Ezhel ve Murda imzalı “Made in Turkey” adlı albüm pek çok açıdan yenilikler içeriyor. Bu albüm hem Türkçe rapin yol haritasında yeni bir dönem hem de yerel müziğin nasıl globale doğru uzanabileceğini gösteren yeni bir model
Geçen hafta dijital ortamlarda en fazla dinlenen şarkılardan biri “Anadolu Flex”ti. 28 Ağustos’ta yayınlanan “Made in Turkey” albümünde yer alan şarkı henüz bir klibi olmamasına rağmen listelerde en üst sıralara yükseldi. Siz bu satırları okurken muhtemelen YouTube trending videolar arasında ilk üçte yer alacak. Klip olmadan sadece müzik dosyasını içeren ses videosuyla bunu başarmak ayrı bir olay! “Made in Turkey”den ilk video ise albüm yayınlandıktan sonraki pazartesi geldi. “Duman” adlı bu şarkı, aynı “Anadolu Flex” gibi hayli “explicit” sözler içeren bir şarkı. Onun da listelerin tepesine oturması an meselesi. Bu iki şarkı, çıkışta dikkat çekenlerdi, ama albümde yer alan bir kısmı daha önce yayınlanmış (albümle aynı adı taşıyan “Made in Turkey” gibi) bütün şarkılar bir konsept albüm anlayışının parçaları.
Öncelikle şunu söylemek lazım, bu albüm Almanya ve Hollanda’da yaşayan iki sanatçının eseri. Ezhel artık Berlin’de yerleşik ve orada üretiyor. Murda zaten Hollanda çıkışlı ve Ezhel üzerinden Türkiye piyasasına açılmasından önce de kendi ülkesinin ve Avrupa’nın hip hop sahnesinin tanınmış isimlerindendi.
Bu albümü anlamak için bilmemiz gereken başka bir şey de şu: Bugün Avrupa’nın pek çok ülkesinde, özellikle Almanya, Hollanda, Fransa’da hip hop, müzik dünyasındaki en popüler tür. En büyük hit parçalar hip hop dünyasından çıkıyor.
Göçmen kültürüBu alternatif ve çok popüler müziğin temelinde, özellikle Almanya’da Kreuzberg başta Berlin’in göçmen kültürü yer alıyor. Tabii ki bu kültürü oluşturan en önemli bileşen de Türkler. Bugün Mero, Summer Cem, Gringo, Eno, Ufo 361 bir parça yaptıklarında hemen hit oluyor. Bunun gibi farklı göçmen çevrelerden gelen sanatçılar bu türü ayakta tutuyor. Bu canlı piyasa devamlı yeni isimlerle kendini genişletiyor.
Türkiye’den Almanya’ya ilk göçün yaşandığı 1960’lardan bu yana önemli bir kültürel birikim bugün müzikte hip hop üzerinden kendine yol buluyor, özetle. Dünyada German rap/Deutsche rap olarak bilinen bu janranın hikâyesi biraz böyle.
Karmaşık yeni dilEzhel ve Murda’ya dönersek, biri Ankara’dan birkaç yıl önce Berlin’e göçen, diğeri yıllar önce Ordu’dan Hollanda’ya göçmüş bir ailenin oğlu olan iki sanatçı bu albümde köklerine bakıyor ve bu köklerden hareketle geleceği hayal ediyor. Ellerindeki özel ve kendilerine has malzemeyle neler yapabileceklerini deniyorlar. Mesela “Anadolu Flex”te Murda, “Yeni nesil Karaca ve Manço” gibi olduklarını söylüyor. Ezhel, “Takside çalan Neşet Baba”dan bahsederken bu referansı boşuna kullanmıyor. Urban bir müzik olan hip hop ile Anadolu arasında bir ilişki kurmaya çalışıyor. Kullandıkları dil, Türkçe, İspanyolca, Almanca, Hollanda dili birbirine karışıyor. Özellikle Ezhel’in İç Anadolu aksanıyla rap yaptığı yerler sanırım bize bir mesaj veriyor. Ben bu karmakarışık yeni dili çok sevdim.
Ezhel iyi bir şair ve Murda gibi birkaç dilde çok iyi konuşan ve rap yapan birinin dil kullanımı da benzersiz. “Made in Turkey” şarkı olarak Avrupa’ya göçen ve bir şekilde orada tutunmayı başaran Türklere selam çakıyordu. “Turco we made it” şarkının nakaratıydı. Ama bahsedilen göç yeni nesil bir göç! Artık ‘60’ların ‘70’lerin göçü değil. Son 5-10 yılda Türkiye’den dünyaya yayılan yeni bir göçü anlatıyor Ezhel ve Murda bu şarkıda.
Uzun lafın kısası esas soru şu: ‘70’lerde çıkan ve etkileri bugüne uzanan Anadolu rocktan sonra, acaba 2020’de Avrupa’nın göbeğinden farklı kültürlerle etkileşim içinde bir Anadolu rap mi ortaya çıkıyor? Elimizdeki tek kanıt “Made in Turkey” albümü. Gelecekte devamı gelir mi göreceğiz.