Erkekler uyurken ağlayan bebeklerin seslerini duymuyorlar! Kadınlar? Tabi ki duyuyoruz.

30 Ocak 2011

Bir baba, gece yarısı çocuğunun ses çıkardığını veya ağladığını nasıl duymaz?Duyuyorsa da ne zaman algılar bebeğinden geldiğini bu sesin?

MindLab Enstitüsünün çalışmalarına göre, kadınların çocukları olsun ya da olmasın annelik içgüdüleri sayesinde küçük çocuk ağlamaları ile uyandıkları ortaya çıkmış. Erkekler ise araba alarmı, sinek vızıltısı ve rüzgar sesiyle yataklarından sıçrarlarmış. Üstüne üstlük erkekler, kadınlara göre çok daha çabuk uykuya geri dönebiliyorlarmış.

Başka bir çalışmaya göre de tehlikelere/sorunlara karşı farklı davranış gösteriyormuşuz erkeklerden.Erkekler daha çok fiziksel reaksiyonlara karşı tepki verirken, biz kadınlar, duygusal sıkıntılardan daha çok etkileniyormuşuz. Bir çok anne, gece yarısı ağlayan bebeğini duymadığını iddia eden kocasının uyuma numarası yaptığından şüpheleniyormuş. Oysa kocalarımız masummuş. Bebek ağlaması bir kadını uyandıracak seslerin başında gelirken, bu ses erkekler için ilk 10′da bile

Yazının Devamı

Pozitif Disiplin de Neymiş?!?!

24 Ocak 2011

Disiplin kelimesini ilk duyduğunda insanın yüzünde memnuniyetsiz bir ifade oluşur. Nedense sert, sorgulanamaz, kişisel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı kurallar yığını olarak algılanır. Belki de çoğumuz 'disiplin cezası' kavramı ile eğitim öğretim gördüğümüz içindir. Korkutularak çocukları düzene sokmaya çalışan bir eğitim sistemimiz olduğunu kimse inkar edemez. Allahtan yeni yetişen eğitimciler var da bu durumun sakıncılarını bilerek, farklı anlayışlarla yaklaşıyorlar çocuklara.

Peki henüz okul çağına gelmemiş ufacık, yaramaz bir velede nasıl davranmalı? Doğruyu, yanlışı ayırt etmesini nasıl sağlamalıyız?

Çocuklar, toplum düzenine, genel-geçer kurallara ancak ebeveynlerinin, büyüklerinin, öğretmenlerinin rehberliğinde uyum sağlayabilirler. Onlar taklit ederek öğrenmediler mi her şeyi? Öyleyse neden toplum kurallarını öğretirken, cezalandırma-korkutma gibi kavramlar olsun ki hayatımızda? Biz göstereceğiz, anlatacağız, örneklendireceğiz; doğruyu yaptığında ödüllendireceğiz ve yüreklendireceğiz. Hata

Yazının Devamı

Aklını Alışveriş ile Bozmuş Yeni Annelere Alternatif Listeler

22 Ocak 2011

Anne adayları ve yeni anneler,

Alışveriş listenizi tamamladınız mı? Mutlaka bir iki eksik vardır. Bana devamlı gelen soruların başında bu bebek alışveriş listeleri oluyor. Gördüğünüz her şeyi almak istiyorsunuz. Şaka bir yana evet, almanız gereken bir dolu ürün var. Nereden başlamalı? Ben aslında bunların cevabını kendi alışveriş listelerimde verdim ama Let’s Panic about Babies sitesinde gördüğüm bu listeyi de paylaşmadan edemedim. Hem biraz neşelenmek gerek.

Neye ihtiyacım var? sorusunun cevabı hayat tarzımızda saklı.

