Dün açıklanan kasım ayı sanayi üretim endeksi, içinde bulunulan krizin neredeyse 2001’e benzeyeceğini gösteriyor. Kasım ayında sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre tam yüzde 13.9 düşmüş. Vahim bir durum.
Önce hangi sektörlerin özellikle etkilenmekte olduğuna bakalım. Giyimdeki iniş yüzde 13.7. Ana metal sanayii ile makine sanayii ise yüzde 25 gerilemiş. Motorlu kara araçları sektörü ise tam bir çöküş halinde; gerileme yüzde 41!
Moral çöküntüsü
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) artık sanayi kesimini ara malı, enerji, tüketim (dayanıklı ve dayanıksız) ve sermaye malları sektörünü ayırarak da yayımlıyor. Kasım ayında ara malı üretimi yüzde 16.9 gerilemiş. Dayanıklı tüketim malları üretimi haliyle dayanıksız tüketim mallarından daha fazla gerilemiş; yüzde 8.7. Enerji üretiminde de düşüş var; yüzde 4.5. Sanayi talep etmeyince enerji üretimine de gerek kalmıyor.
Fakat en belirgin düşüş sermaye malları üretiminde olmuş: yüzde 29.1. Demek ki, umutlar iyiden iyiye sönmekte. Yakın gelecekte bir büyüme yahut toparlanma sinyali görülmüyor ki yatırım malı üretimi hızla düşüyor.
2001 krizi oluştuğunda en yüksek daralma yine kasımda oluşmuştu: yüzde 14.4. Geçtiğimiz kasımda da yüzde 13.9’luk bir gerileme 2001 kadar kötü bir yıla girip girmediğimiz konusunda bizi endişelendiriyor. Olabilir.
Tabii bu durgunluk ve talep çöküşünün aynı düzeyde uzun süre devam etmesine bağlı. 2001 krizinden çok hızlı çıktık çünkü o dönemde küresel bir kriz yoktu. İhracattaki hızlı artış toparlanmaya çok yardımcı oldu. Dış talebin çabuk toparlanamayacağı anlaşıldığına göre, 2009 konusunda pek de umutlu değiliz. Kaldı ki, 2001’den farklı olarak yurtdışındaki bankaların bize yardım edecek mecali de kalmadı.
İç taleple büyüme hatası
İç taleple, yani kamu harcamalarıyla büyümeyi canlandırma ise yeniden başa dönme anlamına geliyor. Yani artan iç taleple dış açık yeniden büyütülmüş olacak. Bu nedenle, ısrarla bir süredir, “Aman kurun düşmemesine özen gösterin” diye ikaz ediyoruz.
Bu verinin bir başka yönü de 2008 yılı büyümesinin yüzde 2’yi bile bulmayacağını göstermesi. Kısacası, bu veri hükümeti sarsacak nitelikte. 2001 krizi hükümeti devirmedi mi? Ancak şimdi herkes Ergenekon davasındaki son tutuklama dalgasıyla meşgul edilir oldu.
Ülkede dar gelirli vatandaş işsizlikle sarsılırken, aydınlar hegemonik gelişmeden kaygı duyarken, neoliberaller muhafazakârların dümen suyuna girmiş görünüyor. Haydi hayırlısı!