Tarih 22 Ekim 2008, Milliyet, başlık: “Hükümetin tedbirleri beyhude.” “Doğrudur; yurtdışında Türklerin epeyce parası var... Ancak bu paranın Türkiye’ye gelmesini beklemek abesle iştigalden başka bir şey değil. Çünkü yurtdışına para sadece vergi için çıkarılmaz. Yurtiçinde stopajı kaldırarak yahut küçük, tek defaya mahsus bir vergiyle de bu paranın bir kısmının gelmesini beklemek hayal olur. Bu paralar büyük mevduatlardır ve gizlenmek için gitmişlerdir. O nedenle kolay kolay kimse parasını getirmeyecektir.
Tarih 29 Ekim 2008, Milliyet, başlık: “Hükümet ya yanlış yapıyor ya da geç kalıyor.”
“Bir başka konu da (çoğunluğu İsviçre’de olan) yurtdışındaki paralar... Fakat bu paraların gelmesi olanaksız. Beyhude hayallerle zaman geçirilmemeli.”
Tarih 21 Kasım 2008, Milliyet, başlık: “Neden dış kaynağa ihtiyaç var?”
“Tevatür muhtelif... Bizim tahminimize göre, bu 60-70 milyar dolar. Fakat bunlar artık sadece defterde görünmekte. Diğer bir deyimle, o para yeniden dış kredi olarak içeriye girmiştir. Diğer bir deyimle, orada olsa olsa 30 milyar dolar kalmıştır. Bunun da en iyi olasılıkla 1-2 milyar doları gelir. Tabii hiç yoktan iyidir.”
Tarih 6 Mart 2009, Milliyet, başlık: “Kaç kişi, nereden getirdi? ”
“Varlık Barışı nedeniyle vergi dairelerine başvuranların beyan ettikleri miktar 13.5 milyar TL’yi bulmuş.”
Alt başlık: “Miktar şaşırttı.”
“Bu arada okuyucularımızdan da özür dileyelim. Çünkü biz böylesi yüksek miktarda servet akışının olabileceğini sanmıyorduk. Bu paralar her ne nedenden çıkmışsa ya da gelmiyorsa o nedenle gelmeyeceğini savunmuştuk.”
Anlaşılan yetkililer yalan söyleyince, biz kendimizi yanılmış sanıp özür dilemişiz. Ha hiç mi yanılmamışız? Birazcık yanılmışız! Çünkü gelen para 3 milyar dolarmış. Ama asıl özür dilemesi gereken herhalde biz değil, hükümet.. 13.5 milyar TL dediler, 5.5 çıktı!
İkinci tur Varlık Barışı
Bununla beraber, Maliye galiba yine de memnun. Kimi çevrelerde Varlık Barışı’nın yeniden gündeme gelebileceği tartışılıyor. Yeniden para gelir diye umutlanılıyor.
Üstelik ABD yetkililerinin başta UBS bankası olmak üzere, İsviçre bankalarını mevduat sahiplerinin bilgilerini paylaşması konusunda sıkıştırması bu umutları artırıyor. Gerçekten kimi mevduat sahibi huzursuz olmuş olabilir. Üstelik aynı türde sıkıştırmalar, Lüksemburg ya da İngilizlerin Manş Adaları gibi vergi cennetleri konusunda da gündemde.
Ama henüz bunun bir büyük dönüş yaratacağı kanısında değiliz. En iyi olasılıkla daha önce gelen paranın yarısı kadar bir para daha gelecektir. Paraların çoğunun Türkiye’ye gelmesi ise uzun soluklu bir güven ortamının sağlanmasıyla olacaktır.
Her şeye rağmen, bu tedbirlerin yanlış olduğunu savunmuyoruz. Sadece hükümetin bu türdeki önlemlerinin mucizevi sonuçlar yaratmayacağı konusunda uyarıyoruz. Varlık Barışı’na bel bağlanmamalı, ciddi tedbirler alınmalı.