‘Henüz karar vermedim’ dese de belli kararını vermiş..
Karar vermese, Köşk’e çıkma niyeti olmasa; Anayasa’da cumhurbaşkanına tanınan tüm yetkileri kullanacağını söylemezdi..
Bu ne demek?
Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğim demek..
İcrayı Çankaya’ya taşıyacağım demek..
*
Peki, kendisi Cumhurbaşkanı’nın tüm yetkilerini kullanmasına izin vermiş miydi?
Bu da mı oldu diyeceksiniz.. Evet oldu..
Vatansever savcı, vatansevmez savcı ayrımına kadar geldik..
Vatan sevmez yerine vatan haini demek daha doğru ama siyasetçi değilim..
Vatan haini damgasını onlar çok kolay vuruyor..
*
Milli yargı, gayri milli yargı ayrımı Anayasa Mahkemesi’nin twitter kararıyla dolaşıma sokuldu..
Adana soruşturmasıyla bir üst seviyeye çıkıldı..
Bu filmi daha önce görmüştük.. Daha doğrusu yaşamıştık..
İktidar toplumun üzerine ikinci kez abanıyor..
İlkini Ergenekon sürecinde yaşadık..
Ergenekon yok demiyorum.. Ama iktidar öyle abarttı ki; zannettik ki her taşın altında Ergenekoncular var..
Zannettik ki, Ergenekoncular ülkeyi kelepçelemiş..
Zannettik ki, ülke esir düşmüş.. Bütün kalelerini, bütün kurumlarını Ergenekoncular işgal etmiş..
Hatırlayın.. Dört beş yıl önce pompalanan hava buydu..
Dört aydır ortalık toz duman..
Bir türlü durulmuyor, bir türlü toz bulutu dağılmıyor..
Sebep..
Yolsuzluk ve rüşvet..
Şantaj..
İftira..
Üçü de iddia.. Bu üç mesele aydınlanmadan Türkiye yerli yerine oturmaz.. Cumhurbaşkanı seçimi de sorunu çözmez, genel seçim de..
Başbakan, ‘dinamik, terleyen cumhurbaşkanı’ modeli çizdi..
Köşk’ten yanıt gecikmedi..
Köşk, ‘aktif, koşan başbakan’ sinyali verdi..
Karşılıklı mesajlaştılar..
Söylediklerinin tercümesi şu..
Başbakan Erdoğan, ‘cumhurbaşkanı seçilirsem gün boyu Köşk’te oturmam, protokolle yetinmem, sınırlarımı zorlarım, ülkenin her yerine giderim, her işine karışırım’ demek istedi..
Buna yarı başkanlık da diyebilirsiniz..
‘Zamanlama manidar’ lafıdır gidiyor.. Siyasetçi olan bitene bakmıyor.. Ne olmuş, ne bitmiş diye tahlil etme zahmetine katlanmıyor..
Mikrofonlar uzatılınca o meşhur iki kelimeyi patlatıyor..
Zamanlama manidar!..
Meşhur diyorum iktidar son zamanlarda birçok meseleyi bu iki sihirli sözcük ile açıkladı..
En son.. Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanı’na süper yetkiler veren maddeleri iptal edince, daha doğrusu yargının Bakan’a bağlanmasına geçit vermeyince, tepki bilindik iki kelime oldu..
Zamanlama manidar!..
*
Ekranlarda izliyorum.. Deniliyor ki; CHP bazı illerde yüzde biri bile bulamadı, bazı illerde yüzde bir dolayında kaldı, bazı illerde yüzde beşin altında..
Doğru..
Yine deniliyor ki; Güneydoğu’da hiç yok..
Bu da doğru..
Ekliyorlar; CHP’nin bu halini düzeltmesi lazım. Oralardaki seçmeni kendine çekmesi lazım..
Ben de diyorum ki; yakın gelecekte bu mümkün değil..
NTV’de katıldığım bir programda nedenlerini anlatmıştım, o kadar çok soru geldi ki yazıya da dökmek farz oldu..
Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldığında.. İran asıllı Azeri tüccar Reza Zarrab ve bakan çocukları tutuklandığında..
İktidar kanadından tek ses yükseldi:
Zamanlama manidar..
Niye manidar?
Seçime yönelik bir hamle, siyasete şekil verme amaçlı operasyon!..
*
İktidar, darbe girişimi olduğunu iddia etti.. Paralel devleti ön plana çıkardı, Gülen cemaatine savaş açtı..