Cumartesi akşamı CHP’nin İstanbul adayı Mustafa Sarıgül’ü dinledik..
İstanbul’a yapacaklarının bir kısmını anlattı..
Projelerinin bir bölümünü açıkladı..
Etkileyici sunumdu ama beni en çok etkileyen meydanlara önem vermesi oldu..
Bilirim ki; meydan demokrasidir..
Bilirim ki; meydan özgürlüktür..
Bilirim ki; meydan kenttir..
Bilirim ki; meydan kente nefes aldırır..
Meydanı olmayan kent kent değildir..
*
İstanbul’un meydanı yok mu?
Var; kentin tam ortasında var.. Taksim Meydanı var..
Ama hep kapalı.. Halka kapalı.. Hep kapalı demeyelim, bi açılır bi kapanhalde..
Bu durum Sarıgül’e soruldu tabii..
‘Meydanları halkına kapatan halkından korkanlardır’ dedi..
‘Meydanları halkına kapatan demokrasi düşmanıdır’ cevabını verdi..
Peki, ne yapacak?
Projesi şu: İstanbul’a altı büyük meydan yapmak.. Taksim’e, Beyazıt’a, Aksaray’a, Kadıköy’e, Üsküdar’a..
15 milyonluk kente yeter mi? Kenti rahatlatır mı? Kente nefes aldırır mı?
Hayır..
Sadece bunlar değil dedi Sarıgül.. 39 ilçeye 39 meydan vaat etti.. 39 marka cadde..
Marka caddeden kasıt şu.. Buluşma noktası, cazibe merkezi, çekim alanı..
Nişantaşı’ndaki Abdi İpekçi Caddesi gibi..
Veya Kadıköy’deki Bağdat Caddesi gibi..
*
Tarihi Yarımada projesini de çok beğendim.. Açık müze kent yapmayı hedefliyor.. İstanbul demek tarihi yarımada demek.. Kalfa müteahhitlerin yaptığı derme çatma binalar temizlense, tarihi binalar ortaya çıksa..
Tarihi hanlar eski haline kavuşsa..
İstanbul İstanbul olur..
*
Avrupa’ya gittiğimizde koşa koşa ‘eski kentin’ olduğu yere gidiyoruz.. O kentin tarihini yaşıyoruz.. Kafelerinde oturuyoruz, daracık sokaklarında dolaşıyoruz, mimarisine hayranlıkla bakıyoruz..
İstanbul’un eski kenti var mı?
Var ama yok!..
*
Sarıgül bunlar gibi 28 proje açıkladı.. Şimdi diyeceksiniz ki içinde ulaşım yok mu, ulaşım..
İstanbul’da en önemli mesele ulaşım.. Son 20 yılda kent plansız, programsız öyle büyütüldü ki.. Ranta o kadar çok önem verildi ki..
İstanbul’da bir yerden bir yere gitmek imkânsız haline geldi.. Pazar gezmesine çıkmak ‘akılsızlık’ oldu..
Mevcut belediye ha babam kavşak yapıyor.. 220 kavşak yapmış..
Bi işe yaradı mı?
Yarasa, trafik akar..
Sarıgül 5 yıllık plan yapmıAşama aşama trafiği nasıl rahatlatacağını projelendirmiş..
Tüm projeleri hayata geçirmek için sloganı da şu..
Artık İstanbul Ankara’dan yönetilmesin.. İstanbul İstanbul’dan yönetilsin..
Meşhur kaset montaj mı, değil mi?
Başbakan, CHP lideri hakkında 200 bin liralık tazminat davası açtı..
Sebebi şu..
Başbakan ile oğlu Bilal Erdoğan’ın yaptığı telefon görüşmesini Meclis’te ve mitinglerinde yayınlamak..
Herkese dinletmek..
Avukatın iddiası şu..
Bu kaset montaj, şantaj çetesinin ürünüdür, ifşası, yayılması suçtur..
Hayırlı dava.. Gerçeği ortaya çıkaracak önemli bir adım..
Başbakan iyi ki dava açmış..
Niye mi?
*
Mahkeme kasetin montaj olup olmadığına bakacak herhalde.. Bilirkişiye inceletecek.. Bi sonuç alacak.. Sonra dinlemenin mahkeme izniyle yapılıp yapılmadığını sorgulayacak..
Yasal olup olmadığını..
Daha sonra bu görüşmenin özel hayata girip girmediğine karar verecek..
Biz de gerçeği öğreneceğiz..
*
Diyelim ki montaj, diyelim ki yasadışı dinleme..
O zaman devlet içindeki çetenin varlığı ortaya çıkacak..
Çetenin üzerine gidilecek..
Her açıdan hayırlara vesile olacak dava..
Zerdüşt yapsaydı?
Fezlekesi Meclis’te olan.. 28 defada 52 milyon dolar rüşvet aldığı iddia edilen eski bakan Çağlayan, verip veriştirme aşamasına geçti..
Bunu bize nasıl yaparlar diyor; başka bir şey demiyor..
Tabii hakkındaki iddialardan söz etmiyor..
Yahudi yapsa, ateist yapsa, Zerdüşt yapsa anlarmış.. Bir Müslüman nasıl yapar diyor...
Yapılan ne?
Rüşvet aldığı iddiasıyla dosya hazırlamak, Meclis’in takdirine sunmak..
Bu işin Yahudilikle, Müslümanlıkla, ateistlikle ilgisi var mı?
Yok.. Yok ama Bakan meseleyi din, iman boyutuna getirerek aradan sıyrılmaya çalışıyor.. Ateist, Zerdüşt laflarıyla kafa bulandırmaya çalışıyor..
Bildiğim şu..
Bir Müslüman rüşvet yemez..
Bir Müslüman’ın boyun borçlarından biri de rüşvet yediği söylenen Müslüman’ı adalete teslim etmektir..
