Otoriter devletler zaman zaman gücünü test etmek ister.. Gücünü göstermek ister..
Dün de böyle bir gündü..
İktidar hiçbir neden yokken, hiçbir gerekçe göstermeden Taksim’i 1 Mayıs kutlamalarına kapattı..
Keyfi karardı..
İtirazlar yükseldi; Taksim parktır, meydandır, bizimdir sesleri çıktı..
İşte o andan itibaren otoriter devletin güç gösterisi başladı..
Toplu taşıma araçlarının yolu kesildi.. Taksim çelik duvarla örüldü.. Taksim’e giden bütün yollar kilometrelerce öteden kesildi..
Gemiler iskelelere uğramadı.. Metro insanları taşımadı..
*
Sokaklarda 39 bin polis görev yaptı ama sokaklarda 39 bin gösterici yoktu..
Hele Taksim’de..
Meydana polislerden başka kimse giremedi.. Onlar da sıkıntıdan bol bol hatıra fotoğrafı çektirdiler..
Yıllar sonra çocuklarına biz Taksim’i böyle savunmuştuk diye gösterirler mi?
Yıllar sonraki duruma bağlı!..
Neyse..
Düşünün Taksim ve çevresine 19 bin polis dikilmişti..
Güç gösterisiydi bu..
Otoriter devletin gücünü test etmesiydi..
*
Otoriter devlet dün elindeki yeni aletleri de test etti.. Aslında bak depomda bunlar da var diye bize gösterdi.. Ortaya çıkardı..
Parmak salladı..
Bunlardan biri Ankara’da kurulan çelik duvardı.. Üç metre yüksekliğinde marifetli duvar da diyebiliriz.. Üzerine çıkmaya çalışana gaz sıkıyormuş..
Görmüş olduk.. Korkmuş olduk..
*
Bir başkası seyyar nezarethaneydi.. Toplu gözaltılar için olsa gerek.. Çelik nezarethane tekerlekli, istediğin yere çekilebiliyor..
Görmüş olduk.. Korkmuş olduk..
*
Polisin elindeki biber gazı da yeni ürünmüş.. Bol bol test etme imkanı buldular.. Bırakın ana caddeleri daracık ara sokaklara bile gaz attılar.. İnsanlar evlerinden dışarı fırladı.. Minicik çocukların gözleri yandı..
Biber gazının ne menem bir şey olduğunu bir kez daha görmüş olduk.. Korkmuş olduk..
Dün otoriter devletin güç gösterisine tanık olduk.. Gücünü test etmesine..
Taksim iktidarın yumuşak karnı..
İçişleri Bakanı Ala; ‘Taksim’de bir kutlama olduğu zaman İstanbul duruyor. 15 milyon insanın
seyahat özgürlüğünü kısıtlama durumunda kalıyoruz’ demişti..
15 milyon abartılı rakamdı ama Taksim ve yakın çevresi etkileniyordu.. Mesela Taksim’e çıkan yollar.. Mesela Şişli, Mesela Dolmabahçe..
Dün ne oldu?
Bırakın gitmeyi insanlar Taksim’e yaklaşmasın diye bütün İstanbul etkilendi.. Kentin göbeği bariyerlerle çevrildi, içine insanlar sokulmadı.. İki yaka arasında geçişler durduruldu, metrobüsün Zincirlikuyu’ya gitmesine bile izin verilmedi..
İşe gitmek zorunda olanlar apışıp kaldı..
*
Demek ki, Taksim’de kutlama olursa trafik kilitlenir, insanlar etkilenir bahanesi bahane değildi..
Trafiği kendileri durdurdu..
Belli ki; üç yıl Taksim’in kapatılma gerekçeleri farklı..
Biri çıkıp gerçeği söylese de bilsek, öğrensek.. Her yıl orası miting alanı değil trafik kilitleniyor, insanlar etkileniyor nutukları dinlemekten kurtulsak..
*
Gerçek şu, Taksim iktidarın yumuşak karnı..
Evde oturma bayramı
1 Mayıs İstanbul için evde oturma bayramı oldu.. Aslında Ankara için de öyle.. Kentin bir ucundan öteki ucuna gitmek imkansız..
Mahalleden dışarı çıkma günü.. Bayram yapma günü.. Aman bir araya gelmeyin günü..
Dünü de yaşadık..
Geçen yılı da yaşadık..
Polis öyle önlemler almıştı ki, o kadar çok bariyer kurmuştu ki, sanırsın birileri kenti işgal etmeye gelecek.. Sanırsın birileri Taksim’e çıkarsa kentin burcu düşecek.. Kent teslim alınacak.. Veya kent teslim edilecek..
Sanırsın böyle..
*
Şimdi soruyorum..
1 Mayıs’ın Taksim’de bayram havasında kutlandığı 2010, 2011, 2012 yılındaki 1 Mayıs mı daha iyiydi, daha güzeldi, daha barışçıydı..
Dünkü mü?
Muhalefeti koruma yasası
Dün önermiştim.. Ceza yasasında hükümete karşı işlenen suçlar bölümü varsa muhalefete karşı işlenen suçlar bölümü de olmalı demiştim..
Trajikomik bulanlar da oldu..
Lazım diyenler de..
Acele edilmesini söyleyenler de..
Dediğim şuydu; Türkiye Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçu varsa..
Muhalefeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme suçu da olmalı..
Hatta demokrasinin sağlığı için şart..
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024