ChatGPT ve buna bağlı gündeme gelen yapay zekânın faydaları her gün haberleri işgal etmeye devam ededursun, biz müzikte yapay zekâ nelere kadir, iki haber üzerinden ona bakalım.
Büyük platformlardaki müziğin çok büyük bölümüne, dolayısıyla kolay ulaşılabilir müziğin neredeyse tamamına sahip olan birkaç büyük şirket var. Sony Music, Universal vesaire, biliyorsunuz. Bu şirketler yapay zekâ konusuna nasıl yaklaşacak, neler planlıyorlar şu ara herkes bunu merak ediyor. Çünkü ortam Spotify’ın ilk çıktığı zamanlar gibi belirsiz. Bir devrim kapıda ama nasıl olacak, ne olacak kimse bilmiyor. Zamanlama açısından, durum fırtına öncesi sessizlik gibi.
Sony Music Yönetim Kurulu Başkanı Rob Stringer geçen hafta bu konuda açıklamalar yaptı. Yapay zekânın müzik sektöründe yaratacağı olası değişimin sanatçılarının haklarını etkilememesi için çalışmalar yaptıklarını anlattı.
Sony herhangi bir şirket değil. 2018-2022 arası neredeyse yüzde 50 büyüyerek gelirini 7.6 milyar dolara çıkarmış bir büyük ve başarılı bir müzik üretim ve pazarlama makinesi. Sanatçıları Spotify’ın Top 100 listesinin yüzde 43’ünü oluşturuyor. Harry Styles, Bad Bunny, Beyoncé, Miley Syrus, SZA derken, bir de ansızın Kate Bush’un katalogdan gelip “Running Up That Hill” ile bir numara olması son dönemde rakamları tabii ki etkilemiş. Ancak Stringer büyümeyi yeni sanatçı ve müziklere yatırım yapmakla açıklıyor. Giderleri iyi yönettik demiş. Bu her dilde sanırım masrafları kıstık demek.
Gelecekte büyüme olacaksa reklam ve tanıtım bağlantılı müzikler üzerinden olacak Stringer’a göre çünkü bu alandaki her türlü içerik giderek daha fazla müziğe ihtiyaç duyuyor. Acaba yapay zekâ bu noktalarda mı devreye girecek? Net olan şu: Sony’nin şu anda yapay zekâya yaklaşımı daha ziyade korumacılık olarak ortaya çıkıyor. Halbuki Universal öyle olmadığını gösterdi geçen hafta.
Universal, müzik üzerine çalışan yapay zekâ start up’ı Endel ile bir anlaşma imzaladı. Anlaşmanın çerçevesini giderek büyüyen bir faaliyet alanı olan uyku, meditasyon, dinlenme, çalışma gibi işlev bazlı müzik ve ses içerikleri oluşturuyor.
Dijital platformlara girip bu tip müzikleri araştırırsanız inanılmaz içerikler bulacaksınız. Huysuz köpekler için caz albümlerinden tutun da kitap okurken dinlenecek müziklere geniş bir yelpaze söz konusu. Müzik demek aslında tam da doğru ifade değil bu içeriklere. Çünkü hepsine müzik denemez. Belki sound çalışmaları ya da sesli içerikler demek lazım. Kimi zaman rüzgâr ya da dalga sesi, kimi zaman kuş cıvıltıları söz konusu. Ben, kızım bebekken onu uyutmak için muhtelif saç kurutma makinesi seslerinden oluşan albümlere bayağı el atmıştım. Kızım en çok “ucuz fön sesi” diye bir seste uyumayı seviyordu.
Aynı şekilde her tür ihtiyaca hitap eden “white noise” albümleri, muhtelif ortam, kafe, restoran gürültüleri, uçak seyahati sound’ı ne ararsanız var bu kategoride.
Yapay zekânın adrese teslim, kişiye özel üreteceği içeriklerin ne kadar işe yarayacağını anlayabiliyorum. Universal tabii çoktan kavramış olayı.
Bu aşamada yapay zekânın sanatsal olmayan müzik meselesine hızlıca giriş yaptığına tanık oluyoruz. Bakalım işin sanatsal boyutu da kapıya dayandığında neler olacak…