Tarih 4 Şubat 2009. Milliyet’te köşe yazımın başlığı “Aydın Doğan’ın kur sorusu ”... İçinde şöyle yazmışım:
“Tabii bunun üstüne bir de vatandaşların döviz bozma süreci var. O da kurdaki gevşemeyi güçlendirecektir. Bu nedenle yılsonuna kalmadan dolar 1.50 TL düzeyinin altına inerse hiç şaşmam. Buna baz senaryo diyebiliriz.
İyimser senaryo ise (ki buna biraz daha yakın duruyorum) küresel faizler çok düştüğü için yaz aylarına doğru baz senaryonun üstüne en az 5 milyar dolar, belki de daha fazla bir sıcak paranın girişi olarak nitelenebilir. Yerlerde sürünen bir faizden borç alıp Türkiye gibi ülkelere getirip yatırmak çok akıllıca olacaktır.
Ama bunun için daha erken, çünkü batı finans sistemi şu anda kâr değil, can peşinde...
Veriler değişince
Tabii bu arada olumsuz gelişmeler olursa kur hızla yukarı doğru gidebilir. İki gelişme çok olumsuz etki yapabilir. Birincisi, IMF ile anlaşmanın çökmesidir. İkincisi de küresel siyasal risklerden ötürü emtia fiyatlarının yeniden yükselmesidir. Bu durumda doların 1.80 TL ya da 2 TL olması şaşırtmaz. Ama bu çok sancılı olur.”
Tarih 7 Mart 2009. Dolar 1.80 TL olmuş. Milliyet’te de yazımın başlığı: “Dolar 1.80 TL.” Ama içinde savunduğum tezler değişmemiş. 4 Şubat’ta cari işlemler açığının 15 milyar doların altında kalacağını tahmin etmişim.
7 Mart’ta bu değişmemiş. Ama nisan ayının ortalarına doğru dış açığın hiç oluşmayabileceğinden bahsetmişim. Veriler değişince tahminler de değişiyor.
Henüz mayıs başındayız ama dolar neredeyse 1.50 TL’ye yaklaştı. Neden? Çünkü iyimser senaryo çalışıyor. Yani içeriye sıcak para girişi başladı. Hele yazın turizm dövizleri aktıkça kur daha da gevşeyecektir. Bir de IMF anlaşması sağlanırsa, kur büsbütün çökebilir. O zaman MB mutlaka devreye girip döviz almalıdır.
Peki biz bunu doğru bildik diye böbürlenecek miyiz? Çünkü bir çokları farklı tahminler içindeydi. Elbette hayır. Sadece verileri izlemiş ve doğru varsayımlar koymuşuz. Bakınız aşağıdaki tablo çok itibarlı bir bankanın uzman kadrosu tarafından hazırlanmış.
Bankanın büyüme tahminleri hiç de gerçekçi değil. Anlaşılan hükümet onları krizin teğet geçeceğine ikna etmiş.
Öylesine yüksek büyüme beklemişler ki, cari açığın bile en iyi olasılıkla 28 milyar dolar olacağını hesaplamışlar. Oysa o tarihte biz 12 milyar dolar olan dış açık beklemişiz. Şimdiki tahminimiz çok daha da az. Üstelik sonbaharda petrolün varilinin 70 doları bulabileceğini düşünüyoruz. Hatta hiç açık oluşmazsa şaşmam.
Fiyakalı gençler
Tahminleri doğru tutturmak aslında hiç de kolay bir şey değildir. Ama bizim ülkemizde yanlış çıktığında da hatırlayan olmuyor.
Mesela televizyonlarda “Borsada hayır yok” “Merkez döviz satmazsa burası çöker” diye bas bas bağıran fiyakalı gençler şimdi çıkıp yüzleri kızarmadan nasıl doğru tahminde bulunduklarını söylüyorlar. Bir taşla iki kuş, bir lafla iki yalan!
Ancak döviz kurunu doğru bildim diye benden kimse bunu sürekli yapmamı beklemesin. Gerçi 2001’de de (temmuzdaki bir yazımla) tutturmuştum. Ama fiyakam bozulmadan sahneden sıvışmamda yarar var. Çünkü çekirge bir sıçrar, iki sıçrar... İtibarın yüksekken ayrılacaksın!