Borsanın geleceğinden ümitliyiz. Pekiyi ne yapalım? Kime soralım? Borsada yatırım yaparken kararlarımızı çeşitli etmenler belirler:
Çevre etkili olur.Basın - yayın kuruluşları izlenir.Kişi kendi iradesini kullanır.Profesyonellere danışır.Diğer. İlginçtir; hisse senedi yatırımı kararlarında en etkili olan etmen çevredir. Etrafta alan satan bollaştı mı, hemen sürü etkisiyle geride kalanlar izlemeye başlar. Oysa bu durumda olasılıkla geç kalınmıştır. Ya karın çoğu kaçmıştır, ya da geriye zarar kalmıştır. Çevre zaman zaman "tüyo" verir; "Aman ha, şu hisseden al, çok kazandıracak" der. Bu tavsiyeyi bir profesyonel yapıyorsa, inandırıcılığı da yükselir. İkna ettiği yatırımcı, genellikle de küçükler, cumburlop borsaya dalar.
Medyadaki haberler de yatırım kararlarında etkili olur. Çoğu medya kuruluşu hiçbir zaman belli bir hisseyi doğrudan önermese de, çoğunlukla yatırımcıyı yönlendirirler.
Kendi iradesiyle hisse senedi alan da çoktur. Ya sezgiler kullanılır, ya da belli bir analiz. En ucuz, ya da fiyatı en hızlı çıkacak hisse belirlenir ve satın alınır. Ancak kimden etkilenirse etkilensin, bir hisse senedini alma veya satma kararını öncelikle birey verir.
Profesyonellere danışma ise belki en az kullanılan, ya da en az etkilenen yöntemdir. Oysa bir yatırım kuruluşunun uzmanına danışarak hisse senedinin alınması gerekir. Ama ne yazık ki ülkemizde, yatırım kararlarında çevre daha etkili olmaktadır. Böylece İMKB'ye söylenti ve dedikodu egemen olmakta, bir türlü de istikrara kavuşulamamakta.
Oysa, ülkemizde profesyonel uzmanlara danışılsaydı, yatırımcılar mutlaka daha fazla kar ederdi. Tabii profesyonellerin raporlarının borsadaki hisse senetlerinin performansına göre mi kaleme alındığı, yoksa bu raporlara göre mi hisseler yön değiştirdiği de ayrı bir tartışma konusu. Çünkü çıkan her rapor sonucu yatırımcılar belli senetlere üşüşebilir. Ve sonunda rapor hissenin performansını etkilemiş olabilir.
P. Asquith, M. Mikhail ve Andrea Au adlı ekonomistler bundan altı ay önce NBER'da bir araştırma yayımlamışlardı: Hisse Senedi Analiz Raporlarının Bilgi İçeriği. Araştırma temel olarak analiz raporlarında önerilen fiyat düzeyleriyle gelir tahminlerinin borsada belli hisseleri etkilediğini gösteriyor. Ancak bu sonuç, raporların tahmin doğruluğunu mu, yoksa bizzat raporun kendisinin piyasayı etkilediğini mi gösteriyor, belli değil. Bu arada olumlu haberler iskonto ediliyor, olumsuz haberler ise büyütülüyor. Yani yatırımcılar raporlardaki olumsuz habere çok önem veriyor, ancak olumlu haberleri her zaman dikkate almıyor. Bu da anlaşılır bir olgu.
Araştırmada üç yılda 56 şirketin hazırladığı 1.126 raporda 262 not yükseltmesi, 739'unda aynı kalması, 125'te not düşüşü saptanmış. Bu raporlardan elde edilen bir başka sonuç da, hisse değerlendirmesi ile piyasanın tepkisi veya analistin hedeflenen tahmini fiyatı arasında hiçbir ilişkinin bulunmaması.
Kısacası, Amerika'da borsayı raporlar etkiliyor, bizde arkadaş tüyosu. İşte farkımız!