Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye tarihsel olarak zor dönemlerinden birini daha yaşıyor. Öylesine ki, sadece bir ekonomik krizle değil, aynı zamanda da rejimi ve ulusal bütünlüğünün tehditle karşı karşıya olduğu görülüyor.
Siyasal ve sosyal sorunlar ekonomik krizler sonucu oluşabilir. Mevcut sorunlar ise ekonomideki kötüleşmeyle büsbütün derinleşir. Öte yandan, siyasal ve toplumsal istikrarsızlığın tırmandığı koşullarda ekonomik gelişme de sağlanamaz. İşte Türkiye’nin içine girdiği kıskaç da bu.
Ülkemizde PKK’nın terörist faaliyetler içinde olduğuna kuşku yok. Fakat bir ülkede terör eylemlerinin olmasıyla ayaklanmaların başlaması farklı olgulardır. Güneydoğu’da birçok ilde halkın bir kesiminin, farkında olmasalar da ayaklanma içine girdikleri görülüyor.
Açıkça, devlete başkaldırılıyor! Ellerde Apo resimleri, Kürdistan bayrağı ve polise atılan taşlar! Başbakan’ın o bölgedeki her ziyaretinde esnaf, ya tehditle, ya da kendi isteğiyle dükkânını kapatıyor. Ne üzücü bir durum!

Haberin Devamı

Terör ve ayaklanma
Bir zamanlar DTP milletvekillerini terörist PKK ile ayrıştırmak gereğinden söz eden neoliberal kesim şimdi ne diyor? Oysa DTP’yi demokratik barış için bir umut olarak görüyorlardı. Şimdi DTP bizzat bu kışkırtmayı üstlenmiş durumda. Yine toplum yanıltılmaya çalışılmadı mı?
Devletin hatası olmadı mı? Elbette oldu. Kuzey Irak’ta Türkmen yanlısı bir politika izlerken, ülkemizde yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızın soydaşlarını dışlamak doğru bir politika değildi. Kırgınlık ve dışlanmışlık yarattı. Unutmayalım, komşu ülkelerde yaşayan Türklere gösterdiğimiz ilgi kadar başkalarına karşı da sorumluluğumuz var. Türkiye’nin “bölgenin ağabeyi” olduğunu unutmamalıyız. Türkiye köken olarak Türklerin değil, bu ülkede kader birliği yapmış insanların ülkesidir.
Ülkemizde aydın-orta sınıf ile geniş halk kesimleri arasında giderek derinleşen bir kültürel uçurum oluşuyor. Bu uçurumdan da kuşkusuz AKP besleniyor. Kabul edelim ki, AKP ne DP, ne AP, ne de ANAP’a benziyor. Çok daha muhafazakâr ve din eksenli bir parti.
Ancak neoliberallerin iddiasının aksine, gelenekçi-tutucu duruşuyla AKP adeta aydınlardan öç alıyor. Oysa bu çok yanlış. Nitekim Ergenekon davası bir ucube olarak görünüyor. Kimse ne olduğunu anlamış değil. Kim, neden yargılanıyor?

Haberin Devamı

Hoşgörü ve uzlaşma
Ne olursa olsunlar, demokrasi karşıtı olsalar bile bazı kimselerin özel hayatlarına müdahale edildiği anlaşılıyor. Özgürlükçü geçinenlerin buna müthiş bir tepki göstermesi gerekiyordu.
Oysa tam aksine, neoliberaller oyuncak bulmuş çocuk gibi bu davaya seviniyorlar. Nihayet, darbe yapmışlar değil, darbe tasarladığı iddia edilenler yargılanıyor!
Tekrarlayalım; demokrasi bir hoşgörü ve uzlaşma rejimidir. AKP’nin böylesi bir sürece katkıda bulunduğu savunulabilir mi? Hayır. Toplumdaki barış ve dayanışma giderse burası ülke olmaktan çıkar. Her alanda daha hoşgörülü ve güçlü bir siyasal anlayışa ihtiyaç var.
İşte bu zorluklar karşısında hükümetin (göreli olarak daha kolay çözebileceği) ekonomik sorunlara hızla çözüm bulması gerekiyor. Ekonomik durgunluk eşiğindeki Türkiye’nin zaman kaybettiği takdirde kıskaçta sıkışacağı gözlerden kaçmamalı.