Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Seçime üç gün kaldı.. Yerel seçim ama genel seçim gibi..
1989 yerel seçimlerine çok benziyor..
O zaman da tek parti iktidarı vardı.. ANAP iktidardaydı.. Ülkeyi altı yıldır Turgut Özal yönetiyordu..
Yerel seçim genel seçim gibi geçti.. Belediye başkan adayları ikinci plana düştü..
Başkan adayları değil..
Turgut Özal oylandı..
Seçmen sandığa bu havada gitti..
İspatı; 1984 yılında yüzde 49.6 oranında oy alan, beş yılda İstanbul’un çehresini değiştiren, sahilleri halkla buluşturan, lağım kokan Haliç’e el atan, yeni yollar açan, kavşaklar yapan Bedrettin Dalan’ın yenilgisidir..
Kendi gibi İstanbullular da şoke olmuştu..
Onca hizmetine rağmen oyu yüzde 49.6’dan yüzde 26’ya inmişti..
Çünkü; Dalan değil, Özal önemliydi..
Oyu; yüzde 36’dan yüzde 21.8’e düştü.. Siyasetin akışı değişti..
*
Bu seçimde de aynı hava var..
Tayyip Erdoğan oylanacak..
Pazar akşamı Erdoğan’ın aldığı oy oranı konuşulacak.. Tabii ki, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi iller de önemli olacak ama..
Siyasetin akışı Erdoğan’ın alacağı oy oranıyla şekillenecek.. Bakın AKP’nin demiyorum.. Erdoğan diyorum..
1989 Özal’a güvenoyu seçimiydi..
30 Mart da Erdoğan’a güvenoyu seçimi olacak..
30 Mart’ta neyi göreceğiz?
- Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının seçmen üzerinde etkili olup olmadığını göreceğiz.. Etkili olmuşsa o etkinin yüzdesini anlayacağız..
- Başbakan’ın otoriter tavrına, tek adam anlayışına tepki olup olmadığını test edeceğiz..
- Cemaatin AKP seçmeni üzerinde ağırlığı olup olmadığı da ortaya çıkacak..
- Belki de, üçü birden etkili olacak.. Belki de, üçünün de etkisi olmayacak..
O zaman 30 Mart seçimi referandum niteliğinde..
Hayır değil..

Haberin Devamı

30 Mart neden referandum değil?

Şundan değil..
Yolsuzluk ve rüşvet iddiasının referandumu olmaz.. Yolsuzluk ve rüşveti aklama yeri sandık değildir..
Seçmen rüşvet yok veya var diye karar veremez..
Karar yeri yargıdır..
Tarafsız ve bağımsız yargı.. Türk milleti adına sadece mahkemeler karar verir..
Millet değil..
Ne yani..
İktidar partisi iyi bir sonuç alırsa..
Yolsuzluk da yokmuş rüşvet de yokmuş.. Fezlekeleri iyice mühürleyelim, kapağını açmayalım mı diyeceğiz?
Reza Zarrab ve bakan çocukları için hazırlanacak olan iddianameyi rafa mı kaldıracağız?
Milli irade kararını verdi deyip hiçbir şey olmamış gibi mi hareket edeceğiz?
Siyaset süt liman mı olacak?
Yaşananları unutacak mıyız?
*
Tam tersi olursa..
İktidar ciddi anlamda oy kaybederse paralel devlet iddialarını da rafa kaldıramayız..
Bu seçim ne yolsuzluk referandumudur ne de cemaat referandumu..
Paralel devlet iddiasına da karar verecek yer yargıdır..
Mahkemelerdir..
Sandık değil, seçmen değil..
Bu sebeple seçim, Başbakan için güvenoyu niteliği taşısa da referandum değildir..

Haberin Devamı

Fezlekeler açılmazsa yolsuzluk meşrulaşır

Başbakan Erdoğan sandıktan başarılı çıkar, çıkamaz bu ayrı mesele..
Yolsuzluk ve rüşvet iddiası başka mesele..
İktidar ne vesileyle olursa olsun, fezlekelerin kapağını açtırmazsa yolsuzluğu meşrulaştırır..
Yaygınlaştırır..
Türkiye’yi yolsuzlukla anılan ülke haline getirir..
Tabana yayılır.. Rüşvet alana nasıl olsa bir şey olmuyor algısı yaygınlaşır.. Rüşvetsiz iş yapılamaz hale gelir..
Türkiye’yi bekleyen en büyük tehlike budur..
Meclis 8 Nisan’da açılıyor.. İktidar 30 Mart seçiminde nasıl çıkarsa çıksın Meclis’in ilk görevi fezlekeler olmalı..
Demokrasi hesap verme rejimiyse..
Şeffaflık üzerine kurulu düzense..
Bütün bu iddiaların açıklığa kavuşturulması lazım.. Şüphelerin giderilmesi lazım..
İktidar bugüne kadar ‘algı operasyonu’, ‘darbe girişimi’ sözleriyle geçiştirdi..
30 Mart’tan sonra aynı ifadeleri kullanarak işin içinden sıyrılamaz..