Pazar pazar.. Paralel devleti sabah akşam duyuyoruz da paralel toplum da nedir? Bir de başımıza paralel toplum mu çıktı?
Diyebilirsiniz..
Yeni çıkmadı.. Nur topu gibi çocuğumuz olmadı..
Bir süredir var.. Hatta uzun süredir var..
Benim üstünde sıkça durduğum bir konu aslında.. Toplumdaki kutuplaşmayı anlatıyorlar.. Kıyı kültürü/kara kültürü diye ikiye ayırmıştım..
Farklı yaşam biçimlerini, farklı algıları, Türkiye’ye ve dünyaya farklı bakışı anlatıyordu.. Farklı değer yargılarına işaret ediyordu..
Bu ayrışmanın adını Nuray Mert koydu..
Paralel toplum dedi..
‘Aslında paralel toplum değil, paralel toplumlar var’ diyor..
*
Paralel devlette de durum aynı.. Bir tane yok ki; paralel devletler var..
Veya varmış!
İki üç yıl öncesine dönersek, o günlerde iktidar paralel yapı diyerek KCK’yı kastediyordu.. Yüzlerce insan ‘paralel devlet’ kurmakla suçlandı.. Gözaltına alındı, tutuklandı..
İnsanlar hâlâ hapiste, yargılanıyor..
*
Devletin dışında, devlete paralel kendi organlarını oluşturmakla suçlandılar.. Kendi adalet, kendi güvenlik sistemlerini kurmaya çalışmakla..
17 Aralık’tan sonra bir paralel devlet daha çıktı.. İktidar, Gülen cemaatini paralel yapı kurmakla suçladı..
Yargı-emniyet-bürokrat üçgeninden söz edildi.. Yatay ilişkiler gündeme getirildi.. Emirleri başka yerden alan devlet içindeki örgütlenmeden söz edildi..
Polisin, savcının, istihbarat elemanlarının, hâkimlerin işbirliği içinde, başlarına buyruk davranıldığı iddia edildi..
Yargıda, bürokraside, emniyet teşkilatında binlerce kişinin görevden alınma nedeni buymuş..
Bu deniliyor..
Rütbeli rütbesiz on bine yakın polisin görevden alındığı söyleniyor.. 40’dan fazla ilde soruşturmaların sürdüğü haberleri çıkıyor..
Sonuç nereye varır bilemem.. Neyse konumuz bu değil zaten..
*
Biz dönelim paralel topluma..
Nuray Mert Tempo dergisindeki söyleşisinde insanların paralel evrenlerde yaşadığına dikkat çekerek, şöyle demiş:
‘Türkiye’deki politik kriz de insanların paralel evrenlerde yaşaması sonucunda, toplumdaki asgari müştereklerin giderek azalması ve yok olmasıyla ortaya çıkıyor. Türkiye’de yaşam biçimleri, hedefleri ayrı en az iki paralel toplum var.’
*
Toplumdaki asgari müştereklerin azalması ve yok olması!..
Asıl üzerinde durmamız gereken mesele bu..
Paralel devlet de önemli tabii.. Böyle yapılar varsa, böyle yapıların varlığı tespit edilmişse o yapıyı ortadan kaldırmanın yolu yöntemi belli..
O yapıyı deşifre edersiniz..
O yapıda yer alan kişileri ayıklarsınız, yargıya teslim edersiniz.. Sorun çözülür..
*
Ama bir arada yaşayan insanlar asgari müştereklerini kaybediyorsa, farklı evrenlerde yaşıyorsa, düzeltmenin yolu yok..
Yeniden asgari müşterekler yaratılamaz..
Tabii ki her toplumda farklı yaşam biçimleri olacaktır.. Mesele bu değil.. Mesele farklı yaşam biçimlerinin kendi gettolarına çekilmesi..
İllerin, ilçelerin, mahallelerin bölünmesi..
Birbirlerine ters bakmaları..
Azınlıkta kalanın yani kıyı kültürünün çoğunlukta olanı yani kara kültürünü tehdit olarak görmesi..
Çoğunlukta olanın da azınlıkta kalanı kendine benzetmeye çalışması..
Yaşam alanını daraltmak istemesi.. Çatışma noktası bu..
*
Bu ayrım öyle bir hale geldi ki Nuray Mert’in dediği gibi; toplumdaki bu iki kesim yolsuzluk konusunda bile ayrı düşünüyor..
Gerisini siz hesap edin..
İyi pazarlar!..
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024