Obama, Türkiye’ye gelmeden önce Amerikan basınında çıkan haber ve yorumlara göre, İslam dünyasına buradan mesaj vermeyecekti. Konu iki gündür ülkemizde sürekli olarak tartışılıyor. Türkiye’nin laik ve demokratik modeline vurgu yaparak Obama, Türkiye’den İslam dünyasına bir mesaj verdi mi, vermedi mi? Bize kalırsa verdi. Bunu “vereceğim” demesi de yanlış olurdu.
Obama’nın Türkiye’yi öncelikle ziyaret etmesinin iki anlamı var. Birincisi, kampanyasında da belirttiği gibi, ABD Irak’tan çekilecek. Bu bakımdan Türkiye’ye çok ihtiyacı olacak. Bir yeni 1 Mart tezkeresi (ABD’ye göre “kazıkla”) ile karşılaşmamak için Türkiye ile ilişkileri ısıtılması son derece önemli.
İkincisi ve daha önemlisi, Başkan Obama yöntem olarak Müslüman dünyasıyla anlaşmazlıkları çatışmayla değil, müzakereyle çözmeyi denemek istiyor. Nitekim İran’la bile görüşmek istediğini kampanyasında belirtmişti. Bu açıdan da Türkiye’ye ihtiyaç duyacaktır. ABD bu tür ön müzakerelerde Türkiye’yi kullanabilir.
Bölgesel-ortak çıkarlar
Kuşkusuz, Kafkaslar ile Ortadoğu arasında önemli bir stratejik konuma sahip olan Türkiye ile ABD iyi ilişkiler içinde olmak ister. İki ülkenin ortak menfaati aslında bu coğrafi kanal üzerindedir. Bu enerji merkezleri hattında ABD menfaati Türkiye’ninkiyle örtüşmektedir.
Bu arada ABD’nin öteden beri Türkiye’ye verdiği AB tam üyeliği desteğini de abartmamak gerekir. AB’ye tam üye olmuş bir Türkiye, olmamış bir Türkiye’den kendini ABD’ye daha yakın olmak zorunda hissedecektir. ABD de bunu bilir. Elbette Türkiye’nin Batı dünyasından kopması da ABD’nin işine gelmeyecektir. Türkiye’nin kendisini duygusal açıdan AB’den itilmiş hissetmesi karşısında ABD yönetiminin bu projeye destek vermesi öteden beri ikili ilişkileri çok güçlendiren bir etmen olmaktadır.
Başkan Obama’nın Ermeni soykırım iddiaları konusunda aldığı tutum kendi açısından son derece tutarlı ve ilkelidir. Ayrıca Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerini geliştirmesi şarttır. Fakat sırf ABD’yle ilişkileri düzeltme maksadıyla Türkiye’nin gerçek olmayan tarihsel gelişmeleri kabul etmesi gerekmez. Üstelik Azerbaycan bölgesel enerji politikasında Türkiye için son derece önemlidir ve Dağlık Karabağ olayı da Ermenistan’ın yumuşak karnıdır. Yine de büyük ve uzun vadeli düşünüp bölgesel sorunları Türkiye’nin aşmasında yarar vardır.
İletişimde ‘one minute’
Öte yandan, Obama’nın DTP Genel Başkanı’na “Silahla bir şey çözülmüyor” demesi, DTP’yi PKK ile özdeş görmesinden kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra terör konusunda Türkiye’ye destek sözü vermesi çok önemlidir. Fakat Türkiye’nin de Kuzey Irak’taki bölge yönetimini hukuki statüsüyle kabul etmesi kaçınılmazdır. Kaldı ki, Obama, Ahmet Türk ve DTP milletvekillerini Meclis’teki Kürt politikacılar sanması da Türk diplomatlarının büyük bir bilgilendirme eksikliğidir. Bölgeden Kürt dışında milletvekili seçilmiyor!
Özetle, Obama’nın bu ziyaretinin anlamı şudur: İslam ülkeleriyle iletişime girmeden önce ilişkileri yumuşatmak ve güçlü aracılar (yandaşlar) oluşturmak. Bu ziyaretin doğrudan ekonomik yararı pek görünmese de, dolaylı olarak yararı çok fazla olabilir. Bölgesel ve küresel dış politika anlamında Türkiye’nin bir sıkıntısı sürüyor; iletişimde “one minute” ile sınırlı kalan bir lisan!