Ekmel Bey'in vaadi Sünni-Şii barışı

Dün Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’yla Aydın’daydım.
Aydın ana ocağıymış..
Sohbetimiz uçakta başladı, İzmir’den Aydın’a yol boyu devam etti..
Gördüklerimi, gün boyu yaşadıklarımı ,izlenimlerimi yarın aktarırım..
Önce neler konuştuk kısaca bahsedeyim.. Ekmel Bey, Üç temel mesele üzerinde duruyor..
BİR: Huzurun sağlanması..
İKİ: İç meselelerin halledilmesi..
ÜÇ: Türkiye’nin dünyada itibar kazanması..
*
Huzur yok diye sohbete başladı; Gerginlik var, endişe var, çatışma parçalanma korkusu var..
Kutuplaşmanın getireceği parçalanma tehlikesine vurgu yaptı.. Derin kültürel yarığa..
Vaadi: Huzur..
Huzur, toplumsal barış deyince söz Kürt meselesine geldi.. Barış sürecine..
Formülü şu: Daha fazla özgürlük, daha çok hak ve eşit muamele..
İhsanoğlu Kürt sorunun 12 Eylül ürünü olduğu kanısında..
Dedi ki; gurbet diyarda doğan bir insan olarak onları en iyi ben anlarım. Ana dili konuşmak kendini vatanında hissetmek demektir. İnsanın ana dili yasaklanır mı?
12 Eylül cuntası yasaklamıştı.. Film böyle koptu..
Vaadi: Eşit vatandaşlık..
*
Geldik üçüncü soruna.. Türkiye’nin çok itibar kaybettiğini düşünüyor.. Ortadoğu politikasını yanlış buluyor.. Değiştirilmesi gerektiğini söylüyor..
Katılıyorum..
Çok taraf olduk.. Neredeyse gruplar üzerinden politika yapmaya başladık.. Ağabey rolümüzü, arabulucu rolümüzü, sözü dinlenen ülke rolümüzü kaybettik..
İhsanoğlu, yıllardır İslam ülkeleriyle iç içe yaşadı.. İslam Teşkilatı Genel Sekreteri sıfatıyla 52 ülkeyi idare etti..
Bölgeyi iyi biliyor.. 2006 yılında Irak’taki 15 Sünni lider ile 15 Şii lideri bir araya getirerek barışı sağlamış.. Irak7ta din savaşına, mezhep savaşına son verdirmiş..
Cumhurbaşkanı olursam ilk işim bu diyor.. Yeniden kolları sıvayacak..
Vaadi: Sünni- Şii barışını inşa etmek..
*
Peki nasıl bir cumhurbaşkanı olacak?
Taraf olmayan bertaraf olur sözüne itibar etmiyor.. Ülkenin bütünlüğü, cumhuriyetin korunması, milli menfaatler dışında cumhurbaşkanı siyasi tercihlerin tarafı olmamalı görüşünde..
Şu notu da ekleyeyim..
YÖK’e de karşı.. Yüzde 10 barajına da..

Cumhurbaşkanı yol yapar mı yapmaz mı?

Nur topu gibi yeni bir tartışma konumuz oldu.. Tartışmayı Başbakan başlattı..
Başlık şu: Cumhurbaşkanı yol yapar mı, yapmaz mı?
Yapmalı mı, yapmamalı mı?
Yollardan, tesislerden, limanlardan sorumlu mudur, değil midir? Görevleri arasında var mı, yok mu?
Anayasa’ya göre yok tabii de ..
Yeni durum diyorlar ya.. Halk seçeceği için Anayasa’yı pek dikkate almıyorlar ya..
Fiili durumdan bahsediyorlar.. Polemik bu sebeple çıktı..
*
Çatı adayı İhsanoğlu ‘benim yollarla ne işim var’ dedi; hükümetin görevi olduğuna işaret etti..
AKP’nin adayı Erdoğan kızdı..
Hata hayret etti.. ‘Allah Allah cumhurbaşkanın yollarla işi olmaz mı’ diye sordu..
Kendinin yol yapmaya devam edeceğini açıkladı.. Aynen şöyle dedi:
‘17 bin kilometre yolu nasıl yaptıysak seçilmemiz halinde cumhurbaşkanınız olarak yapmaya devam edeceğiz.’
İhsanoğlu dün Aydın’da cevap verdi..
‘Sadece yol yapımına değil her alandaki hizmetlere yardımcı olurum.. Bigane kalacak halim yok.. Karışmak başka destek başka.’
*
Anlamadığım şu..
Cumhurbaşkanı yol yapımına bile karışırsa yarın öbür gün protestoların adresi Köşk mü olacak?.
Her meselede muhatap devletin başı mı olacak?
Devletin başına siyasi aktör muamelesi mi yapılacak?

Erdoğan’ın amacı mindere çekmek

Yol polemiği stratejik hamle..
Ustaca düşünülmüş..
Başbakan bu hamleyle hem her yere yetebilen cumhurbaşkanı olacağı imajı veriyor,hem de seçmenin gözünü boyuyor..
Ama asıl önemlisi İhsanoğlu’nu minderine çekmeye çalışıyor.. Yoldan, köprüden, inşaattan, , havaalanından, hastaneden konuşmasını istiyor..
İki nedenle istiyor..
BİR: Hukuk konuşulmasın, insan hakları konuşulmasın, özgürlüklerden bahsedilmesin, çivisi çıkan devlete değinilmesin, YÖK baskısı görmezden gelinsin, dış politikada havlu attığımız gündeme getirilmesin isteniyor..
İKİ: İhsanoğlu’ nu bu mevzulara çekerse yarı başkanlık hamlelerini meşrulaştırmış olacağına inanıyor..