İKTİDAR NE İSTEDİĞİNİ SÖYLEMEK ZORUNDA

Siyaseten ortalama, tedbir alma, ofsayta düşmeme hamlesi değilse iktidar partisinde gerçekten kafa karışıklığı var..
Ne istediklerini bilmeme hali..
Şöyle ki; AKP’nin ikinci adamı Mehmet Ali Şahin, bir süredir yarı başkanlık veya başkanlık sistemine geçilmesini istiyor..
Her yaptığı konuşmada Türkiye’nin bu iki sistemden birine geçmek zorunda olduğunu söylüyor..
Ama aynı zamanda..
‘Partinin başına Abdullah Gül geçsin, 2015 seçimlerinden sonra başbakan olsun’ diyor..
Söylediklerinin oluru var mı?
Yok..
*
Niye mi yok..
Türkiye yarı başkanlık kapısını zorlarsa başbakanın hiçbir kıymeti harbiyesi kalmaz.. Bürokrat olur..
Başkanlık yolunu seçerse zaten başbakan olmaz..
Eee, Gül ne yapacak?
Şahin’in dediği gibi Gül genel başkan olup seçimi kazanır da başbakan olursa o durumda da yarı başkanlık olmaz..
Parlamenter sistem devam eder..
Ya biri olacak ya öteki..
*
İktidar partisi artık ne istediğini ortaya koymalıdır.. Türkiye fiili durum yaratılarak şartlar zorlanarak ameliyat yapılacak bir ülke değil..
Türkiye’nin ameliyat yapılacak ülke olmadığını başbakan da sık sık söylüyor..
O zaman kendi de ameliyat yapmaya soyunmamalı..
Aday olduğu an nihai hedefinin ne olduğunu açıklamalı.. Bana oy verirseniz bu ülkeyi şöyle yöneteceğim demeli..
Adını koymalı..
Dedi ya!..
Koşan terleyen cumhurbaşkanı olacağının mesajını verdi ya.. Yine koşsun terlesin de rejimi değiştirmeye soyunacak mı soyunmayacak mı?
Gül gibi mi cumhurbaşkanı olacak, başka türlü mü?
Sandığa gideceklerin bilmek hakkı değil mi?
Cumhurbaşkanını artık halk seçecekse tabii ki farklı olacak..
Hiç de öyle değil!..

TÜBİTAK kendini sıfırladı!

TÜBİTAK internete düşen ses kayıtlarının montaj olduğunu açıkladı.. Hece hece montaj yapılmış!..
İnandırıcı geldi mi?
Her şeyden önce TÜBİTAK bağımsız kuruluş değil.. Başbakanlığa bağlı.. Siyasetin etki olanında..
Bilim Bakanı ne demişti?
‘Tapelerin montaj olduğunu hissetmiştim’ demişti.. Bilimin yerini hisler almışsa TÜBİTAK’ın yapacağı da bilimi bir kenara koyup hissetmektir.. Elinden başka bir şey gelmez..
Gelelim Egemen Bağış meselesine.. Baraka makara demişti ya.. O da montajmış!..
Telefonun öbür ucundaki kişi gazeteci Metehan Demir’di.. Konuşmayı yalanlamadı.. Özür diledi..
Bakanla aralarında o konuşma geçmemiş olsaydı neden özür dilesin ki!..
İftira böyle bir konuşma olmadı derdi..
Demedi..
*
Konuşmanın tarafına mı inanacağız TÜBİTAK’a mı?
Gördüğüm şu; TÜBİTAK bilimsel bir kurul olmaktan çıktı.. Kendini sıfırladı..

Demokrasi sadece sandıksa!

Uzun süredir tartışıyoruz.. Biz diyoruz ki; sandık çok önemlidir ama her şey değildir..
İktidar yanlıları da diyor ki; demokrasi sandıktan ibarettir.. Sandıktan çıkanın her şeyi yapmaya hakkı vardır..
Demokrasi eşittir sandık diyorsanız, Mısır’da darbeci Sisi de sandıktan çıktı..
Yüzde 96.9 ile çıktı.. Sandıktan çıktı diye darbeciliği bitti mi?
Ama katılma oranı yüzde 47 idi..
Mursi seçilirken katılma oranı kaçtı?
Yüzde 46.. Mursi ilk turda yüzde 24.7 almıştı..
Demokrasi sandıktır diyen iktidar bakalım Sisi’nin elini sıkacak mı sıkmayacak mı?
Göreceğiz..
Haa burada Suriye’de Esad’a yeniden seçildi.. Yüzde 88.7 ile sandıktan çıktı?
Oradaki seçimler komedi..
Suriye’de daha önce yapılan seçimler de komedi değil miydi?

Kurtarılmış bölge: HSYK

Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı’nın tanımı böyle.. Paralel yapının HSYK’yı ele geçirdiğini söylemiş..
Düne kadar HSYK yapısını öve öve bitiremiyorlardı.. HSYK’nın yapısını değiştirerek üstünlerin hukukuna son verdiklerini söylüyorlardı..
Bırakın söylediklerini bir yana..
Listeyi bizzat dönemin Adalet Bakanı Ergin yapmadı mı? Müsteşarı il il dolaşarak toplantılar yapıp oy istemedi mi?
Biz de böyle seçim olur mu, bakanlık resmen HSYK’ya el koyuyor demedik mi?
Yoksa..
Dönemin Adalet Bakanı da mı paralelci!..