Aşırı Derecede Stresli bir Anne misiniz? Panik yok. Şunları alın yeter:

İnsanı rahatsız edecek kadar Zengin bir Anne misiniz? Güzeel. Öyleyse almanız gerekenler:

Ekonomik olarak zorlanan bir anne misiniz? İhtiyacınız olanlar:

Gezenti bir Anne misiniz? Sizin liste:

Facebook’taki Eski Erkek Arkadaşına Azıcık(!) Kafayı Takmış Anne

Yazının Devamı

Jet-lag ile başa çıkma yolları - Saat farkları 0-2 yaşı nasıl etkiliyor?

21 Ocak 2011

Yarı yıl tatili yaklaşıyor. Planlar yapıldı. Bazı aileler yurt dışı seyahatlerine çıkacaklar ve küçük çocuğu olanlar biraz da endişeliler. Jetlag nasıl atlatılır? Çocuklu aileler tatil planları yaparken öncelik çocukların rahatıdır. Uyku ve beslenme düzeni mümkün olduğunca devam etsin ister anneler. Babalar da bu annelerin iki dudağının arasından çıkacak kelimeleri beklerler. Anne onaylamazsa yolculuk ve tatil programını, mümkün değil gidilmez. Ancak bazı durumlar vardır ki, uyku-beslenme kuralları bir süre rafa kalkmak zorundadır: Okyanus aşırı ve saat farkının 2′den fazla olduğu bölgelere seyahat.

Bırakın çoluğu-çocuğu, bebeği; biz yetişkinlerin bile dengesi bozuluyor. Yepyeni bir saat düzenine vücudunuzu, beyninizi uydurmak zorundasınız. İngilizcede JET-LAG olarak tanımlanan bu süreçte yorgunluk, uyku bozuklukları, bağırsak hareketlerinde değişiklik, baş ağrısı, bulantı, susuzluk, huzursuzluk, salaklık halleri görülebiliyor. İşin ilginç tarafı yetişkinleri çocuklardan daha fazla etkiliyor olması. Jet-lag için

Yazının Devamı

Doğmamış Çocuğun Gizli Yaşamı

18 Ocak 2011

Koray’a hamileliğimin 4.ayında keşfettim ben bu kitabı. Tam da benim inandığım bir sisteme dayanıyordu ve içinde yazılanlar oldukça sarsıcıydı. Bilincin anne karnında oluştuğunu kanıtlamaya çalışan The Secret Life of Unborn Child - DOĞMAMIŞ ÇOCUĞUN GİZLİ YAŞAMI. Türkçesi de bir çok kitapçıda mevcut.

Kitabın ilk satırlarıyla hem hayata hem hamileliğe hem de en yakınımdaki insanlara bakışım değişmeye başladı.

16. haftadan itibaren çocuğun anne karnında ışığa duyarlı olduğunu, yirminci haftada konuşmalara tepki vermeye başlayacağını, yirmi beşinci haftada müzik sesine tekmeyle cevap verdiğini, altıncı aydan itibaren de annenin duygularındaki değişimi anladığını biliyor muydunuz? Kimileriniz bunlara inanmıyor olabilir ancak ben başından hamilelik geçmiş bir kadının bunları zaten tecrübe ettiğine eminim.

Kitap, son yirmi senedir tartışılan bir konuyu ve yapılan araştırmaları ve şaşırtıcı sonuçlarını anlatıyor.

Dr.Verny’nin bu çalışması annelere olduğu kadar babalara da doğmamış çocukları hakkında bilgi veriyor ve henüz dünyaya gelmemiş bu ufaklığa nasıl

Yazının Devamı

Anneliğin Sınırları - Zorlayıcı(ZORBA) Annelik

16 Ocak 2011

Son bir kaç gündür takip ettiğim bir tartışma var Amerika'da. Konu, Yale'de kukuk profesörü olan Amy Chua'nın 8 Ocak'ta Wall Street Journal'da yayınlanmış olan makalesi: Why Chinese Mothers Are Superior - Çinli Anneler Neden Daha Üstün?

