Frankfurt’tayız iki günden beri...
Türkiye’deki siyasi partilerin Almanya’da seçim faaliyetinde bulunmalarına yasak getiren Almanya, gerçek yüzünü ortaya koydu ve çifte standart uygulayarak SP’ye ve HDP’ye miting yapma izni verdi.
Köln kentinin cadde ve sokaklarında PKK’nın simgeleştirdiği kıyafetlerle dolaşarak HDP’nin miting yapmalarına izin veren Almanya’nın ikiyüzlü politikalarından artık bıkıp usandık.
Yıllardan beri bu tavrını gizlemeyen Almanya ve Batı, Türkiye aleyhine ne kadar faaliyet varsa hepsinin finansörü, destekleyicisi ve hatta kurucusu...
Biz biliyoruz ama onlar hâlâ bilmediğimizi zannediyor.
***
Darbeci subaylara, gazeteci ve yazar kılıklı tiplere sahip çıkarak tavrını ve duruşunu gizlemeyen Almanya, ne kadar düşmanca bir duruş sergilediğini de gizlemiyor.
Kalemli ve silahlı teröristlere sahip çıkan Almanya, suçluları ülkemize iade ettirmiyor ama kendi casuslarına ise sahip çıkıyor.
Döviz kurlarına endeksli bir ülke olmaktan kurtaramıyoruz kendimizi...
Döviz kurlarıyla siyaseti dizayn etmeye çalışanlar, felaket senaryolarıyla yatıp kalkıyor...
Oysa, kendimize sormalıyız...
Amerika’nın nasıl kalkındığına dair binlerce neden ileri sürülebilir ama mesele birinci nedeni bulabilmektir.
Bir ülkenin kalkınması öyle sadece devleti yönetenlerden de beklememelidir...
Herkes muhasebesini iyi yapacak...
Ve bugün ülkem için ne yaptım diye kendine soracak...
***
Londra’da seçkinlerin buluştuğu 67 Pall Mall kulübünde fonların efendisi diye tanınan Dalınç Arıburnu ile buluştuk...
Japon milyarder Masayoshi ile birlikte 100 milyar dolarlık fonu kuran ve yöneten Arıburnu’na, yani rakamların ustasına global paranın ne durumda olduğunu ve nereleri dolaştığını sorduk...
Kısacası, paranın seyir defterindeki yeni rotaları merak ettiğimizi söyledik...
Arıburnu her soruya açıkça cevap verdi.
Türkiye’den az da olsa global paranın çıkışına dair ileri sürülen gerekçelerin perde arkasını da sorduk...
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar dostumuzla birlikte Arıburnu’nun anlattıklarını ilgiyle dinledik.
***
Arıburnu, Türkiye ve dünyanın finansal açıdan nereye doğru gittiği konusunda açıkça şunu söyledi:
Kudüs’teki İsrail vahşeti durdurulamıyor...
Bir nokta iken girdiği topraklarda Filistinlileri bir virgül haline getirdi...
Küresel baronlar katliamı yetmiş yıldan beri seyrediyor...
Yüz yıl önce Osmanlı’nın bir şehri olan topraklara bakıp da hâlâ farkına varamayan içimizdekiler ve İslam coğrafyası hâlâ ders almıyor...
Tıpkı, her ölenin ardından kendisinin ölmeyeceğini düşünerek yaşayanlar gibi seyretmeye devam ediyoruz...
Seyirci, taraftar, dinleyici, okuyucu pozisyonundan bir türlü çıkamadık...
***
62 kişi hayatını kaybetti...
Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığında bir dinamitin fitilini ateşlediğini de biliyordu.
Ve belki de istiyorlardı...
Büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşımanın büyük bir katliamı beraberinde getireceği yine belliydi...
Ve bilerek bu pis oyunları oynuyorlar...
***
Dünyanın garipsediği davranışlara sahip Trump ve midelerinden rahatsız bir büyük toplum olan Amerikalılar film seyreder gibi bu gelişmeleri takip ediyor. Hatta bu gelişmelerden haberdar bile değiller...
Orada, dış dünyadaki gelişmelere çok duyarsız büyük bir kalabalığın yaşadığını biliyoruz çünkü...
“Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’in yalnız olmadığını, Türkiye’nin Filistinlilerin direnişine desteğinin süreceğini söyledi. Erdoğan, Hamas’ın da terör örgütü değil, bir direniş hareketi olduğunu vurguladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere temaslarının ardından yaptığı değerlendirmede Filistin’e yönelik adımların süreceğini belirterek, “Yaşanan hadiseler utanç tablosu. Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Bundan taviz vermemiz mümkün değil Filistin yalnız değildir” dedi.
Dönem başkanı olarak İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) yarın İstanbul’da yapılacak zirvesinin önemine değinen Erdoğan, “O gün Yenikapı’da muhteşem bir miting de yapmak istiyoruz. AK Parti olarak, pazar günü Diyarbakır’da yapacağımız mitingi, Ramazan boyunca Türkiye genelinde de sürdürebiliriz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere temaslarını Londra’dan ayrılmadan önce beraberindeki gazetecilere değerlendirdi. Erdoğan, Kraliçe 2. Elizabeth ve Prens Charles ile görüşmelerinin çok verimli ve dostane geçtiğini, yatırımcılara Türkiye’nin yatırım dostu bir ülke olduğunu anlattıklarını vurguladı. Ekonomideki son durum, milli para ve yeni ekonomik program konusunda
Londra’ya her geldiğimizde, cadde ve sokaklarında dolaşan Müslümanların sayısının oldukça fazla olduğunu görüp, şaşırıyoruz...
Pakistanlı, Hint ve Arap Müslümanların yıllardan beri Londra’yı tercih etmesinin elbette bilinen bir geçmişi var ve derin izleri.
Ve yarın ramazan ayının ilk günü...
Londra’nın en ünlü alışveriş merkezlerinde olağanüstü paralar harcayan Müslümanlar Arap plakalı lüks araçlarıyla yollarda hava atıp dururken milyonlarca Müslüman ramazan ayının ilk günü fitre, zekât ve yardımlarla karınlarını doyurmaya çalışacak.
***
Bir din bu kadar farklı yerlere çekilebilir mi?
Bu kadar farklı yorumlanır mı?
Peygamber Efendimizin yaşadığı ve tebliğ ettiği İslam dini her yerde bu kadar farklı yaşanır mı?
Ve Londra’dayız...Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Londra ziyaretine dair notlarımızı salı günkü yazılarımızda paylaşacağız.
Seçim atmosferine rağmen dış dünyaya Türkiye’yi anlatabilmek, haksızlıkları giderebilmek, kasıtlı algı oyunlarını bozabilmek için çalışmaya devam eden ve kapıları sonuna kadar zorlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğilmeden dik duruşuna ve barış arayışlarına devam ediyor...
Dostluğun ve barışın olduğu her ortamı da değerlendirip gündemine alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’ya sürekli bir uyarıda bulunuyor...
Uyarısı da savaşlardan ve pis oyunlardan uzak durulması...
Charlie Chaplin’in bir sözü aklımıza geliyor.
Diyor ki;
-Amacınız zarar vermekse, güce ihtiyacınız var demektir. Diğer her şey için sadece sevgi yeterlidir.
Güç koridorlarında savaş ittifaklarıyla başka ülkelerin topraklarına ve halklarına karşı düşünülen her tür pis oyunun da karşısında duran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu yüzden sürekli