Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Erdoğan cumhur- başkanı seçilirse izleyeceği politika aşağı yukarı belli..
Bir yıllığına da olsa başbakan atamayla geleceği için..
Türkiye..
Yüksek profilli (high profile) cumhurbaşkanı..
Düşük profilli (low profile) başbakan..
Dönemine geçecek..
Başbakan bunun sinyalini pazar günü verdi.. Şöyle demiş..
‘Anayasa cumhurbaşkanını yürütmenin başı olarak görüyor. Bu seçimden sonra sorumluluklar daha da farklı olacak. Protokol cumhurbaşkanı değil, terleyen, koşan, koşturan cumhurbaşkanı..’
Bu ne demek?
Fiilen yarı başkanlık demek.. Sorumsuz ama siyaseti yönlendiren, ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı demek..
İcranın Çankaya’ya taşınması demek..
*
Bu ne demek?
Sorumlu ama ikinci adam gibi çalışacak, siyasetin akışına müdahil olmayacak başbakan demek..
Anlaşılan o ki; Başbakan aday olup meydanlara çıkarsa seçmene soracak:
‘Her yere yetişen, aktif, dinamik cumhurbaşkanı istiyor musunuz?’
Muhtemelen, mevcut yapıyı eleştirecek, koalisyon tehlikesine dikkat çekecek, koalisyon dönemlerini hatırlatacak..
İstikrar için çarenin başkanlık ya da yarı başkanlık olduğunu söyleyecek.. Halkın seçtiği güçlü cumhurbaşkanının önemini anlatacak..
İkinci tura kalırsa oyun planı değişebilir ama ilk turda seçilirse (yüzde 50’nin üzerinde oy demektir)
milli iradenin başkanlığı işaret ettiğini söyleyecek..
*
Demem şu.. 10 Ağustos’ta hem kendisi için oy isteyecek hem de kurmak istediği yarı başkanlık düzeni için vize!..
Peki, o vize yeterli olur mu?
Fiili başkanlık için yeterli görecek.. Milli iradenin tercihi diyecek, başkan gibi davranacak..

Haberin Devamı

Meclis çok sert açıldı!..

Dünkü yazımda seçim bitti yumuşama olur mu sorusuna şu yanıtı vermiştim..
‘Olmaz..
Muhalefet yolsuzluk ve rüşvet iddialarının..
İktidar da paralel devlet diye adlandırdığı yapıyla mücadelenin peşini bırakmayacaktır..’
Yanılmamışım..
Meclis çok sert açıldı.. (İlk gün Kılıçdaroğlu’na yönelik çirkin saldırıya bile tanık olduk..)
Liderlerin grup konuşmalarındaki sözleri de yumruk gibiydi..
Bahçeli, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olamayacağını iddia etti.. Kılıçdaroğlu yolsuzluk ve rüşvet dosyalarını hatırlattı.. Erdoğan ihaneti unutmayacaklarını, hesap soracaklarını ilan etti; paralel yapıyla mücadele talimatı verdi..
*
Seçim öncesiyle seçim sonrasının gündemi değişmedi.. Zaten seçimin nokta koyacağı, çözüm bulacağı bir gündem yoktu..
Çünkü; sandık ne rüşvet ve yolsuzluğu aklar..
Ne de paralel devlet konusunda karar verebilirdi..
İkisinin de aydınlanacağı tek yer var: Yargı..
*
Türkiye’nin uzun süre değişmeyecek gündemini dün liderler ilan etti.. Kemerlerinizi bağlayın, fırtınalı, dalgalı bir süreç bizi bekliyor..

Haberin Devamı

İktidardaki partili gazeteci!.

12 yıllık AKP iktidarından sonra ilişkiler değişti..
Eskiden; hükümet-bürokrat, hükümet-teknokrat, iktidar-gazeteci, iktidar-seçmen ilişkisinden söz edilirdi..
Artık edilmiyor..
Çünkü bürokrat da, teknokrat da, AKP’ye üye olan oy veren de kendini iktidarın parçası görüyor..
Hatta gazeteciler bile..
İktidardaymış gibi davranıyorlar..
Örnek mi? Yeni Şafak’tan Abdülkadir Selvi’nin yazısı..
Şöyle demiş..
“AK Parti açısından çetin bir sürecin içine giriliyor. Türkiye gemisini karaya oturtmayan Usta bu kez de kendi partisini fırtınalı denizden sakin sulara çıkarma göreviyle karşı karşıya.
Biz Usta’nın kaptanlığına güveniyoruz. Çünkü yaptıkları yapacaklarının teminatıdır..”
*
‘Biz’ derken kimi kastediyor?
Gazeteci milletini değil herhalde.. AKP’lileri kastediyor.. Çünkü sakin sulara gidecek olan AKP.. Anlaşılan kendisini de iktidar partisinin mensubu görüyor..
Başka izahı var mı?