Hükümet ne denli inkâr ederse etsin, IMF ile müzakerelerde sorun var. Bunun da kaynağında, öteden beri belirttiğimiz gibi, bütçe performansı bulunuyor. Geçen hafta açıklanan verilerden anladık ki, 2008 yılının son 2 ayında bütçe deşik olmuş.
Bu koşullarda 2009 bütçesi daha da berbat olabilir. IMF’nin de endişesi bu olsa gerek. Hem 2008’in son 2 ayı bütçe çok kötü yönetilmiş, hem de 2009 bütçesi hiç gerçekçi değil.
2009 yılında bütçe giderlerinin yüzde 16 artması öngörülüyor. Enflasyonun yüzde 5-6’dan fazla olmayacağı düşünülürse, harcamalarda oldukça önemli bir artışın hedeflendiği anlaşılıyor. Örneğin faiz dışı giderlerde artışın yüzde 17’ye yaklaşması bekleniyor. Demek ki, yüksek bir artış hedeflenmiş durumda. Belki bu hedef yatırımlarından kaynaklanıyor, belki de durgunluğun yahut özel kesimin harcamalarını kesmesi karşısında kamu destekli bir iç talep canlanması düşünülüyor.
Açık daralabilir mi?
Asıl en ilginci ise gelirlerdeki artış beklentisinin yüksekliği. Vergi gelirlerinde 2008’e göre yüzde 20’den fazla artış bekleniyor. Vergilerin dolaylı vergi ağırlıklı olduğu ve tüketimin tam bir çöküş içinde olduğu düşünülürse, bu oldukça hayalci bir hedef, yahut da beklenti. Vergi dışı gelirlerde de enflasyonun oldukça üstünde bir artış hedeflendiği görülüyor: Yüzde 14.5. Bize kalırsa 2009 yılında özelleştirme gelirlerinde ciddi bir gelişme beklemek doğru olmaz.
Bu denli gerçekçi olmayan bir bütçe tasarısıyla bütçe açığının da 17.1 milyar TL’den 13.4 milyar TL’ye de inmesi bekleniyor. Yani bütçe açığının derin bir ekonomik durgunluk sürecinde yüzde 22’ye yakın daralması bekleniyor. Bu elbette mümkün değil. Buna bağlı olarak da faiz dışı dengenin (ya da fazlanın) 33.6 milyar TL’den 44 milyar TL’ye çıkması düşünülüyor.
2009 yılı vergi beklentilerine baktığımızda hemen hepsinin yüzde 19-20 arasında artması beklendiğini görüyoruz. Sadece ithalden alınan KDV’nin yüzde 28 artması bekleniyor. Petrol fiyatlarının düştüğü, ithalatında hızla daraldığı bir konjonktürde bunun gerçekçi olmadığı ortada. Üstelik bu kalem toplam vergilerin yüzde 19’unu oluşturuyor.
IMF itirazı
Harcamalara gelince... Personel harcamaları yüzde 17, sosyal güvenlik primleri yüzde 12.5, mal ve hizmet alımlarınında yüzde 10 artması düşünülmüş. Fakat bütçe harcamalarının yüzde 34’ünü oluşturan cari transferler ise yüzde 26’dan fazla artması düşünülmüş. Cari transferlerin yarıdan fazlası sosyal güvenlik kurumlarına yapılan transferler. Ancak geri kalanı mahalli idarelere yapılan yardımlar, tarımsal destekleme ve öğrenci kredileriyle burslardan oluşuyor. Bunlar da hükümetin kendisi için hazırladığı seçim kasasını oluşturuyor.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. 2008 yılının son iki ayında uygulanan bütçe yapısına baktığımızda 2009 yılı bütçe tasarısının hayal âleminde hazırlandığı ortaya çıkıyor. Ya da tam bir kandırmaca. IMF’nin itirazının temelinde de bu var.