Gezi tecrübesi 1 Mayıs'a yansımalı

Yarın 1 Mayıs.. 2010’da olduğu gibi.. 2011’de olduğu gibi.. 2012’de olduğu gibi bayram havasında geçmesi bekleniyordu ama..
Bu yıl böyle olmayacak..
Yürekler ağızlarda..
Çünkü iktidar Taksim’i yine kapattı.. Niye kapattı, ne gerekçeyle kapattı belli değil..
Taksim’i niye açmıştı sorusunun cevabı var..
2010 yılında işçilere hakkınız denmişti.. Bu meydanda şehit verdiniz.. Bu meydan sizin için önemli denmişti..
İktidar bununla da yetinmemiş, afiş bastırmıştı..
Taksim’i 1 Mayıs’a biz açtık diye gururlanmıştı.. Hiçbir iktidarın yapamadığını biz yaptık diye övünmüştü..
2013’te inşaat gerekçesiyle Taksim’i kapattı.. İnsanlar Taksim’e çıkmasın diye kilometrelerce öteye bariyerler kurdu..
TOMA’ları dizdi.. Kenti biber gazına boğdu..
*
Geldik 2014’e.. Bu yıl inşaat yok ama inat var..
Gezi protestolarından sonra Taksim iktidar için de başka bir anlam ifade etmeye başladı..
Taksim’e çıkıp çıkmama güç gösterisine dönüştü..
İnsanların Taksim’e çıkmasını, Gezi Parkı’na gitmesini iktidar içine sindiremedi.. Büyük bir kalkışma hareketi olarak algıladı..
Aslında mesele öyle değildi..
*
İstanbul Valisi Mutlu o günler için özeleştiri yaptı..
Bakın aynen şöyle dedi:
‘Samimi grupların üzerine farklı yaklaşılması da olayları biraz tetikledi, işte çadırların yakılması gibi... Bütün bunlar ciddi tepkiye dönüştü. Gezi Parkı’nı 1-2 günü ve sonrası olarak tahlil etmek gerekir. Bu bir tecrübedir. Gezi olaylarının bu noktaya geleceğini göremedik.’
*
Vali ‘bu bir tecrübedir’ diyor.. Ders çıkardıklarını ima ediyor..
Yarın önemli bir sınav.. Ders çıkarılıp çıkarılmayacağı ortaya çıkacak.. Emniyet güçleri samimi gruplarla, çatışmacı grupları birbirinden ayıracak mı ayırmayacak mı; göreceğiz..
Vali; ‘biber gazı kullanmayı sevmiyoruz’ dedi..
Sevip sevmedikleri yarın belli olacak..
*
Dilerim, aynı hataya düşmezler..

Düşündürücü!..

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, Kılıçdaroğlu’nu şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırdı..
Suç ne?
Açıklanmamış..
Kılıçdaroğlu sıradan bir kişi değil.. Ana muhalefet lideri.. Dokunulmazlığı var..
Başsavcı bunu bilmiyor mu?
Bilmez olur mu..
O zaman fezleke hazırlamak yerine niye böyle bir yöntemi seçti?
Soru işareti..
Başsavcılık çağrının sehven olduğunu açıkladı.. Yani yanlışlıkla.. Yine de düşündürücü..

Haşim Kılıç’tan sonra Alman Gauck..

Düne kadar hedef tahtasında Anayasa Mahkemesi Başkanı vardı..
Bugünden itibaren yerini Almanya Cumhurbaşkanı alacak.. Bazı gazeteler dün top atışına başladı bile..
Başbakan partisinin grup toplantısında Almanya Cumhurbaşkanı’nı sert dille eleştirdiğine göre top atışı fazlalaşacak..
Namlular çevrilecek..
Peki konuk cumhurbaşkanı ne dedi? Bi şey demedi, soru sordu..
Twitter ile YouTube yasaklanmak zorunda mı?
Anayasa Mahkemesi Başkanı neden böyle eleştirel konuştu?
Hükümet neden medyaya karşı güç gösteriyor?
Diye sordu..
Ha bir de hukuk devletinin tehlike altında olduğunu söyledi..
Başbakan menzili gösterdi..
Haddini bil içişlerimize karışma yazıları döşenir artık!..
*
Peki soruların cevabı.. Bu soruların cevabını biz de merak ediyoruz..

90 yıllık.. 150 yıllık..

Almanya Cumhurbaşkanı sadece iktidarı eleştirmedi.. Muhalefeti de eleştirdi..
Muhalefete de soru sordu..
Kılıçdaroğlu’na ‘Muhalefet olarak yetersiz ve eksik olduğunuz belirtiliyor. Bu nedenle Türkiye’deki iktidarın bu kadar güçlendiği iddia ediliyor. Yetersiz olduğunuz görüşüne katılıyor musunuz?’ demiş..
Yerinde bir soru..
Kılıçdaroğlu; ‘90 yıllık partiyiz. Değişimi gerçekleştiriyoruz. Eksiklerimiz elbette var düzeltiyoruz’ deyince..
Gauck; SPD de 150 yıllık cevabını vermiş..
*
CHP’nin yapacağı daha doğrusu yapması gereken belli..
Kıyıları sağlam tutup karaya yürümek.. Anadolu’nun içlerine doğru..
*
Şu notu da düşelim.. Veya şu farkı.. Almanya Cumhurbaşkanı’nın sorusuna CHP lideri ‘sen kim oluyorsun da partime karışıyorsun. İçişlerimize yönelik soru soruyorsun’ dememiş..