Ön raporlar çıktı.. Kaza değil cinayetmiş..
İhmal, umursamazlık, daha çok kazanma, içinde ne ararsan var..
Aslında ihmal de denmez.. Bile bile lades denir..
İşçiler yavaş yavaş konuşmaya başladı.. Son günlerde söktükleri kömürler el yakıyormuş..
Demek ki kömür içten içe yanıyordu..
Uyarmamışlar mı?
Uyarmışlar uyarmasına da dinleyen olmamış, bir şey olmaz denmiş geçiştirilmiş..
Madende karbonmonoksit miktarı artmış.. Sensörler tespit etmiş, bilgisayar kayıtlarına girmiş..
Aldıran olmamış..
Neden?
Üretim durmasın diye.. Üretim yavaşlamasın diye..
*
Çünkü..
Hülleli taşeronluk sistemi kurulmuş.. İşçiler dayıbaşı dedikleri adamlara bağlı.. Dayıbaşılar üretimden pirim alıyor.. Dayıbaşıları kontrol eden de, onun üstü de..
Faciaya davet çıkaran bu prim sistemi..
Üretimin zorlanması..
*
Peki, devletin suçu günahı yok mu?
Olmaz olur mu?
Bu maden çıkardığı kömürü kime satıyor?
Devlete.. Türkiye Kömür İşletmeleri’ne.. Ne kadar çıkarırsa o kadar satıyor..
Ya müfettişler..
Denetimi müdürün odasında çay kahve içerek yapmamışlarsa bu hali görmemişler mi?
Hülleli taşeronluk sistemini fark etmemişler mi?
Etmez olurlar mı?
*
Peki, ya sendika..
İşçilerin köle gibi kullanılmasına nasıl göz yummuş.. İşçilere yapılan baskıyı nasıl fark etmemiş.. Dayıbaşı düzenine nasıl göz yummuş..
Nasılı belli..
*
Demem şu.. Suçlu sadece madeni işletenler değil.. Suçlu üç beş kişi de değil.. Müfettişlerden bakanlara kadar uzanan silsile mevcut..
Çalışma Bakanı ilk günlerde mart ayındaki denetimde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığını açıklamıştı..
Şimdi, ‘çok farklı bir taktik uyguluyorlarmış’ diyor..
Yeni mi fark etmiş!..
*
Facianın ilk günlerinde trafo patlaması yalanı uydurulmuştu.. İktidar; kaza, takdir-i ilahi, kader havasını yaymaya çalışmıştı..
Başbakan kendisini protesto eden gence; ‘Terbiyesizlik etme, olan oldu. Olan Allah’tan’ diye bağırmıştı..
Olan Allah’tan değilmiş..
Olan biten kuldanmış.. Kul hatasından.. Kulun vurdumduymazlığından..
*
Bir şey daha ortaya çıktı..
Bu tür kazalar madenciliğin fıtratında yokmuş..
Daha çok kazanma hırsının fıtratında varmış..
Siz Mısırlı mısınız?
Diyorlar ki; istismar etme.. Fırsatçılık yapma.. Sokakları terörize etme..
Kime diyorlar; Soma faciasını protesto etmek isteyenlere.. Madencilere destek olmaya çalışanlara..
Yine diyorlar ki; siz madenci misiniz? Siz Soma’da mı yaşıyorsunuz? Oralı mısınız?
Bunları soranlara..
Ben de diyorum ki; siz Mısırlı mısınız?
Her toplantıda Rabia işareti yapıyorsunuz.. Miting üstüne miting düzenlediniz...
Mursi’nin resimleriyle sloganlar attınız..
Eee..
Mısırlı değilseniz niye yaptınız?
İspanya’da serbest Türkiye’de yasak
Öyle hale geldik ki.. İspanya’da binlerce madenci aileleriyle yollara döküldü.. Şehir merkezinde toplandı.. Soma’da ölenler için saygı duruşu yaptılar..
Gösteri düzenlediler..
Türkiye’de yürüyüş yapanların, gösteri düzenleyenlerin önünü TOMA’lar kesti.. Tazyikli su sıkıldı, biber gazı atıldı.. İnsanlar gözaltına alındı..
Soma’da bile saygı duruşuna izin verilmedi..
*
Fark ne derseniz..
Orada polis devleti yok..
Burada polis devleti var..
Şu notu da düşelim.. İktidarcı medya için, İspanya’daki yürüyüş büyük haber.. Övülecek olay..
Türkiye’deki yürüyüş hükümet düşmanlığı..