Cari açık kötü bir şeydir. Ama sanayinin çökmesi de aynı derecede kötüdür. Cari açık büyürken sanayimiz büyüyordu. Şimdi cari açık daralıyor. Fakat aynı zamanda sanayinin de (son 3 aydır) hızla daraldığı anlaşılıyor. Keşke sanayide büyüme sağlanırken cari açığımız daralsaydı. Ama ne mümkün?
Önce şu sanayi kesimindeki gelişmeleri değerlendirelim. Toplam sanayi kesiminde ağustostan bu yana (ekime dek) son 3 ayda ortalama yüzde 5,9’luk daralma gerçekleşmiş... İmalat sanayiinde daralma ise daha yüksek; yüzde 7.4. Tekstilde ortalama yüzde 19, hazır giyimde ise yüzde 13 küçülme yaşanmış. Gıdada bile yüzde 3’e yakın daralma olmuş.
Kriz tellallığı
Tekstil ve hazır giyimde daralma yılbaşından beri yaşanıyor. Kimyasal madde ürünleri imalatında da. Demek ki, daralma aslında küresel krizden önce başlamış. Tabii farkına varılmamış! Ana metal sanayiinde daralma ise ekim ayında yüzde 22 olmuş!..
Makine hariç metal sanayiinde ise daralma yüzde 29. Otomotivde daralma son 3 ayda ortalama yüzde 9, ekim ayında ise yüzde 16. Tam bir çöküş yaşanıyor. Şimdi bu rakamları ortaya dökünce teşrifatçı işadamlarımızla hükümet bizi felaket tellallığı ya da moralleri bozmakla suçlayabilir. Ama ne yapalım TÜİK verileri böyle. Tahrif mi edelim?
Sanayi duman olurken ithalat da haliyle çöküyor. Üstelik kur da yükseldi. Fakat, diğer yandan, yurtdışında çeşitli emtia fiyatları da hızla gerilediği için de ithalat faturası iniyor. Petrol fiyatlarının 40 dolar düzeyine kadar inmesi çok dikkat çekiyor. Bazı yabancı yatırım kuruluşları petrolün varilinin 25 doların bile altına inebileceğini belirtiyor. Bu gidişle o bile mümkün.
Peki, petrol 25 dolara düşerse ve 2009 yılı boyunca o düzeyde kalırsa enerji ithalat faturamız nereye iner? Hemen yanıtlayalım, 10-15 milyar dolar düzeyinde bir yere. Şu anda ise 48 milyar dolar kadar. Yani sadece bu fiyat düşüşünden kazanç 30 milyar doları aşacak. İkincisi, başka bazı ithalat kalemlerinde de fiyat düşüşleri var. Altın, demir-çelik, plastikler ve birçok hammadde ithalatı da ucuzlayacak. Kaldı ki, düşen iç talep nedeniyle de miktar olarak (diğer) ithalat düşecek. Euro olarak yapılan ithalat da dolar olarak düşmüş olacak.
IMF parası fazlasıyla yeter
Kısacası, bundan bir ay önce 158 milyar dolar olarak öngördüğümüz ithalatın 140 milyar doları aşması zor görünüyor. İhracatın da 100 milyar doları. Bu durumda dış ticaret açığı 40 milyar dolar olsa, cari açık 20 milyar dolarda sınırlı kalacak demektir.
Gerçi dış ticaretten sorumlu bakan Kürşad Tüzmen’e göre ihracat sadece yüzde 17 azalış gösterecek; yani 110 milyar dolar olacak ama biz o denli iyimser değiliz. Fakat dış açık 20 milyar dolar olursa, bu, sıcak para ve biraz da doğrudan yatırımla karşılanır. IMF’den gelen para da dış borç servisine fazlasıyla yeter. Zaten borçların tamamını da geri çağıracak değiller ya...
Şimdi dış açık daraldı diye sevinenler olacaktır. Ama sevinilecek dış açık azalması sanayi büyürken olur, küçülürken değil.