IŞİD’İMİZ OLDU!..

IŞİD dedikleri El Kaide’den kopan örgüt.. Açık adı; Irak Şam İslam Devleti..
Musul’u ele geçirdiler, konsolos- luğumuzu işgal ettiler.. Başkonsolosumuz dahil konsolosluk görevlilerini rehin aldılar..
(Ankara’nın bu durumu görememesi, önlem almaması, konsolosluğumuzu boşatmaması başlı başına fiyasko..)
Komşumuz oldular..
Afganistan sınırımıza taşındı da diyebiliriz..
Aslında hep komşumuzdular.. Sadece Irak tarafında değil, Suriye’de de komşumuzlar.. Suriye’ye gelmelerinde, yerleşmelerinde, güçlenmelerinde kendilerine toprak yaratmalarında Ankara’nın da payı var..
Esad gitsin de ne olursa olsun.. Gerisine sonra bakarız politikası izleyen Ankara o militanları büyümesine güçlenmesine göz yumdu..
Bu durum bir anlamda, her şeyi bilen, her olayı uzun ama çok da anlamı olmayan cümlelerle açıklamaya çalışan Dışişleri Bakanımızın eseridir..
Mezhepçi politikasının sonucudur..
Bağdat’la da kavgalıyız, Şam’la da.. Irak’ta da kaos var, Suriye’de de..
IŞİD durduk yerde çıkmadı ki.. Bu satırları okuyanlar Irak Başbakanı Maliki’nin mezhepçi politikasının hiç mi suçu yok diyeceklerdir..
Olmaz mı? Bir numaralı sorumlu Maliki’dir..
*
Ama sadece onun başı belada değil.. Bizim de başımız belada..

Sisi’yi kutladık!

Mısır’da Genelkurmay Başkanı Sisi yönetime el koydu.. Kanlı darbeydi..
Ankara karşı çıktı.. Başbakan tepki gösterdi..
Buraya kadar yaptığı doğruydu, haklıydı..
Ama tepkisini bu noktada bırakmadı.. Resmen taraf oldu.. Meydanlarda Müslüman Kardeşler’in işaretini yaptı..
Rabia işaretini partisiyle özleştirdi..
Seçim kampanyasında kullandı..
Sisi’ye ağzına geleni söyledi.. Mısır’la köprüleri attı.. Ne olup bittiğini anlamak için Kahire’ye heyet gönderen CHP’ye de verdi veriştirdi..
*
Aylar geçti; Sisi seçime girdi, kazandı, Cumhurbaşkanı oldu.. Dün Cumhurbaşkanı Gül, Sisi’ye kutlama mesajı gönderdi..
Ee, ne oldu?
Bu mesajla Ankara’nın politikası iflas etmedi mi? Ankara en üst düzeyde Sisi’yi tanıdığını ilan etmedi mi?
Etti.. Artık ‘Ey Amerika, ey Avrupa...’ sözlerine kim inanır..

Hedef Erdoğan kolaycılığı..

Her olaya, her karşı çıkışa, her eleştiriye aynı tepkiyi veriyorlar..
Hedef Erdoğan..
Kimin ne dediğine bakmıyorlar.. Ne olup bittiğine de..
Anında teşhisi koyuyorlar; amaç Erdoğan’ı devirmek..
Ne ilgisi var deseniz de dinlemiyorlar.. Her meseleyi bu iki sözcükle açıklamak işlerine geliyor..
Hedef Erdoğan..
Der işin içinden çıkarsınız..
*
Gezi’yle başladı.. O muazzam eylemin karşısına koyacak sözcük bulamayınca..
Darbe girişimi dediler..
Hükümeti devirme hareketi..
Hedefleri Erdoğan..
Kolay olan buydu, zor olan Gezi’yi anlamaktı..
*
Soma’da da benzerini yaşadık.. Öfkeli madenci içinde bulunduğu durumu protesto etmek isteyince, isyanını dillendirince, yeter artık deyince aynı sözcüklerle defansa geçtiler..
Hedefleri Erdoğan..
*
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında da aynısı oldu... O bakanlar rüşvet yemiş mi yememiş mi, paralar sıfırlanmış mı sıfırlanmamış mı, ihalelere fesat karıştırılmış mı karıştırılmamış mı anlayamadık..
Hedef Erdoğan dediler, sadece madencileri değil, herkesi susturmaya kalktılar..
*
Güneydoğu’da bir şeyler oluyor.. Lice hareketleniyor.. Bayrak indiriliyor.. Yollar kesiliyor..
Yine aynı yorum..
Hedef Erdoğan..
*
İstanbul’un kuzeyine yeni havaalanı yapılmasına itiraz edenlere bile aynı lafı söylemezler mi?
Havaalanı bahaneymiş, hedef Erdoğan’mış!.
Niye ki..
Bu kentte yaşayanlar fikrini söyleyemez mi, karşı çıkamaz mı?
İlla herkes biat mı etmeli..
Taktikleri açık ve net..
‘Bunlar her şeyi yaparlar, her sözü ederler, yeter ki Erdoğan yıkılsın’ sloganına asılarak korku toplumu yaratmak..
Toplumu sindirmek, susturmak, konuşamaz hale getirmek..
Hükümetin alaşağı edilmek istendiği algısı yaratarak taraftarlarını diri tutmak..