Britanya’da şu an gündemdeki en önemli konulardan biri, okullarda ücretsiz yemek uygulamasının genişletilmesi. Mevcut uygulamada üçüncü sınıfa kadar bütün okullarda ücretsiz öğle yemeği veriliyor. Ancak üçüncü sınıftan sonra öğrencilerin ücretsiz yemek yemesi belli şartlara bağlanmış.
Yıllık geliri hanede 7400 sterlinin altında olan ailelerde çocuklar ücretsiz yemeğe devam ediyor. Şu an bakanlık rakamlarına göre Britanya’da 1.9 milyon çocuk bu şartlarda ve ücretsiz yemek uygulamasından, üçüncü sınıftan sonraki eğitim hayatında da yararlanıyor.
Bu rakam tüm öğrencilerin yüzde 22.5’i demek. Yani Britanya’da neredeyse her dört öğrenciden biri ücretsiz yemek uygulamasından faydalanıyor. Bir başka deyişle, her dört öğrenciden biri açlık sınırındaki bir ailede yaşıyor.
Britanya’da yaşam çok pahalı. Barınma, ulaşım dışında, yeme içme de Batı dünyası ülkeleri arasındaki en yüksek fiyatlara sahip. Evine yılda ancak 7400 sterlin giren bir aile cidden açlık sınırındadır. Asgari ücret karşılığında haftada 40 saat çalışan biri ayda yaklaşık 1500 sterlin kazanır. Bu da yılda 18 bin sterlin eder. Sanırım bu rakamlar bir ailenin yılda 7400 sterlinin altında gelirinin olmasının ne demek olduğunu anlatıyor.
İşte her dört öğrenciden birinin bu durumda olması giderek artan bir endişeye neden oluyor. 20 Ekim’de dünyaca ünlü şeflerden Jamie Oliver bir çağrı yaptı. Okullarda ücretsiz yemek uygulamasının genişletilmesini istedi.
Eskiden beri okul yemekleri, okul menüleri, çocuklara verilen ücretsiz yemeklerin içeriği konusunda gönüllü girişimleri bulunan ve bu konuyu hep takip eden Jamie Oliver’ın çağrısı ses getirdi. Milyonlarca öğretmen ve eğitim sektörü çalışanını temsil eden 12 sendika ortak bir bildiri yayımlayarak ücretsiz yemek uygulamasının genişletilmesini istedi.
The Guardian gazetesinin çeşitli bölgelerde öğretmenlerle yaptığı görüşmelerde durumun ciddiyeti ortaya çıktı. Ücretsiz okul yemeğine hak kazanmamış çocukların beslenme çantalarındaki yiyecekler incelenmiş. Tek parça küflü ekmek getiren var. Sadece bir avuç pirinç getiren var. Bir küçük plastik kutu kuru kahvaltılık gevrek getiren var. Tek gofret getiren var. İçi boş dürüm getiren var.
Bazı beslenme çantalarından ise hiçbir şey çıkmadığı belirtiliyor. Öğretmenler çocukların yorgun, bitkin, dikkatsiz olduğunu söylüyor. Çünkü beslenemiyorlar.
Uygulama genişletirse 800 bin öğrencinin daha her öğlen karnının doyacağı belirtiliyor. Bütün çaba bunun için. Bu mücadelede kazanılan her mevzi, karnı doyan mutlu çocuklar demek. Daha kutsal bir görev, bir amaç olabilir mi?
Burası Birleşik Krallık. Ya Türkiye? Türkiye’deki örnekler çok daha sert. Düşünün, kişi başına düşen milli gelirin 50 bin dolar olduğu bir ülke Birleşik Krallık. Ve her dört öğrenciden biri açlık sınırında bir evde yaşıyor. Açlık sınırında olmayanların beslenme çantasından çıkanları da işte yukarıda anlatmaya çalıştım. Okulda yemek yemeseler günde bir öğün doğru dürüst yeme şansları olmayan çocukların sayısı 2 milyon. Ancak asıl sayı çok daha fazla.
Türkiye’de kaç milyon çocuğumuz bu durumda bir fikriniz var mı acaba? Bizden kat kat iyi ekonomiye, gelire ve gelir dağılımına sahip olmasına rağmen İngiltere mevcut ücretsiz okul yemeği uygulamasını genişletme peşinde. Sivil toplum kuruluşları, medya, ünlü bir şef ve birçok gönüllü işin içinde.
Peki biz çocuklarımız için ne yapıyoruz?..