Uzak doğulu özellikle de Çinli çocukların akademik başarıları herkesin ilgisini çekiyor. Amy Chua da bunun sebebinin ebeveynlik tarzından kaynaklandığını söylüyor. İki kızı da son derece başarılı, küçük yaşlardan itibaren piyano çalıyorlar ve bu başarılarda kendi imzası olduğunu açık açık söylüyor. Amy Chua'nın kızlarına asla izin vermediklerini öğrenmek ister misiniz?

- arkadaşta yatıya kalmak, arkadaşın yatıya gelmesi

- oyun gruplarına katılmak

- okulda piyes/tiyatro oyunlarına katılmak

- okuldaki piyes/tiyatro oyunlarına katılmadığı için şikayet etmek

- TV seyretmek, bilgisayar oyunuyla oynamak

- kendi istedikleri aktivitelere katılmak

Yazının Devamı

DOĞUM SONRASI KILOLARDAN KURTULMAK

13 Ocak 2011

Doğumun üzerinden aylar geçtiği halde istediğiniz kiloya inemediyseniz moralinizi bozmayın. Derler ki, vücut 9 ayda ancak kendine geliyor. Emziriyorsanız, tatlı, börek gibi hamur işlerinden de uzak durursanız büyük ihtimalle bebeğiniz 9 aylıkken hafiflemiş olacaksınız. Bazı şanslı anneler ilk 3 ay içinde eskiye bile dönüyor.

Ben? Ben, emzirirken kilo alanlardanım. Hamileyken 11 kilo alıp, doğumdan sonra geriye 3 kilo fazlayla ortalarda hafif hafifgezinirken, ‘emziriyorum nasıl olsa, ohh gelsin Nutella’lar, gitsin antep fıstıklı çikolatalar’ diyerek şuursuzca tüketince kalorileri, aldım mı 4 kilo?!? İyi de bana ”emzirince kilo verirsin” demişlerdi. Anne sütünü arttıranın su olduğunu bilmez miyim? Herkese de söyleniyordum, ”bana tatlı, yemek, komposto, şerbet için ısrar etmeyin. Su bardağımı boş kalmasın yeter” diye.

Ama çikolata tatlıdan sayılmaz ki. O bir ihtiyaç. Vücudum istiyor. İşin tuhafı hamileyken canım hiç istememişti. Sanki o 9 ayın acısını çıkardım. Yemek bile yemiyordum. Başka tatlı da yoktu aklımda sadece

Yazının Devamı

Çocuklarımız için güvenli internet ortamı sağlıyor muyuz?

12 Ocak 2011

Açıkçası henüz bizlik bir durum yok ortada ama bir anne olarak düşünmeden, araştırmadan edemiyorum. Günler çabuk geçiyor. Oğlum bir gün kendine ait bir bilgisayar, telefon isteyecek. Peki ben hazırlıklı olacak mıyım? Her gün üçüncü sayfa haberi olarak mutlaka 'internette tanıştığı...' ile başlayan cinayet, gasp, tecavüz haberleri okuyoruz.

Anlayamıyorum bu çocuklar Facebook'tan tanıştığı insanlarla nasıl buluşuyorlar. Anne, babaları bunların ne yaptığını, nereye gittiğini, kimlerle görüştüğünü kontrol etmiyor mu? Çocuklarını bir şey olunca da yeri göğü inletiyorlar. Elbette anne-babanın ilgisizliği veya göz yumması olayı meşrulaştırmaz, cezanın hafiflemesine neden olamaz ancak bizim de çocuklarımızın peşinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. Bu, özgür olmasınlar, internette arkadaşlarıyla görüşmesinler veya dışarıya çıkmasınlar, demek değil. Sınırlı özgürlükle can sağlıklarını koruyabiliriz diyorum. Yani sınırları biz belirleyeceğiz ona hissettirmeden ve

Yazının Devamı