HSK Başkan-vekili Mehmet Yılmaz demiş ki:
“Yargıyı terör örgütünün elinden kurtardık!”
Bize göre de doğru demiş ama ‘yargıç’ teröristlerin büyük çoğunluğu da aramızda ‘hukukçu’ diye hâlâ geziniyor...
Yargıyı kurtardınız ama terörist yargıçların mağdur ettiklerini nasıl kurtaracağız?
İşte, asıl mesele bu...
***
Bu ülkede herkes önündeki işe değil de sürekli başkasının işine kafa yoruyor.
Ve başkalarının işini yapmayı daha çok seviyor.
Medyadaki kaynana dedikodularından bıkıp usandık.
Mutfak dedikodularının sürekli internet köşelerinde yazılıp çizilmesinden de...
Çifte standart duygusunun zirvelerde dolaştığı tek adres medyadır...
Başkaları yapar, adı değişim; siz yaparsanız adı kıyım ve kan kaybı.
Ve hemen “işin ciheti değişir”, kitaba bakılır yani...
***
Akıl iflası yaşanıyor sektörün her köşesinde.
Neresinden düzeltmeye başlayacağımızı da bilemiyoruz.
Aynı kaynaklı yerlerden çıkıyor her tür çarpıtılan bilgiler...
Ve itibarsızlaştırma operasyonlarının düğmesi de hâlâ aynı yerde duruyor.
***
Tavır gazeteciliğinin yerini operasyonel gazetecilik aldı.
Üfleyenlerin vazgeçemediği tipler de genellikle bu tarz gazeteci ve yazarlardan seçiliyor.
Propagandist mesleğine dönüştürülen medya bu kripto tiplerle dolu.
Kendilerini beğenmiş ama halkına sırtını dönmüş bu yüzler maskeli baloya çevirdi sektörü.
***
Bilgi adresleri olmaktan her geçen gün uzaklaşan ülkemizin medyası kendi köşesine geri dönmeli.
Ve siyaseti dizayn etme hastalığından da kurtulmalı.
Siyasetçilerin de yakasından düşmeli artık.
Çünkü müzik devam ettikçe, dans sürermiş.
Anlamadıkları, müzik çoktan bitti, dans edenler farkında değil.
***
Yılmaz’ın “Yargıyı terör örgütlerinin elinden kurtardık” sözüne medyayı da dâhil etmek lazım...
Kripto kalemlerden, yüzlerden oluşan medyanın ülkeyi ne hale getirdiğinin son noktası 15 Temmuz akşamındaki darbe teşebbüsüdür.
Kendi milletine kurşun sıkan, bomba atanların kafasındaki akılsızlık, yüreğindeki vicdansızlık ne ise medyadakilerin de aynıydı.
Kitaba bakma zamanıdır artık...
