İnternet üzerinden alışveriş yapılmasını sağlayan para transfer sistemi PayPal’ın Türkiye’de artık kullanılamaması internetten müzik alışverişi yapan müzikseverleri ve küçük firmaları zora soktu
Elbette sadece müzik değil, internet üzerinden her türlü alanda alışverişe dayalı iş yapan şahıslar ve küçük firmalar PayPal’ın yokluğundan etkileniyor. Ancak biz işin müzik kısmına odaklanalım.
İnternet müzikseverin hayatını çok kolaylaştırdı. Yeni çıkan albümleri anında dinlemek, satın almak, plak ya da CD formatında boxset’ler getirtmek... Klasik albümleri bulup satın almak... Tişörttü, orijinal grup ürünleriydi bunları bulup satın almak... Yurt dışı konserlerine bilet almak ve dahası artık çok kolay, malumunuz.
Güvenlik sorunu ortadan kalkıyordu
Ancak PayPal’ın geçen hafta Türkiye’deki işlemlerini durdurması müzikseverin bu internet keyfini hafiften kaçırmış olabilir.
Türkiye’ye dağıtımı olmayan yurt dışındaki küçük plak firmaları da sistemden faydalanıyor, PayPal üzerinden ödemelerle Türkiye’ye normalde dağıtılmayan albümler de gelebiliyordu.
Peki ne oldu da PayPal Türkiye’den çekildi? Firmanın server’larını Türkiye’ye taşıması isteniyormuş. PayPal bunu yapmalarının global politikaları doğrultusunda mümkün olmadığını söylemiş.
2013 tarihli “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” gereği bu tip faaliyetler için BDDK’dan izin almak gerekiyor. Kurum bu izni yasadaki maddelere dayandırıyor. PayPal’ın 190 ülkede kullandığı sistem bizim yasaya uygun değilmiş. Bu yüzden başvurusu kabul edilmemiş.
Alternatif var mı?
190 ülkede olan bizde olmayan ya da orada olmayıp bizde olan nedir bilemiyoruz.
Peki alternatif var mı?
Bankalararası Kart Merkezi A.Ş.’nin (BKM) önerdiği TROY diye bir sistem var. BKM bu sistemi 2015’te yüzde 100 yerli diye lanse etti. PayPal’ın yerini doldurur mu, zamanla görürüz.
O zamana kadar “Almanya’ya giden tanıdık var, söyleriz o getirir abi” sistemi devrede sizin anlayacağınız.
Kabinde gazete savaşları
Uçakta hostes gazete arabasıyla yürüyor. Hürriyet vardı. Milliyet iki taneydi, birini kaptım. Cumhuriyet istedim. “Yok” dediler. Sormadım ama bildiğim kadarıyla Sözcü de yok. “Kabine yüklemiyoruz ama dışarıdan getirmek serbest” dedi hostes hanım.
“Yok artık, herhalde serbest olacak” diyecektim. Ama kadıncağızın ne suçu var, o da utanıp sıkılıyor. “Uçağa girişteki tezgahta var, oradan alınabilir” dedi. Birazdan da bir hoşluk yapıp getirdi. El altından çaktırmadan verdi. Sanki “yasadışı madde” ticareti yapıyoruz. Günlük gazete bu.
THY’nin bu cidden gülünç uygulamaya artık son vermesi lazım. Hayır CIP alanında var. Uçağa girişte var. Kabinde neden dağıtmıyorsunuz? Ayrıca bu uygulama hiçbir işe yaramıyor. Kimsenin fikri uçakta gazetesini bulamadı diye değişmiyor.
Nejat İşler’i okurken
- “Bizim kuşak amma arada kalmış bir kuşakmış” diye düşündüm. 70’lilerle 80’liler arasında pratik ve teoride 10 yıl değil rahat 30 yıl var.
- En çok “Tezgah”ı kim yaktı, o bölümün sonundaki mesaj kime, onu merak ettim.
- Kitapçıya koşarak giren ve hiçbir yere bakmadan “Nejat İşler’in kitabı var mı?” diye soran kızların bu kitapta aradıklarını bulup bulamayacaklarını merak ettim.
- “Gider yapmak” ve “atar yapmak” kalıpları ilk nerede kim tarafından kullanıldı bulmaya çalıştım bulamadım. Farklı görüşler var.
- Harbiye’deki tek odalı bekar evini bizim Cihangir’deki bekar evine benzettim. Aynı yıllar, aynı ortamlar.
- “Nejat bunun devamını da getirir, insan o yıllardan daha fazla hikaye okumak istiyor” diye düşündüm.
Geliri, Nejat İşler’in başkanı olduğu Gümüşlükspor’a gidecek “Gerçek Hesap Bu” (Can Yayınları) adlı kitabı siz de bir ara satın alın, okuyun denk gelirseniz.