Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün pazar.. Günlük siyasetin, anlık siyasetin dışına çıkalım.. ‘Halkın seçtiği cumhurbaşkanı’ meselesini kişilerden bağımsız tartışalım..
Üç yıl, beş yıl sonrasını düşünerek tartışalım..
2007 yılında Anayasa Mahkemesi 367 şartını getirince iktidar çok sinirlendi.. ‘Madem cumhurbaşkanını Meclis’te seçmemize engel çıkarıyorsunuz biz de halka seçtiririz’ dedi..
Referanduma gidildi, kabul edildi..
İktidarın cumhurbaşkanını halk seçsin hamlesi reaksiyoneldi.. Etraflıca düşünülmemiş, tartışılmamış, üzerinde çalışılmamıştı..
Seçmen hem cumhurbaşkanını seçecek hem de başbakanı seçecek..
Eee ülkeyi kim yönetecek?
Hem başbakanı hem cumhurbaşkanını halkın seçtiği ülkeler yok mu?
Var ama oralarda cumhurbaşkanları sembolik.. Yetkileri kısıtlı, temsille sınırlı..
Bizde öyle değil..
Bizde cumhurbaşkanının sorumsuz ama çok geniş yetkileri var..
Başbakanın da çok geniş yetkileri var..
İkisi de seçimle geleceği için ortaya ucube bir rejim çıkacak..
Bunu ben söylemiyorum.. Anayasa Komisyonu Başkanı AKP’li Burhan Kuzu söylüyor.. Böyle gidersek bir gün duvara toslarız diyor..
Haklı..
İki başlı yönetim olmaz..
*
Yedi yıl oldu.. Yedi yıldır bu ucube rejimi düzeltemedik.. Bırakın düzeltmeyi oturup doğru dürüst tartışamadık.. Günlük siyasetten koparıp konuşamadık..
Bundan sonra da konuşacağımız yok..
İki yıl sonra mı olur beş yıl sonra mı olur bilemem ama bir gün kriz çıkacak.. Anayasal kriz çıkacak..
Ülke büyük bir sarsıntı yaşayacak.. İşte o zaman eyvah diyeceğiz..
*
Çözüm ne?
Birinden birini seçmek.. Ya yarı başkanlık veya başkanlık sistemine geçmek ya da parlamenter sistemi güçlendirmek..
Başbakan’ın gönlünden geçenin başkanlık sistemi olduğunu biliyoruz.. Başkana tek başına yasa gücünde kararname çıkarma yetkisi bile verilmesini istiyor..
Cumhurbaşkanı ise parlamenter sistemden yana..
‘Check and balance’ sisteminin daha iyi çalışacağına inanıyor..
Ben de aynı görüşteyim.. Kurumsallaşmış ‘check balance’ sistemi olmadığı için başkanlık sistemine geçmek diktatörlüğe davetiye çıkarmak olur..
*
Demem şu.. Bu meseleyi güncel siyasetin dışına çıkıp tartışmazsak, çözüm aramazsak, ucube sistemi düzeltmezsek ileride kafamızı duvara vururuz..

Haberin Devamı

Zirvede farklı dil

Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi twitter yasağını hak ve özgürlüklerin ihlali olarak gördü..
Yasağın kaldırılmasına oybirliğiyle karar verdi..
Anayasa Mahkemesi bu kararını açıkladığı tarihte Kuveyt’teydik.. Cumhurbaşkanı’na sorduk..
Yüzü gülüyordu..
Şöyle dedi: ‘Evrensel hukuku esas alarak karar veriyor olmaları güveni arttırır. Benim gurur duyduğum olaydır. Anayasa Mahkemesi AİHM nezdinde sınav veriyor.’
Türkiye’ye döndük..
Cuma günü Başbakan Bakü’ye gidiyordu.. Karar kendisine soruldu.. Tam tersi yorum yaptı..
Anayasa Mahkemesi’ni suçladı.. Milli bulmadığını söyledi.. Ve ekledi:
‘Amerikalı bir şirketin ürününün savunulması yapılırken öbür tarafta kendi milli ahlaki değerlerimiz bir tarafa konuluyor.’
*
Zirvedeki görüş farkı bu kadar derin..

‘Twitter’ın gücü

Haberin Devamı

Zekeriyaköy’de 3.5 yaşındaki Pamir annesi babası uyurken evin kapısını açmış, bahçe çitini aşmış kaybolmuştu..
Haber önce sosyal medya aracılığıyla duyuldu.. Twitter patladı.. Duyan arama çalışmasına katılmak için Zekeriyaköy’e koştu..
Polis, Jandarma, Akut oradaydı ama insanlar ilgisiz kalmadı..
İlk gün 500 kişi gitmiş.. İkinci gün binden fazla.. Arama çalışmalarına gönüllü katıldılar..
Twitter’ın böyle bir faydası da var.. Twitter kısa yoldan geniş kitlelere ulaşmak demek, twitter sesini duyurmak demek, twitter haberleşme demek..
Anayasa Mahkemesi haklı..
Maalesef Zekeriyaköy’den güzel haber gelmedi..