HurÅŸit GüneÅŸ

HurÅŸit GüneÅŸ

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu seçimlerde kamuoyu yoklamaları medyada çok az yer aldı. Seçim sonuçlarını tahmin etmekte bu nedenle zorlanıyoruz. Doğal olarak, ekonomik krizlerin sonucunda iktidar partisi yıpranır ve oy kaybeder. Bakalım bu seçimlerde AKP ne kadar oy kaybedecek? Gerçi mitingleri farklı konularda polemiğe dönüştüren AKP lideri, muhalefet partilerinin krizi işlemesine pek fırsat vermedi. Ama tablo yine de değişebilir.
Öte yandan, iktidar partisinin liberal yandaşları bu seçimlerin darbe yanlılarının halk tarafından yargılanması olarak görüyor. Sanki CHP veya MHP darbeci! Yahut yargıyı yöneten AKP hükümeti de Ergenekon zanlıları mahkûm olursa, bu, AKP’nin hanesine bir artı olarak yazılacak! Oysa yargı bağımsız değil mi? Seçimlerle Ergenekon’un ne alakası olabilir? 

Mantıksız liberaller
Kimileri de bu seçimleri 28 Şubat’ın yargılanması olarak niteliyor. Özellikle birçok neoliberal/tutucu bu tezi dillendiriyor. Bu anlayışa göre, yerel yönetimlerin başına AKP’liler gelirse darbeler cezalandırılmış olacak! Mantığa bakın! 1995 seçimlerinde yüzde 21’den fazla oyla birinci olan Fazilet Partisi 1999 seçimlerinde (28 Şubat’ın ertesinde) yüzde 15.4 almadı mı? Tam 10 yıl sonra neden mağdur olan 
Fazilet’in oyları AKP’ye gitsin?
Gerek Türkiye, gerek başka ülkelerin ekonomik kriz deneyimleri enflasyonist krizlerin iktidar değişikliklerine yol açmadığını, ama olağanüstü işsizlik yaratan krizlerin rejim değişikliğine kadar uzandığını gösteriyor. Gelişmeler krizin 4 milyona varacak işsiz yaratacağını gösteriyor. İktidar ve ona bağlı olan medya krizin küresel olduğunu ve Türkiye’nin oldukça hafif atlattığını anlatadursun, sıkıntı çeken halk mutlaka siyasal davranış değişikliği gösterecektir.
Fakat ne denirse densin, Türkiye’de demokrasi son 25 yılda epeyce kökleşti. Derinlik kazandı. Rejim değişikliği yahut darbeler artık olanaksız. Ama erken seçim bir hayli olası görünüyor. Fakat erken seçimleri de Başbakan hıyanet olarak niteliyor. Ekonomi bu durumdayken nasıl olacak da Başbakan 2011’e kadar o koltukta oturacak? 

Krizle geldi,  krizle gider
1958 devalüasyonu öncesinde DP bir hayli oy kaybedeceÄŸi kaygısıyla seçimlere gitmiÅŸti. Gerçekten de 1954 seçimlerinde yüzde 57.5 alan DP, 1957 seçimlerinde yüzde 48’i bile bulamadı. Öte yandan, CHP oylarını yüzde 35’ten 41’e çıkarmayı baÅŸardı. Hatta 1960 darbesi olmasaydı, devalüasyon sonrası CHP seçimlerin hükmen galibi bile olabilirdi. Â
Bu seçimlerde AKP’nin oyları pek düşmeyebilir. Ama bu, bundan böyle AKP’nin iktidarda zorlanmayacağı anlamına gelmez. Krizlerin ardından sıkıntıları en fazla dile getiren ve umut dağıtan siyasal parti iktidara gelecektir. Kısacası, krizle iktidara gelen AKP, krizle iktidardan gidebilir. Teğet geçti filan diye kendini avutması da yetmez.
Üstelik 2002 krizinden çabuk çıkıldı çünkü dünya krizde değildi. Bu kez çıkış çok zor. Sadece birinin çıkıp umut verecek bir siyasal yaklaşımı ortaya koyması gerekiyor.