Demokrat Parti’nin yarınki kongresinde üç aday yarışıyor. Biri mevcut genel başkan Süleyman Soylu, biri Hüsamettin Cindoruk, diğeri de son anda yarışa katılan Mehmet Ali Bayar. Bu kongre Türk siyasetinin tipik bir dramını ortaya seriyor.
1999 seçimlerinde CHP baraja takıldığında genel başkanlık için çok adaylı bir yarış olmuş, sonunda derler toparlar diye “Altan Abi” modelinde uzlaşılmıştı. O da siyasetin tasfiye ettiği ne kadar kişi varsa alıp Parti Meclisi’ne doldurdu. Onlar da onu afiyetle yediler. Yani bu modelin çalışmadığı görüldü. Böylece Baykal yeniden genel başkanlığa geldi. Nitekim CHP’de bir daha bu model denenmedi, hep daha genç simalar liderliğe soyundu.
Son zamanlarda merkez sağda boşluk var diye bir terane tutturuluyor. Acaba? Geçmişte Türkiye’nin sağında fakat bugün kendini Türkiye’nin sosyokültürel yapısı içinde CHP safında bulanlar rahatsız. Oysa sağ sürekli nitelik değiştiriyor ve bu kez AKP ile temsil buluyor. CHP lideri Baykal’ın da bugün CHP kapısını eski merkez sağ çizgiye aralamasının nedeni bu.
Sağdaki değişim
AP, DP çizgisinden farklıydı. ANAP da AP çizgisinden. Her ne kadar AKP ANAP’a benzediğini iddia etse de, AKP de ANAP çizgisinden farklı. Çünkü sağ giderek muhafazakârlaşıyor. Dinin önemi artıyor. Toplumsal değişim bu yönde. O halde eski merkez sağı derleyip toparlamak için yola çıkanlar kısa sürede bunun beyhude olduğunu göreceklerdir.
İkincisi, kuşak sorunudur. Recai Kutan derleyip toparlamaya çalıştı. Ama Erdoğan onları sildi süpürdü. Sonunda anladılar, Numan Kurtulmuş’u partinin başına getirip bir çıkış yakaladılar.
Siyasette başarı yeni bir söylemle yeni sosyal kategoriler arayışından geçer, “Derleyip toparlama” sloganıyla yola çıkanlar hep iflas etmiştir. Çünkü o slogan geçmişe, yani bitmişlere referanslıdır. Cindoruk’la olan bu model bu nedenle DP’yi tarihe havale edecektir. Kaldı ki, Cindoruk daha önce böyle bir modeli denemişti.
Geçmişe meydan okuma gereği
Dünkü Vatan gazetesinde Demirel’in Cindoruk’a destek verdiği yazıyordu. İşte tam bunu okuduğumda eskilere, icazete karşı meydan okuyan ve yeni bir söylemle çıkanın şansı olabileceğini düşündüm. Soylu genel başkanlığında epeyce çaba gösterdi. Medya desteksiz ve isimsiz bir liderin de yapabileceği bu kadardı. Hele AKP’nin en yüksek olduğu dönemde. Fakat Soylu da diğer politikacılar gibi “Bırakıyorum” deyip dönenlerden oldu.
Gelelim Bayar’a. O da genç. Ama adaylar içinde en birikimlisi Bayar. Bayar’ın her çıktığında bir mesajı oluyor. Açıkçası, Bayar tükenmekte olan AP-DP çizgisinin de belki de yegâne ümidi. Bayar’ın bu kez kendisine handikap olan Demirel referansın kurtulması ise bir şans. Öte yandan Bayar DP’li bir kökenden gelse de, arkaya değil, öne baktıkça sağda Erdoğan’a alternatif olabilir.
Her şeye rağmen Bayar adaylığını koymakta çok geç kaldı. Cumartesi günü delegeler Demirel’in talimatıyla DP’yi artık derleyip toparlayabilir, yani tabuta yerleştirebilir. Belki de sağlıklı olanı cenazeyi fazla bekletmemek, bir an önce imama havale etmek.