Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen hafta mart ayına ait sanayi üretimi açıklandı. Bu veri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20.9’luk bir azalmaya, öte yandan, şubat ayına göre, yüzde 13.4’lük bir artışa işaret ediyor. Bu aylık artış kimilerini sevindirmiş. Krizin dibinden çıkmak üzere olduğumuz sanılar uyanmış. Oysa 2008 yılının da mart ayında şubata göre yüzde 9, 2007 yılında da yüzde 15’lik artışlar olmuştu. Yani bu artışlar mevsimsel. Umutlanmaya gerek yok.
İlk 3 ayın sanayi üretim artışı geçen yıla göre ortalama yüzde 22 gerilemiş. Gerek iç (toptan ve perakende) ticarette, gerek konut ve inşaatta bu gerilemenin çok daha keskin olduğu zaten biliniyor. Milli gelirin geriye kalan en önemli parçası ise ulaştırma. Bu kesimde daralma gözlenmiyor. 

Tahminler iyimser kaldı
Tarımda da çok olumsuz bir yıl beklenmiyor. Ancak gerek ilk 3 ayda olsun, gerek yıl sonunda, bu kesimler toplam milli geliri yukarı taşıyacak boyutta olamaz. Bu itibarla, milli gelire üretim tarafından bakıldığında, ilk 3 ayda geçen yıla göre yüzde 15’e yakın bir daralma gözüküyor.
Konuya diğer yönden, yani harcamalardan bakalım. Yani yatırım ve tüketim açısından. İlk 3 ayda yatırım malı imalatı yüzde 44 azalmış. Yatırım malları ithalatı da ilk 3 ayda geçen yıla göre yüzde 39 daralmış. Kısacası, ilk 3 ayda yatırımların geçen yıla göre en az yüzde 40 daraldığı ortada. Tüketimle ilgili elimizdeki tek aylık veri ise CNBC-e tüketim endeksleri. Bu konunda CNBC-e’nin elinde farklı veri setleri var. Kimisi yüzde 23’lük bir daralmaya işaret ediyor, kimisi yüzde 54’e. En düşüğü bile ele alınsa, iç talebin yüzde 25’ten fazla daraldığı anlaşılıyor.
Dış talebe, yani ihracata gelince... İhracat ilk 3 ayda geçen yıla göre ortalama yüzde 26 düşmüş. Buradan da anlaşılıyor ki, milli gelirin tüm bileşkelerinde daralmalar yüzde 20’lerin çok üstünde. Bu durumda nasıl olacak da milli gelir ilk çeyrekte sadece yüzde 10 kadar daralacak? Bu nedenle birçok meslektaşımın tahmini iyimser kalıyor. Milli gelirdeki daralmanın ilk çeyrekte yüzde 15’i bulması bizi şaşırtmayacaktır. 

Yıl sonuna doğru hava değişebilir
Yılın ilk çeyreğinde böylesi bir veri oluştuktan sonra yıl sonuna doğru çok olumlu veriler gelse bile büyüme beklentileri konusunda yanılmamak gerek. Küresel gelişmeler olumlu yönde olur ve krizin atlatılmaya yüz tuttuğu konusunda daha belirgin veriler oluşursa, tek haneli bir daralmayla yılı tamamlayabiliriz. Üstelik kimi az etkilenen sektörlerin yardımıyla, bu, yüzde 6-7’lerde de kalabilir.
Önceden de belirttiğimiz gibi, bu kriz 2001 krizinden çok daha fazla hasar verecek. Çünkü bu krizde sadece iç talep çökmedi. Aynı zamanda da dış talep çöktü. Üstelik üretim ve ihracat yapısında çok önemli değişimler olduğundan bu kriz çok daha fazla işsizlik yaratıyor.
Böylesi bir tablodan çıkış için (küresel kriz çabuk bitsin diye) hem dua etmek hem de ülke içinde hızlı ve etkin tedbirler almak gerekiyor. Ama Başbakan’ın bile kabine değişikliğiyle itiraf ettiği gibi, şimdiye kadar bu başarılı olmadı.