Bugün 1 Mayıs. Benim küçüklüğümde 1 Mayıs’lar Bahar Bayramı olarak kutlanırdı. Sanırdık ki, 1 Mayıs bahardan yaza girildiği için her yıl kutlanır.
Okullar tüm öğrencileri toplar, kent dışına günübirlik piknikler düzenlerdi. Evlerimizde piknik yapmak için ne varsa toplar giderdik. Sanki bir kır bayramını kutlardık. Hava açarsa ne âlâ, yakantop oynardık.
O zamanlar bilmezdim ama 1 Mayıs’ın Bahar Bayramı olarak kutlanmasının bir gerekçesi de varmış. Avrupa’da (özellikle Cermen dünyasında) 1 Mayıs Hıristiyanlık öncesi paganlık döneminin bir geleneği olarak kutlanırmış.
Gündüzleri çiçek (flora) festivali, geceleri de cadılara karşı ateş yakılan Walprugis geceleri düzenlenirmiş. Peki, ama biz ne Cermendik, ne de pagan! Bizim gibi Müslüman Türk çocukları neden bu bayramı kutluyordu?
Hercai liberaller
Sonra 1970’lerin ikinci yarısına gelindiğinde aymaya başladık. 1 Mayıs’ın ne olduğu ortaya çıktı. Çünkü o yıllarda Türkiye’deki işçiler de sol rüzgârlarla uyanmıştı. Bütün dünyanın Emek Bayramı ya da Uluslararası İşçi Bayramı olarak kutladığı 1 Mayıs’ı biz yıllarca Bahar Bayramı olarak yaşamıştık.
Hiç emekçileri hatırlamadan. Ne hazin değil mi? İşçilerin bayramı gasp edilmiş, Müslümanlar pagan bayramını kutluyordu. Sırf ülkede işçi bilinci gelişmesin, sol güçlenmesin diye. Sonunda ne oldu? İşçiye de sahip çıkacağı bir tek karısıyla, kızının başörtüsü kaldı! Hadi buyurun, şimdi toparlayın.
Dünyada sol mu kaldı, sendikalizm mi kaldı, diyebilirsiniz. Türkiye’de kimi hercai liberaller de diyor. Yok içine girmeye çırpındığınız AB’nin herhangi bir ülkesinde bu laflar edilirse, sulusepken liberallik yapanların karşınızdaki o gülümseyen Batılı suratların düşüverdiği görülür.
Yıllarca sendikalar (başta da DİSK) 1 Mayıs’ın İşçi Bayramı ya da emekçilerin bayramı olarak resmileşmesi, tanınması için çok mücadele verdi. En azından bu gerçek tanınsın istediler. Olmadı. Nihayet bu hükümet de işgünü kaybı olur diye önceki yıllarda resmi tatilden kaçındı. Sanki fabrikalar tam kapasite çalışıyor da!
Uzun mücadelelerden sonra bugün yani 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak resmi tatil. Ancak bu kez de sendikaların bunu tarihlerinde ilk defa resmen ve özgürce Taksim’de anmak istemeleri engelleniyor. İşçiler yine bastırılmak isteniyor.
Taksim konusu
Hercai menekşelere seslenelim; ne biliyorsunuz belki de orada, bugün Kürt kökenli vatandaşlarımıza siyasal haklar istenecek, Ergenekon ve darbeciler lanetlenecek yahut Ermenilere karşı yapılanlar hatta belki de Kıbrıs’ı işgal ettiğimiz sayıp dökülecek. O zaman kaleminizi oynatır mıydınız? Ağır mı geliyor yandaş olmamak?
İşçi Bayramı’nı anarken işçi haklarının giderek gerilediğini tartışmaya gerek yok. Küresel rekabet karşısında maliyetlerin aşağıya çekilebilmesi ve emek piyasasının esnek hale gelmesi için emekçiler ezildi. Merdiven altı dediğimiz kesimde çalışan çocuk işçileri hiç göz önüne aldık mı?
Hepsinden öte, her üç gençten birinin işsiz olduğu, resmen çalışmak isteyen insanların da yüzde 15’ten fazlasının işsiz olduğu bir ülkede 1 Mayıs yine iç burkmuyor mu? Hem de nasıl!