MUHALEFETİN KÖŞK ADAYI

Televizyonlar-da tartışma bitmiyor.. Bir ara Gül mü, Erdoğan mı olur diye papatya açılıyordu..
Bu süreç bitti..
Herkesin ortak kanısı Erdoğan aday olacak..
Çünkü dönüşü olmayan yola girdi..
Dün Başbakan’ın 2019’a uzanan oyun planını anlatmaya çalışmıştım.. Başkanlığa, en azından yarı başkanlığa giden yolun kilometre taşlarını döşemeye başladı..
İktidar cephesinde durum bu..
Dönelim muhalefete..

İktidara destek verenler muhalefet partilerine ufak ufak baskı yapmaya başladılar..
Hadi adayını açıkla sözlerinden geçilemiyor..
Kimi baştan hüküm veriyor; aday gösterecek isim bulamıyorlar ki açıklasınlar.. Hedeflerindeki parti malum..
CHP..
*
CHP’nin nasıl bir aday çıkaracağı çok önemli.. İsimden bahsetmiyorum, nasıl bir aday profiliyle seçmenin önüne çıkacaklarından söz ediyorum..
CHP’nin işi kolay değil..
Nedeni mi?
Alternatiflere bakalım..
*
Tabanda ağırlığı olan, siyasi bir kişiyi aday gösterirse..
Faydası: Her türlü yarışa varım.. Biz de iddialıyız demiş olur..
Sakıncası: Erdoğan’ın karşısına böyle bir adayla çıkarsa bir anlamda yarı başkanlığa fiilen geçişi kabul etmiş, onaylamış anlamına gelir.. İleride yaratılacak fiili durumlara, örneğin cumhurbaşkanının ülkeyi Köşk’ten yönetmesine itiraz hakkı kalmaz..
Çünkü o zaman sen de siyasi aday gösterdin, şartları kabul ettin, yenildiğin için mızıkçılık yapma derler..
*
Düşük profilli aday gösterirse..
Faydası: Bu tavır, dayatılan sistemi, ucube yapıyı kabul etmiyorum demektir.. Yarı başkanlık sevdanıza alet olmuyoruz anlamına gelir..
Sakıncası: İktidar sözcüleri ‘başbakanımızın karşısına çıkaracak kimseyi bulamadılar, mağlubiyete baştan kılıf hazırladılar’ diyebilir..
Diyebilir değil der de..
*
Siyaset dışından saygın bir ismi aday gösterirse..
Faydası: Siyasetle devlet başkanlığı müessesesini ayrıştırır.. Nasıl bir devlet başkanı istediklerini somut biçimde gösterir.. Söze gerek yok bizim bakışımız bu demiş olur.. Kamuoyuna canlı örneğini sunar..
Sakıncası: O aday ikinci tura kalamazsa.. MHP adayı sollarsa parti içinde ciddi sıkıntı doğar.. Ana muhalefet konumu tartışmaya açılır.. CHP üçüncü parti konumuna düşmüş gibi olur.. Moraller sıfırlanır..
*
CHP’nin işi bu sebeple zor..

Komisyondan ‘rüşvet’ çıkmaz

Israrla söylüyorum, soruşturma komisyonundan bir şey çıkmaz, rüşvet hiç çıkmaz diyorum; çok karamsarsın diyorlar...
Komisyondan olumsuz bir rapor çıkmaz.. Genel Kurul dört bakanı Yüce Divan’a göndermez..
İki kere iki dört!..
Zaten işi zamana yayacaklar.. Aralık ayına öteleyecekler.. Dosyayı kapatacaklar..
Belki de oylamayı 17 Aralık’a cevap olsun diye 17 Aralık gününe bile denk getirirler..
Bu tezimde niye mi ısrarlıyım..
Komisyon rüşvet demeyip sadece imasını yapsa bile iktidarın 17 Aralık darbe teşebbüsüdür tezi çöker..
Hele hele Yüce Divan’a gönderirlerse hiçbir AKP’li bir daha darbe iddiasını ağzına alamaz..
Başbakan darbe girişimi olduğunu ilan etmiş..
AKP’li vekillerin çoğunlukta olacağı komisyon ‘hayır rüşvet’ mi diyecek..
Mantık dışı!..
*
Ön savunmayı partideki arkadaşlarına yapan bakanlar da benzer şeyler söylemişler zaten.. Kurban seçildik, amaç hükümeti devirmekti demişler.. Çerçeveyi çizmişler!..

Dinleme davası

Son altı yedi yılımız telefon dinleme muhabbetiyle geçti.. ‘Bu konuyu sonra konuşalım’ sözü dillere pelesenk olmuştu..
‘Alooo’ ile yarışır hale gelmişti..
Herkes dinlendiğinden şüphe ediyordu.. İnsanların psikolojisi bozulmuştu..
Haksız değilmişiz.. Sadece bizler değil hakim ve savcılar da dinlenmiş.. Yasa dışı ve sahte evraklarla dinleme yapıldığı iddia ediliyor..
*
Adana’da önemli bir dava başlıyor.. Dokuz polis bu iddiayla yargılanacak.. Savcı iddianamede ‘hakim ve savcıların dahi sahte evrakla dinlendiği bir ülkede hukuk güvenliğinden bahsedilmez’ demiş..
Haklı..
Hukuk güvenliğinden de bahsedilemez, kişi güvenliğinden de..
Çünkü telefon dinleme özel hayata tecavüzdür..
Tabii insan sormadan da edemiyor; Ergenekon dalgaları sırasında tapeler havalarda uçuşurken neredeydiniz? Özel hayatlar klasörlere konup iddianame eki diye dağıtılırken..