Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Otobüste şort giyiyor diye tekme tokat dövülen, sokak ortasında bıçaklanan, toplum içinde açıkça taciz edilen, eş dost akrabasından şiddet gören kadınların olduğu ve her gün karşımıza çıktığı bir ülkede şu soru önemli: O an ne yapmak lazım?

Açıkçası, çok zor bir durum. İnsaniyet namına müdahale ettiğinde her iki tarafın da tepkisine maruz kalan vatandaşları biliyoruz. Orantısız müdahale edip elini kana bulayan ve hapse düşenleri biliyoruz. Elini kana bulamak durumunda bırakılanları biliyoruz. Bunların aksine, başıma bir şey gelmesin diye kafasını çevirenleri biliyoruz.

Haberin Devamı

Bir laf etsen durum daha da kötüleşebilir. Ama sussan da bu sefer göz göre göre burnunun dibinde yaşanan bir şiddet olayına sessiz kalmış oluyorsun.

Bazen “Aman başıma bir şey gelmesin” diye endişe ediyorsun, bazen de müdahale edip sorumluluk almaktan korkuyorsun. Peki, ne yapmalı?

İngiltere’de hükümet bu tip durumlarda ne yapılması gerektiğini madde madde anlatan bir kampanya başlattı. Toplu taşımada görünür şekilde paylaşılan bu kampanya dikkatimi çektiğinden ve faydalı bilgiler içerdiğini düşündüğümden bazı maddelerini paylaşıyorum. Kampanyanın temelinde kadınlar var ama elbette taciz gören herkes için geçerli olabilecek bilgiler bunlar.

Öncelikle ortada bir taciz olup olmadığına karar veremediğiniz durumlarda şunlara dikkat emek gerekiyor diyor kampanya:

Tacize uğradığını düşündüğünüz kişi üzgün ya da rahatsız mı? Kaçmaya, uzaklaşmaya çalışıyor mu? Korkmuş görünüyor mu? Göz göze geldiğinizde size yardım isteyen bakışlarla bakıyor mu?

Durum bunlardan biri ya da birkaçıysa ya da tümüyse, o halde müdahale etmek iyi olabilir diyor kampanya.

Peki, müdahale nedir? Kesinlikle fiziksel müdahale değil.

Kampanyadan aktarıyorum:

Bir şey söylemek. Durumu onaylamadığınızı anlatan basit, herhangi bir duygu, öfke ya da azar içermeyen doğrudan basit bir söz. Tacizciden durmasını istemek. Söylenecek her şey dikkat dağıtacağından kurban açısından faydalı olabilir deniyor.

İkinci seçenek, bulunulan yere göre görevli birine durumu anlatmak. Otobüsteysen şoföre gitmek. İş yerindeysen ilgili sorumlu kişi. Olay sokakta geçiyorsa, yoldan geçen ve duruma kayıtsız kalmayan herhangi biri ya da birilerini haberdar etmek. Toplu hareket etmenin etkili olduğu söyleniyor.

Haberin Devamı

Olayı telefonla kaydetmenin ve bunu görünür biçimde yapmanın etkili olduğu da söyleniyor. Bunu yaparken kişiye iyi olup olmadığını sorabilir, yardım önerebilirsiniz, deniyor. Önerilen bir diğer çözüm, herhangi bir konuda bir soru sorarak ya da tacizci ile kurban arasındaki konuşmaya karışarak dikkat dağıtmak. Mesela adres sormak ya da otobüste bir sonraki durağın neresi olduğunu sormak gibi örnekler sıralanmış kampanyanın metninde. Amaç dikkat dağıtmak. Bir saniyelik bir duraksama dahi her şeyi değiştirebilir.

İngiltere’de sokakta, toplu taşımada, iş yerlerinde farklı seviyelerde taciz ve şiddet olayları her gün artarak yaşanıyor. Hükümetin önlem olarak insanlara bu tip durumlara tanık olduklarında nasıl davranacaklarını öğreten bir kampanya başlatması, bizim de bu tip bir kampanyaya ihtiyacımız olduğunu düşündürüyor bana. İnsanlara “Aman, ben bulaşmayayım” diyerek kafalarını çevirmek dışında makul bir seçenek sunulmalı, öğretilmeli.

Haberin Devamı

Olaya karışıp tekme tokat girişmek ya da kafa çevirmek dışında bir makul üçüncü seçenek.

Bir kişiyi bile rahatlatsa, kurtarsa, her türlü çabaya değer.

Not: İstiklal’e bırakılan bomba hepimizin evinde patladı. Kalbimiz, ruhumuz paramparça oldu. Başımız sağ olsun. Herkese geçmiş olsun.