Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Varlık barışı nedeniyle vergi dairelerine başvuranların beyan ettikleri miktar 13.5 milyar TL’yi bulmuş. Bu haberi hükümete yakın basından önceki gün öğrendik. Tabii bir de bankalar kanalıyla gelecek para var ki, henüz bunun düzeyi hakkında net bir bilgi yok. Öyle sanıyoruz ki, bu da 3-4 milyar TL’den az olmayacaktır. Böylece 17-18 milyar TL karşılığı bir nakdi servet mart ayı içinde Türkiye’ye gelecek.
Bu haber çıktığında döviz kurunda ani bir düşüş beklenmeliydi. Ama olmadı. Dün dolar dünyadan gelen olumsuz haberlerle (özellikle GM’in batma kaygısıyla) 1.76 TL’yi gördü. Tabii bunlar işin bahanesi.
Yabancı yatırımcının Türkiye’den çıktığını sanmıyoruz. Bankalar daha önce aldıkları dış borçları ödemeye devam ediyorlar. Ancak şunu belirtelim ki, bir ay içinde ülkeye 10 milyar dolar döviz akacaksa bu kur nasıl olacak da 1.75 TL’de kalacak?

Haberin Devamı

Miktar şaşırttı
Bu arada okuyucularımızdan da özür dileyelim. Çünkü biz böylesi yüksek bir miktarda servet akışının olabileceğini sanmıyorduk. Bu paralar her ne nedenden çıkmışsa, ya da gelmiyorsa o nedenle gelmeyeceğini savunmuştuk. Üstelik paranın geldiği çoğu ülkede mevduat güvencesi sınırsız hale gelmişken, Türkiye’de mevduat güvencesi hâlâ 50 bin TL ile sınırlı.
Gerçekten merak ediyoruz: Nasıl oldu da bu kadar para geldi? Acaba gerçekten bu paralar vergi nedeniyle mi çıkmıştı? Çünkü çok ciddi bir vergi affı geliyor. Yoksa bu paraların bir kısmı kara paraydı da şimdi böylece aklanmış mı oluyor? Yahut da yurtdışından bir türlü getirilemeyen ciddi miktarlarda paralar vardı da bu bahane mi oldu? Bütün bunları anlamak çok zor. Ancak bu konuda kafa yormak zorundayız. Çünkü bunu doğru anlarsak aynı zamanda yurtdışında Türklerin ne kadar parası kaldığını da kabalama tahmin edebiliriz.
Elbette kimin ne kadar para getirdiği maliye tarafından açıklanmayacaktır. Zaten bu, yasalara da aykırı. Ama ekonomistlere iki konuda bilgi verilse çok yararlı olur: Birincisi, hangi ülkeden ne kadar para geldiğini bilmemizde yarar var. İkincisi de kaç kişinin bundan yararlandığını bilmemizde.

Haberin Devamı

Vergi mi, para aklama mı?
Paranın bir kısmının Dubai’den ya da Katar’dan gelmesi başka endişeleri doğurur. Bunun normali büyük bir kısmının İsviçre’den, yahut Londra’dan gelmesidir. Tabii bir ölçüde ABD, Lüksemburg ve Almanya gibi ülkeler de olabilir. Eğer bu 10 milyar dolar 1000 ya da 2000 kişi tarafından getirildiyse, kişi başına 5 ya da 10 milyon dolar eder. Bu zor bir olasılık. Demek ki 3 ya da 4 bin kişi böylece para getirmiş.
Bu kadar kişinin eğer temel kaygısı vergilerse, tasarruf üzerindeki vergileri azaltmanın yollarına bakılmalıdır. Türkiye’de zaten tasarruf yetersizliği sorunu var. Yok eğer Batı’daki kriz nedeniyle oradaki bankalar sallandığı için bu para gelmişse bu da sevindirici. Çünkü, demek ki Türk bankaları daha güvenilir bulunuyor. Fakat sanmıyoruz; yurtdışında da Türk bankaları var.
Bir başka olasılık da birçok işadamının bu yıl kendi işine para koymak zorunda kalması. Yurtdışındaki çıkısından bir miktarını bu nedenle getiriyor olabilir. Yine tam olarak bilmek olanaksız.
Fakat bu veri, dış finansman sorunu olmadan bu yılın atlatılabileceğini gösteriyor.