Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta Merkez Bankası (MB) gecelik borçlanma faizini (beklentilerin çok üstünde) tam 150 baz puan birden düşürdü. Oysa son zamanlarda ABD’de morallerin yeniden bozulması, hele IMF ile anlaşmanın belirsizliğe girmesinden sonra MB’nin faiz indirim beklentisi hayli düşmüştü. Nasıl oldu da MB buna cesaret etti?
MB bunu iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın sürmesi olarak yanıtlıyor. Yani artık enflasyonist değil, deflasyonist hava egemen. Oysa biz iki yıldır “ekonomi yavaşlıyor” diye ikaz ederken MB yetkilileri “Bizim başat hedefimiz enflasyondur, o kalıcı olarak düşerse ancak sürdürülebilir büyüme elde edilebilir” demiyor muydu?
Bazı meslektaşlar yayınlanan sanayi üretim endeksi ve işsizlik verilerinden MB’nin etkilendiğini düşünüyor. Olabilir. Ancak bu gelişmelerin enflasyon beklentilerinde pek bir değişikliğe neden olduğu sanılmamalı.
Bundan 1 ay önce yıl sonu enflasyon beklentisi 7.84’tü. 15 gün önce yüzde 7.55, son ölçümde de 7.22’ye indi. Dolayısıyla 150 baz puan indirilmesi anlamlı olamaz. Kaldı ki, MB Ağustos 2006’da faizleri yükseltirken bunu değişen küresel risklerdeki artışa bağlamıştı. Şimdi olumlu bir gelişme mi var?

Haberin Devamı

Merkez, strateji mi değiştirdi...
Öte yandan, MB eğer strateji değiştirdiyse (ki bunu açıklamalıydı) ve ekonomik canlılığı para politikasını gevşeterek sağlamak istiyorsa, bunun pek de olanaklı olmadığını belirtmeliyiz. Batı ekonomilerindeki para politikasının gevşetilme nedenini bizim MB doğru okumalı..
Orada ciddi bir mali sistem kilitlenmesi olduğundan merkez bankaları likiditeyi boca ederek sistemi çalıştırabilmeye çalışıyor. Kaldı ki, o ülkelerde de gevşek para politikasıyla işin içinden çıkılmayacağı anlaşıldı.
Aklıma bir de bazı meslektaşlarımın MB üzerindeki sert eleştirileri geliyor. Acaba bu baskı karşısında mı MB direncini yitirdi? Yoksa hükümet baskısına mı dayanamadı? İşin gerçeği şu ki, emme basma politikası gibi faizler bir inip bir çıkmamalı.
MB’lerinin izlediği para politikaları 1-2 aylık beklenti değişimlerine göre değil, makro verilere veya bunların etkilediği (12 ay gibi) orta vadeli beklentilere göre ayarlanmalıdır. Nitekim, 2009 yılının yazına doğru küresel toparlanma başlarsa emtia fiyatları yeniden çıkışa geçebilir ve bu durumda MB zorlanabilir.
Nihayet, 16 Ocak’ta 200 baz puan indirdiğinden bu yana çok mu şeyin değiştiği sorulabilir. Yahut da neden o zaman topluca faizlerde 350 baz puan indirilmediği. Mali disiplin kopmuş gitmiş, bir de para politikası raydan çıktığında, 2010’da fiyat ve diğer makro dengelerin nasıl toparlanacağını göreceğiz.
MB, faizi önce olabildiğince indirse de sonuçlara göre yeniden indirse veya artırsa en doğrusu olmaz mıydı?