Danimarka temsilcimiz İrfan Kurtulmuş dostumuzla konuşuyoruz...
- Nedir olaylarda son durum?
- Aynen devam ediyor. Şimdi yine bir yöntem buldular. Her gün elçiliğimize geliyor, Kur’an’dan birkaç sayfa yakıp gidiyorlar...
- Peki ama Müslümanlar da bir başka köşede toplanıp “Kutsal değerlerimize saygı istiyoruz, inancımıza saldırıyı kınıyoruz” gibi pankartlar açarak bu olayı protesto etmiyorlar mı?
- Pekâlâ edebilirler. Yetkili makamdan izin alarak bu tür protestoları yapabilirsiniz. Polis de sizi korur. Ama böyle tepkiler pek olmuyor
ABD ve ortakları Putin’i sadece silahla değil fıkrayla da vuruyor.
İşte son imalat Putin fıkrası...
Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Putin’le haftalık görüşmesinde ülkenin doğusundan batısına farklı yerlerde farklı saatler uygulanıyor ve bu durum karışıklık yaratıyor, diyerek saat dilimlerinin kaldırılmasını talep etmiş… Örnekler vermiş:
- Başka bir şehre uçuyorum, evi arıyorum, herkes uyuyor. Geçen gün 04:00’te sizi aradım, uyandırmışım. Ama ben akşam 4 olduğunu sanıyordum. Doğum gününü kutlamak için Alman Başbakanı Olof Scholz’u aradım, meğerse doğum günü dün imiş. Çin Devlet Başkanı’na mutlu bir yeni yıl diledim. Meğerse yılbaşı yarınmış.”
Putin, Başbakan’ın sözünü kesmiş:
- Bunlar küçük şeyler. Sen benim başıma geleni biliyor musun? İçinde Prigojin varken uçağın düştüğü gün vardı ya? Başsağlığı dilemek için ailesini aradım, meğer uçak henüz havalanmamış!
***
Prigojin
Ulusal ordumuzun işgalci güçlere karşı zafere ulaştığı günün; 30 Ağustos ‘un yıldönümünde Büyük Atatürk’e, O’nun silah arkadaşlarına, çilekeş Anadolu halkına ve her cephede kanıyla canıyla savaşan Mehmetçiğe minnet ve şükranlarımızı yineliyoruz.
Atatürk şöyle diyor:
“30 Ağustos Zaferi, Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum... Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”
Yazar Falih Rıfkı Atay, 30 Ağustos zaferi için şöyle yazmıştır;
“Neyimiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğu’nun
Kemal Kılıçdaroğlu partinin ilk kez seçilen 62 milletvekiliyle gruplar halinde TBMM’de görüştü. Gazetelere göre, Kılıçdaroğlu onlardan “yerel seçimlere odaklanılması”nı istedi.
Peki, yeni ve eski milletvekilleri seçim bölgelerinde halka ne anlatacaklar? Genel Merkez, il ve ilçelerde halkın belediyelerden beklentilerine ilişkin anketler yapmış, sonuçları derlemiş, birer bilgi notu olarak yeni milletvekillerinin (ve yereldeki parti örgütlerinin) eline vermiş midir? Partinin bir yerlerde yazılı yerel yönetim program ve politikası var mıdır? Özgün fikirleri ve politikaları var mıdır?
Bunlar yoksa vekiller gittikleri yerlerde halka ne anlatacaklar, sorulara nasıl yanıt vereceklerdir?
CHP temsilcileri halkın önüne çıkıp göğüslerini gere gere mesela:
“Bizim belediyelerimizde rüşvet ve yolsuzluk yoktur. Bizden önce yolsuzluk olmuşsa bunun hesabını da sorarız. Bizim belediyelerde liyakat ölçülerine dikkat edilmekte, kimseye ayrıcalık yapılmamaktadır. Bizde üreticinin emeğini değerlendirmek esastır.
Gazeteci ağabeyimiz Zeki Sözer’in notunu okuyoruz:
“Eşimin hastalığı nedeniyle kızıma yakın bir yere taşınıp, Moda’daki evimizi başkasına kiraya verdik. Bir süre sonra komşulardan öğrendik ki kiracımız bizim daireyi Airbnb denilen ABD’li bir şirket aracılığıyla gecelik, haftalık ve aylık kiraya veriyor. Hemen ikaz ettim, sözleşmede ‘Yazılı iznim olmadan başkalarına kiraya veremez’ maddesini hatırlattım. Tınmadı. CİMER’e başvurdum. İlgilendiler ama eve iki defa giden görevlilere kapı açılmadığı için bir sonuç alamadım. Bu defa avukat tutup mahkemede dava açtım. Tanık, yazışma falan derken duruşma aylar sonrasına ertelendi. Bu arada mahkemeye verdiğim için kızan kiracım kirayı ve aidatı ödememeye başladı. Airbnb denilen şirket öğrendim ki dünyanın hemen her ülkesinde faaliyette. Ancak pek çok devlet bu evlerde fuhuş yapıldığını, uyuşturucu kullanıldığını, yasadan kaçanların saklanabileceğini gördüğü için özel yasalar çıkarmış. Hem güvenlik sağlanıyor hem vergi kaçağı önleniyor. Bizde ise bu evlere