Bu krizin ne kadar süreceği üzerine çeşitli görüşler var. Bunların kimisi ABD ekonomisinin 2009 yılının üçüncü çeyreğinde toparlanacağını düşünüyor. Bunlar iyimser olarak niteleniyor. Kimisi de 2009 yılının kayıp yıl olduğunu, 2010’dan önce işlerin düzelmeyeceğini düşünüyor. Bazıları ise daha da derin bir krizin oluştuğunu, tıpkı 1929’da olduğu gibi bir yıldan uzun bir krize kendimiz alıştırmamız gerektiğini belirtiyorlar.
Gerçek hangisi? Bunu şimdiden kestirmek güç. Üstelik hiçbir küresel kriz aynı sürede tamamlanmış değil. Alınacak tedbirlerin isabetli oluşuna, zamanında hareket edilmesine ve siyasal istikrara bağlı olarak toparlanma çabuklaşabilir.
Aşağıdaki grafikte 4 büyük küresel krizin süreleri ve derinliği görülüyor. Tabii süre uzadıkça derinlik de artıyor. Örneğin, 1929-1930 krizi hem uzun sürmüştü, hem de düşüş daha yüksek olmuştu. Öte yandan 1973 petrol krizi ve teknoloji hisselerinin çöktüğü 2000 krizi ise aynı oranda düşüşlere rağmen, ikincisi 200 gün daha uzun sürmüştü.
- 1929-1932 krizi 810 gün sürmüştü ve o süreçte borsa tam yüzde 90 oranında düştü.
- 1973-1974 krizi 450 gün sürmüştü ve o süreçte borsa tam yüzde 48 oranında düştü.
- 2000-2002 krizi 660 gün sürmüştü ve o süreçte borsa tam yüzde 49 oranında düştü.
- Son kriz (2007-2008) çıkalı 410 gün oldu ve bu süreçte borsa tam yüzde 49 oranında değer kaybetti.
4 büyük mali kriz (1929-1932 Wall Street Çöküşü; 1973-1974 Petrol Krizi; 2000-2002 Teknoloji Balonu çöküşü; 2007-2008 Konut Kredisi Krizi)
(Sarı kutu: dik eksen krizde borsa düşüş oranını gösteriyor. Yatay eksen piyasa günlerini gösteriyor)
Şu anda krizin bitmediğini biliyoruz. Bitmesini de beklemiyoruz. Zaten bitseydi en kısa süren küresel kriz olurdu. Bu krizde, başlangıçtan bugüne değin (yani hemen hemen 10 aylık sürede), borsadaki kayıp oranı yüzde 50’yi bulmaktadır. Bu kayıp 1929 krizinde ilk 45 günde oluşmuştur. 1973 ve 2000 krizlerinde ise sırasıyla 15 ay ve 22 ay sürmüştür. Kısacası, bu açıdan bakıldığında, daha çok 1929 krizine benzediği düşünülebilir.
Bununla beraber, 1929 krizine benzemesini 3 nedenle de beklemiyoruz. Birincisi, krize tedbir almakta gecikilse de 1930 krizi gibi yanlış teşhislerle hareket edilmedi. İkincisi, tüm dünya ülkeleri buna tepki verdi ve birçok önlem cömertçe ve eşgüdümle yürürlüğe konuldu. Bir de siyasal gelişme var.
ABD’deki iktidar değişikliği krizin ortasında yeni bir umut dalgası yaratıyor. Yeni Başkan Obama beklentileri değiştirebilir. Ve o gazla büyüme tüketici güveninin toparlanması ile yeniden kendine gelebilir.
Son söz olarak da şu söylenmeli: dünyada pek çok ekonomik krizin kalıcı yahut uzun süren hasarları olmuştur. Ama hiçbir finansal kriz ebedi bir ahirete dönüşmez. Süresi vardır. O bitince etkileri de geçer. Bu küresel kriz de geçer. Kubbede hoş bir seda bırakır.